Ay: Eylül 2024

TATİLDE KOCAMI ALDATTIM..(Alıntı)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

TATİLDE KOCAMI ALDATTIM..(Alıntı)
25 yaşında 5 yıllık evli bir kadınım. Eşimle aynı yaştayız. Mükemmel bir evliliğimiz var, mutluyum, anlayışlı, her isteğimi yerine getiren bir kocam var. Ama tek sorunumuz cinselliğe bakış açımız… Kocam tam anlamıyla azgın bir erkek… Bense, onun kadar sekse meraklı değilim. Yetiştiriliş tarzım, seksi umacı gibi gösteren ailem, kendimi bakire olarak kocama saklayıp her şeyden kendimi soyutlamam, her şey bir araya geldi, neredeyse frijit bir kadın oldum çıktım. Yıldırım aşkına tutulup birbirimizi sevdik, flört dönemini kısa tutup evlendik. Birbirimizi yeteri kadar tanıyamadan… Sadece, ben ona ilk erkeğim olduğunu anlattım, o da buluğ çağından beri seks yaptığından bahsetti. Sayısız kız ve kadınla yatmış, ama tanıştıktan sonra sadece ben varmışım. Her şeyi bana o öğretecekmiş. Seviştiği hiçbir kadın benim kadar güzel, seksi, gösterişli değilmiş. Gerdek gecesinden başlayarak öğretmeye başladı da… İlk defa bir erkeği çırılçıplak gördüm, kalkmış bir erkekliğe ilk kez yakından bakıp dokundum, bacaklarımın arasına ilk kez bir yabancı el, bir erkek organı değdi… Zifaf korkumu anlayışlı, sevecen kocamın yardımıyla atlatabildim, tüm gece uğraştıktan sonra, sabaha karşı bekaretimi verdim. Sonrası da hep böyle devam etti. Sürekli kocam istedi, ben verdim. Sadece içki içtiğim nadir günlerde bazen azıp ilk hareketi ben yaptım. Tek kadeh bile beni sarhoş etmeye yeter, rahatlar, gülmeye başlarım. İkinci kadehte hareketlerimi kontrol edemem, o seksi görev gibi gören kadın gider, kocama azgın bir fahişe olurum, sonra da sızar kalırım. Sabah başımın ağrısıyla, bacaklarımın arasında kocamın kurumuş dölleriyle, yanımda mutlu mesut yatan kocamla uyanırım. Bir ay önce tatile gittik. Güzel bir tatil köyüydü. Geniş bir arazinin içinde yayılmış bungalow tipi, içleri çok güzel dekore edilmiş müstakil evlerden oluşmuştu. Her şey harikaydı, gülüyor, eğleniyorduk. Gündüzleri ortadaki büyük yüzme havuzuna, geceleri köyün içindeki diskoya gidiyorduk. Günlerimiz harika geçiyordu.
Üçüncü günün sonunda havuz başında eğlenceler düzenleyen animatör gençle samimi olduk. Adı Hakan’dı ve hep bizimle takılmaya başlamıştı. Kocamla kafaları uyuyor, ben de onlara katılıyordum. Kısa sürede Hakan’ın asıl amacının bana asılmak olduğunu anladım. Hareketleri, bana bakışları değişikti. Tamam yakışıklı çocuktu, güçlü kuvvetli, gösterişli kasları, sportmen vücuduyla güzel bir erkekti. Ama kocam varken ona yüz veremezdim. Kocama birkaç kez ima ederek anlatmaya çalıştım. Gece yatağımızda benimle sevişirken,
-“Kadir…” dedim. “Şu Hakan… Gözü hep üzerimde… Yiyecek gibi bakıyor. Havuzda iki parça bez var üstümde, onları da gözleriyle soyuyor. Çekiniyorum…” falan dedim. Aldırmadı bile… Güldü… -“Sikecek gibi mi bakıyor? Aldırma aşkım… Dediğin gibi, yanında ben varım. Öyle güzelsin ki, hele o minik bikinilerini giydiğinde öyle seksi oluyorsun ki, zavallı Hakan da her erkek gibi sana bakmadan yapamıyor. Boş ver… Sana bakan diğer erkeklerin yanında o da benim güzel, seksi karıma biraz bakıversin… Bence sakıncası yok… Biz tatilimizin tadını çıkaralım.” diyerek sevişmeye devam etti. Ne geniş kocam vardı benim… Kendine o kadar güveniyordu ki, kıskanmak kelimesini bilmiyordu bile… Kocam her zamanki gibi misyoner pozisyonunda üstümde gidip gelirken, bu kadar rahatlığın iyi bir şey olup olmadığını sorgulayarak yattım altında… Bir parça kıskansa daha mı hoşuma gidecekti? Kısıtlasa, her şeyime karışsa, kızsa… Karar veremedim bir türlü… Boş verdim ben de… Dikkatimi içime girip çıkan kocamın erkekliğine verdim, bir parça zevk duymaya çalıştım. Ertesi gün tatilimiz yine aynı şekilde devam etti. Yine havuz başı… Yine her boş anında yanımızda biten Hakan… Kocamın olmadığı anlarda onun beni yer gibi bakışları… Bir yandan çekiniyordum, pek yüz vermiyordum, bir yandan da böylesine beğenilmekten, istenilmekten gizli gizli bir mutluluk duyuyor, içim bir hoş oluyordu. Bir yanımda kocam, diğer yanımda Hakan… Bana hayran iki erkeğin arasında kendimi prenses gibi hissediyordum. Beşinci gün akşamı diskoya gittik. Harika bir ortam vardı. İnsanın kanını kaynatan canlı, gürültülü bir müzik, etrafta dünyaya aldırmaksızın dans edenler, öpüşenler, sevişenler… Sütyensiz, dik memelerimi ortaya seren kısacık, askılı bir tişört, altımda mini etek, ayaklarımda yüksek topuklu sandaletler vardı. Yanımda müziğe uygun kıpırdayıp duran kocamla ayakta dikilip etrafı seyrediyorduk. Hakan elinde kokteyl kadehleriyle yanımızda bitti. İçkiye dayanıksız olduğumu bildiğimden pek içmek istemiyordum. Ama hem Hakan’ın, hem kocamın ısrarlarını kıramadım, getirdiği kadehi aldım, içmeye başladık. İşte yine aynı şey oluyordu. Birkaç yudum sonra alkol damarlarımda dolaşmaya başladı. Benim de o evli, ağırbaşlı, ev kadını maskem bir anda çıt diye kırıldı, içimdeki kadın ortaya çıkıverdi. Birinci kadehlerimiz bittiğinde Hakan hemen gidip ikincileri getirdi. Ben de onlara katılmaya, olduğum yerde kıpırdayıp dans etmeye başladım. İkinci kadehlerimizi fondip yapıp kocamla kendimizi dans pistine attık. Loş ışığın altında yanıp sönen, dönüp duran ışıklar, gümbür gümbür çalan hareketli müzikler… Biraz sonra Hakan yanımıza geldi, yanımızda dans etmeye başladı. İki erkekle beraber dans ediyordum. Oryantal müzik başladı. En sevdiğim müzik… Kıvrılıyor, bükülüyor, uzun saçlarımı, mini eteğimi savurarak, müziğin ritmini içimde duyarak dans ediyordum. Hakan ve kocam da karşımda alkışlarıyla tempo tutuyorlardı. İkisinin de gözleri benim her yerimde dolaşıyor, bense onların arzulu bakışlarının altında bir profesyonel dansöz gibi kıvırıyordum.
Müzik bitti, masamıza döndük. Hakan tekrar içki getirdi. Ben artık kendimi iyice koyvermiştim. Bir dikişte onu da içtim. Olduğum yerde devam eden çılgın dans müziğinin etkisinde masada oturan erkeklerin önünde dans ediyordum. Öyle coşmuştum ki, oturduğum koltuğun üzerine bile çıktığımı hatırlıyorum. İkisi de, hatta etraftaki erkekler de aşağıdan beni izliyorlardı. Savrulan minicik eteğimin altına giydiğim tanga külodu bile görüyorlardı eminim… Ve alkolün verdiği cesaretle buna aldırmıyordum bile… Hatta hoşuma gidiyordu bana öyle bakmaları… Kocam da beni durdurmak, aşağıya indirmek için hiçbir hareket yapmıyordu. Sanırım bana bakmaları kocamın da hoşuna gidiyordu. Bir süre sonra yoruldum. Hareketli dans, fazla kaçırdığım alkol iyice etkilemiş, ayakta duramıyordum. Başım dönüyordu. Gülüyor, saçma sapan konuşuyordum. Kocam koluma girdi, -“Hadi gidelim hayatım, sen iyice oldun. Hakan bana yardım eder misin, karımı odamıza çıkaralım…” dedi.
İki yanıma geçip kollarımı boyunlarına attılar, beni kaldırıp diskodan çıkardılar. Aslında onların da benden farkları yoktu, onlar da iyi içmişlerdi. Kahkahalarla gülüyorlar, konuşuyorlar, dengelerini zor sağlıyorlardı. Ama ne de olsa erkek olduklarından içkiye daha dayanıklıydılar. Diskodan çıktık. Odamıza kadar olan yol boyunca kocamın eli sırtımda, Hakan’ın eli ise belimde, kalçalarımdaydı. Ben yürüdükçe elini kalçalarımda okşarcasına oynatıyordu. Öyle sarhoştum ki, tepki veremiyordum, o da okşamalarına devam ediyordu. Odamıza geldik, kapıyı açtılar, içeri girdik hep birlikte… Beni yatağın yanına kadar getirdiler. Önce oturdum, sonra başım dönünce sırt üstü attım kendimi… Altımdaki mini etek sıyrılmış,küloduma kadar meydandaydı, biliyordum fakat aldırmıyordum. Bu kafayla, gecenin bu saatinde etek düzeltmekle uğraşacak halim yoktu hiç…
Hakan da ayakta, hemen önümde duruyor bana bakıyordu. Sanırım tanga külodumun manzarası hoşuna gitmiş olmalıydı, gözlerini ayıramıyordu benden… Kocam yandaki koltuğa oturmuş, mini buzdolabından içecek bir şeyler aranıyordu sarhoş sarhoş… Hakan bana bakmayı bırakıp isteksizce iyi geceler diledi. Kapıya yönelmişti ki kocam elinde içki şişesiyle seslendi, -“Nereye Hakancım? Gel birer içki daha alalım dostum, cila olur…” diye davet etti. O da üstüne atladı, teklifi hemen kabul etti. Beni izlemeye doyamamıştı anlaşılan… Daha ilk içkilerini içerken kocam esnemeye başlamıştı. Bu arada Hakan’ın telefonu çaldı. Balkona çıkıp bir süre konuştu. Konuşurken bile gözleri benim üzerimden ayrılmıyordu, görüyordum. Hakan balkondayken kocam içkisini bitirmiş, koltukta kaykılıp horlamaya başlamıştı. Konuşmasını bitiren Hakan kocamın yanına geldi, -“Kadir abi…” diye seslendi, horlayarak uyuklayan kocamı dürttü birkaç kez, uyandırmaya çalıştı. Kocam hala uyumaya devam ediyordu. Onu bıraktı, benim yanıma geldi. Ben kolumu bile kaldıramıyordum, kısık gözlerimin arasından etrafımda fıldır fıldır dönen odada olup bitenleri izlemeye çalışmakla yetiniyordum sadece… Yanıma oturdu. Uzun uzun beni seyretti. Her zamankinden farklı, boğuk bir sesle, -“Bukeett…” diye seslendi bana… Başımı hafif kaldırıp aynı tonda, peltek peltek yanıtladım, gülüyordum bir yandan, -“Efendiimm..”
-“Sen niye bir içki daha içmiyorsun Buket?” Elimi tutmuş okşuyordu bunu sorarken… -“Çok sarhoş oldum Hakancım…” dedim. “İçki istemiyorum artık…” -“Canım, daha çok soda var bunun içinde… Bak, bu hapı da içine atıyorum. Bu ilaç baş dönmesine, sarhoşluğa birebirdir, etkilerini azaltır…” -“Azaltır mı? Heyy, güzelmiş. Ver bari içeyim…” dedim, kolumu zorla kaldırıp kadehi aldım elinden, sırtımı yatağın başlığına dayayıp yudum yudum içtim. O da benimle beraber kendi içkisini yudumlarken havadan sudan konuşup duruyordu. Bu arada benden taraftaki elini de dizime atmıştı. Sonra o konuşmaya devam ederken, dizimdeki eli çok yavaş hareketlerle bacağımı okşamaya, hafif hafif yukarılara doğru ilerlemeye başladı. Umursamadım. Zaten bir şey yapacak, karşı koyacak halim de, niyetim de yoktu.
Biraz sonra okşamaların dozu arttı, bacağımdaki el yine okşaya okşaya eteğimin altına girdi. Adeta bir yılanın süzülmesi gibi ilerliyordu bacaklarımda… Hoşuma da gidiyordu okşaması… Kedi gibi gerindim uzandığım yerde… İçimde bir şeyler akmaya, kaynamaya başladı. Bacaklarımın arasında okşayarak ilerleyen eli şimdi küloduma ulaşmış, kadınlığımı okşuyordu tanga külodumun üzerinden… Yarım ağızla itiraz ederek doğrulmaya çalıştım, -“Aaa… Ne yapıyorsun Hakan?” dedim peltek peltek… -“Şşşş… Sakin ol canım… Seni sikmek istiyorum sadece…” diyerek omuzlarımdan tutup geriye bastırdı beni… Direkt olarak sikmekten bahsetmesi komiğime gitmişti. Kızacak yerde gülerek, -“Terbiyesiz…” dedim. Elimi eteğimin altında kıpırdayıp duran elinin üstüne koydum. “Ahh… Hakan… Hakan… Çok terbiyesizsin, biliyor musun? Hem terbiyesiz, hem yakışıklısın… Sana, heykel gibi vücuduna, kaslarına, mayonu kabartan erkekliğine baktıkça bakasım geliyor… Bitiyorum Hakan… Yağlarım eriyor… Islanıyorum…” Sarhoşluğun verdiği cesaretle kelimeler istemsizce ağzımdan dökülüyordu. İçimden geçirdiğim, kendime bile söylemediğim şeyleri dile getiriyor, duygularımı, hayranlığımı itiraf ediyordum ona… -“Ben de sana hayranım aşkım… Bu güzel, biçimli vücuduna, gülüşüne, seksiliğine… Hastayım sana… Seni ilk gördüğüm anda da, her gördüğümde de sikim kalkıyor… Seni sevmek, okşamak, sikmek için deliriyorum… Ohhh… Çok güzelsin yavrum… O gün bu gün… Şimdi seni sikmek üzereyim… İsteğim oldu… Kocanın yanında sikicem seni… Onun gözlerinin önünde… Her yerini sikicem… Bu gece benimsin… Benim kadınımsın… Benim…” Elimi tutup kucağına koydu. Pantolonunun altında sertleşmiş, kazık gibi olmuş aletini tutturdu bana… -“Şuna baksana… Nasıl istiyor seni… Amına girmek için sabırsızlanıyor yarağım… Ohhhh… Bebeğim benim… Canımm…” Cevap verecek halim bile kalmamıştı. Onun böyle kaba, müstehcen, amlı, sikli, yaraklı kelimeler kullanarak konuşması da ayrı delirtiyordu beni… Tahrik oluyordum… Kocamdan pek duymadığım, konuşmasına izin vermediğim, susturduğum sözcüklerdi bunlar… Kendimi bıraktım ben de…
Beni seven, okşayan eline karşı koyacak gücüm yoktu. Tam tersine, karşı koymak şöyle dursun, daha da ilerlesin, okşasın, sevsin istiyordum. Kanım kaynıyordu. Kadınlığımı okşayan el iyice cüretini arttırmış, külodumu çekip çıkarıvermişti. Parmaklarını içime sokmuştu. Islanmaya başlayan amımın dudaklarını, klitorisimi okşuyordu parmaklarıyla… Kocama bakmayı akıl edebildim o durumdayken… Hala koltuğun üzerinde kaykılmış horlayıp duruyordu. Top atılsa duyacak hali yoktu… Sonra, bir şeyin farkına vardım. Kasıklarımda bir yanma başlamıştı. Alev alev yanıyordu cinsel organım, etrafı, içleri kaşınıyordu… Sanki vücudumun bütün kanı oramda toplanmıştı. Adeta tüm kanımın damarlarımda oraya doğru ilerlediğini hissedebiliyordum. -“Ne… Ne oluyor bana böyle?” diye sormaya çalıştım. Cevap bile vermedi bana… Eteğimi belime kadar sıvamış, başını kasıklarıma eğmiş, tüm dikkatini orama vermişti. Dirseklerimin üzerinde doğrulmuş, ne yaptığını anlamaya çalışıyordum sarhoş kafayla… Dudaklarını yapıştırdı orama… Dilini çıkarmış, bir köpek yavrusu gibi yalıyor, dudaklarıyla somuruyordu. -“Mmmm…” diye inledim. “Ohhh… Hakan… Ne yapıyorsun sen?” dedim fısıltıyla… Yalamayı bırakıp bana baktı başını kaldırıp, -“Amcığını yalıyorum canım… Güzel amcığını… İstemiyorsan bırakayım… Ne diyorsun? Bırakayım mı?” -“Yoo… Hayır… Sakın bırakma… Çok güzel… Devam et…” diye atıldım hemen… “Yalaman hoşuma gidiyor, oramın ateşini alıyor sanki… Ne oluyor bana böyle Hakan? Oram yanıyor sanki… Ne yaptın bana sen? Yoksa… Koyduğun hap…” Gülümsedi, -“Sadece içkine ilaç koydum güzelim… Azdırıcı… Bu gece seni sikmem için yalvaracaksın bana… Sikimi sokmam için, amından götünden sikmem için… Sikimi yalayabilmek için bana yalvaracaksın…” -“Yoo… Hayır… Asla yapmam, yapamam senin dediklerini… Ben… Ben evli bir kadınım… Kocamın yanında nasıl yaparsın bunu bana Hakan?” diye itiraz ettim gücümün kalan son kırıntılarıyla… Beni bıraktı, ayağa kalkıp üzerindeki pantolon ve gömleği hızla çıkarıp atıverdi. Sadece slip küloduyla kaldı. Külodun önünde kocaman bir kabarıklık vardı. Sonra külodunu da indirip çıkardı. Havuzda mayosu ıslandığında kabarıklığını gördüğüm ve hep merak ettiğim aleti fırlayıverdi dışarıya… Kocamınkiyle aynı boyutta, biraz kalınca bir erkekliği vardı, taş gibi olmuş, yukarıya doğru kalkmış haldeydi. Bana yaklaştı, yattığım yerden saçımı tutup canımı yakarak kendine çekti. Kasıklarına, erkekliğine yaklaştırdı dudaklarımı… Ne istediğini biliyordum. Çaresiz dilimi çıkarıp ucunu yaladım yavaşça… -“Bu gece kocan benim tatlım… Yala onu…” dedi sert bir sesle… “Yala ve em…”
Sikinin başını ağzıma soktu haşince… Çaresizce dudaklarımı açıp içeriye kabul ettim. Saçımdan asılarak sikini sokup çıkarmaya başladı ağzıma… Diğer elini de uzatıp tişörtümün dekoltesinden soktu, sütyensiz göğüslerimin üzerinde dolaştırmaya, sıkıp avuçlamaya başladı. İnledim. Hoşuma gidiyordu onu yalamak… Kasıklarının erkek kokusu afrodizyak gibi daha çok tahrik ediyor, delirtiyordu beni… Sanki içkime koyduğu ilaç yetmezmiş gibi… Elimi kasıklarıma apış arama götürdüm. Orada yanan ateşi parmaklarımla okşayıp söndürmeye çalıştım. Ne mümkün… Yanıyordum alev alev… İnce parmaklarım yangını söndürmekte yetersiz kalıyordu… Bir de göğüslerimi avuçlayıp duran el daha da arttırıyordu ateşimi… Sonra ağzımdaki cinsel organını çıkarıverdi, onu tutan elimden kurtarıp geri çekildi. Aletini emmekten yalamaktan ıslanmış dudaklarıma yumuldu. Hırsla karşılık verdim dudaklarına… Nefessiz bırakıncaya kadar öptü beni… Sonra dudaklarıma da bırakıp beni yatağa itti, kendisi doğrulup geri çekildi. Yatağın yanında ayakta beni izliyordu ıslak aletini okşayarak… Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi kalakaldım. Kasıklarımdaki o yanma, vajinamdaki şişkinlik, kaşıntı hissi hala devam ettiği gibi sanki şiddeti daha da artıyordu. İki elimi de apış arama götürdüm, sıkıyor, okşuyor, yatağın içinde bacaklarım sımsıkı kapalı kıvranıyordum.
Başımı yana çevirdiğimde birden gözüm kocama ilişti… Korktuğum başıma gelmişti… Gözleri açıktı… Bana bakıyordu… Yanıbaşında çırılçıplak bir erkekle beraber yatakta yatan karısına… Dünya başıma yıkıldı sanki… Utandım, yerin dibine geçtim… -“Oh, Kadir…” diyebildim. Bu arada Hakan üzerime eğilmiş, üzerimde ne varsa bir bir çıkarıp atıyordu. Kısa sürede ben de çırılçıplak kaldım, yatakta kıvranır haldeydim… Duramıyor, içimde yükselen seks isteğini durduramıyordum. Kocamın ifadesiz bakışları parlamaya başladı sanki… Anlayamıyordum… Olan biteni kavrayamıyordum… Neler oluyordu bana böyle? Her zamanki alkol azgınlığı değildi bu… İçime bir şey girmesi, bir erkeklik organının girip beni çılgınca becermesi için deliriyordum adeta… İçimdeki kaşıntıyı, yangını ancak böyle giderebilirdim… Öyle geliyordu bana… Kocama yalvardım, elimi uzatıp çağırdım, -“Kadir… Kocam… Yanıma gel… Yatağa… Seni istiyorum… Hemen…” Oysa sarhoş, kolunu kaldıramayacak vaziyette, koltukta beni, bizi izlemekle yetiniyordu. Peltek peltek, tipik sarhoş konuşmasıyla, dilini ağzının içinde zor döndürerek cevap verdi bana, -“Karıjımm… Harika görünüyorsun… İkiniz de öyle… Sanki pornolardaki sikişen artistler gibisiniz… Hadi sevişin… Ben sizi seyredeyim…”
Pantolonunu indirmiş, yarı sertleşen aletini eliyle sıvazlayarak bize bakıyordu bunu söylerken… Kulaklarıma inanamıyordum. Neler söylüyordu bu adam? Hakan atılıp söze karıştı, -“Kadir abiden sana hayır yok… Benim seni sikmemi istiyor… Öyle değil mi Kadir abi? Karını becermemi ister misin? Şimdi, şurada, gözünün önünde… Sikeyim mi güzel karını? Seksi karını?” Kocam başını salladı onaylayarak, -“Evet… Karımı sik Hakan… Becer onu… Sik kaltağı… Amına koy karımın… Seksin ne olduğunu öğrensin… İsteyip de alamamak neymiş öğrensin… Yalvarmayı öğrensin…” Hakan bana döndü bu kez, -“Sen ne diyorsun aşkım? Sikilmek istiyorsun değil mi? Oh, yavrum benim… Nasıl da kıvranıyorsun seks için, sikilmek için… Amcığından sular akıyor… Deli gibi sikilmek istiyorsun, biliyorum… Şu anda kim gelse sikilmeye razı vaziyettesin… Defalarca denedim bu hapı… Etkilerini çok iyi biliyorum. Sabaha kadar siksem doymayacaksın artık… Durmadan sevişmek istiyorsun şu anda… Ama hayır… Yalvar bana… Sikmem için yalvar… Amına koymam için, yarağımı amına sokmam için yalvar… Yoksa düzmem seni… Sikmem…”
Doğru söylüyordu… Öyle bir istekle kıvranıyordum, öyle bir çılgınca sevişme arzusu, sikilme isteği sarmıştı ki bedenimi… Bacaklarımı sımsıkı kapayıp amımı kıstırıyor, kollarımı kendime sarıp içimdeki kahredici isteği gidermek istiyordum. Ama nafile… Dediğini yapmaktan başka çarem yoktu… Kısık sesle istediğini yaptım, -“Lütfen… Hakan…” diye kekeledim. Elini kulağına götürdü, gülerek, -“Efendim? Duyamadım tatlım… Yüksek sesle söyle… Ben de, kocan da duyamıyoruz… Ne istiyorsun benden?” Artık sabrımın sonuna gelmiştim. Dayanamıyordum. Ne isterse yapmaya hazırdım. Yeter ki … -“Piç herif… Seni istiyorum…” diye bağırdım. “Sik beni… Alçak… Ne istediğimi biliyorsun… Orospu çocuğu… O hapı atarken bu duruma düşeceğimi biliyordun. Becer beni artık…Sik… Ne istersen yaparım… Gel artık… ” Bacaklarımı olabildiğince ikiye ayırdım. Elimle kadınlığımın dudaklarından tutup açtım. İçinden sular akan pembe çiçeğimi ona gösterdim. Umutsuzca yalvardım. Onun sözcükleriyle… -“Lütfenn… Seni istiyorum… O şeyini sok içime… Sikini… Yarrağını sok… Yalvarıyorum…” Gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı, bayağı ağlıyordum istemsizce… -“Peki aşkım… Madem çok istiyorsun sikmemi… İstediğini vereyim ben de… Öyle değil mi Kadir abi? Bak nasıl ağlıyor karıcığın… Sikmemi istiyor benden… Sikmem için yalvarıyor bana…” Elini uzatıp yanaklarımdan akan gözyaşlarımı sildi, “Canım benim… Kıyamam sana… Nasıl da ağlıyor, şuna bak Kadir abi…” -“Hadi artık Hakan… Sen de yalvartma artık… İstediğini ver karıma… Bak ben de bekliyorum… Sik artık şunu…” Sonunda dediğini yaptırmış, sikilmek için yalvartmıştı beni… Gözyaşlarımdan ıslanan yanağımı okşayan elini tutup avuçlarını öptüm, kendime çektim umutsuzca… Gülümseyerek geldi, bacaklarımı aralayıp arasına girdi. Sertleşmiş sikini tutup kadınlığıma sürttürdü, -“Ohhhh…” diye inledim kıvranarak… Gerisinin gelmesini bekledim. Gelmedi… Sikini su içinde kalmış, ıslak yarığım boyunca ileri geri sürtüyor, klitorisimi sikiyle okşuyor, delirtiyordu beni… Sikinin bu ilk teması bile yetmişti bana… İlk kasılmalarımı yaşadım. Daha içime girmeden orgazm oluyordum.
Amımdan sular fışkırıyordu adeta… Tişörtümü alıp bacak arama sürdü, ıslaklığını aldı. Amımın sularıyla ıslanmış tişörtümü burnuna götürüp kokladı. Sonra yavaş hareketlerle aletini kadınlığımın girişine nişanladı, başını dayadı. Dışı kuruyan kadınlığıma zorla sokmaya başladı. Acıyla inledim. Aldırmadı bile… Dudaklarını ikiye ayırıp sokmaya devam etti. İçimden gelen zevk suları tekrar akmaya, amımı kayganlaştırmaya başlamıştı hemen… Yarıya kadar soktu, geriye çıkardı. Tekrar soktu. Bu kez bir hamlede dibime kadar girmişti aleti… Boynuna sarıldım sımsıkı… Kendime çektim… öyle bir zevk alıyordum ki… -“Ahhh… Çok güzel…” diye inledim. Öylece kaldı içimde… Hareket etmiyordu… “Hadii… Devam et… Sik beni Hakan…” dedim. Başını ellerimle tutmuş, dudaklarına çılgınca öpücükler konduruyordum. Gidip gelmesini istiyordum içimde ama o hareketsiz duruyordu. Bu kez ben kalçalarımı kaldırıp indirmeye, sert aletin vajinamda gidip gelmesini sağlamaya başladım. Delirmiştim adeta… Deli kuvveti gelmişti bana…
Bacaklarımı beline dolayıp yana devrildim, erkeğimi sırt üstü yatırıp üzerine çıktım bir anda… Şimdi üstünlük bendeydi… İstediğim gibi hareket edebilirdim. O içimi kavuran istekle, inip kalkmaya başladım. Dizlerimin üzerinde yükseliyor, başı dışarıya çıkana kadar durmuyordum. Sonra hızla oturuyor, içimi yaran erkeklik organı dibime kadar dayanıyor, kasıklarımız birbirine yapışıyordu. Bir makine gibi devamlı tekrarlıyordum bu hareketi… Kasıklarındaki kılların klitorisime sürtünmesi öldürüyordu zevkten… Tekrar boşaldım o zevkle… Hakan’da ise tık yoktu. Boşalmamıştı. Dimdik penisi içimde, emrime hazır bir asker gibiydi…
Boşalmam bitince beni yana devirdi. Kalktı, belimi tutup domalttı yatağın üzerinde… Arkamdan girdi bu kez… Dakikalarca arkamda gidip geldi. Zevk sularım bacaklarımdan yatağa süzülüyordu. Elimi araya sokup parmağımı klitorisime götürdüm. Başım yastıkta, domalmış vaziyette, parmaklarımla klitorisimi okşayıp sıkarken Hakan da, yeni kocam da piston gibi gidip geliyordu içimde… İyice hızlandırdı hareketlerini… Ben yine yükselmeye, orgazma yaklaşmıştım ki aniden çıkıverdi içimden… Böğürüyordu adeta, belimde, sırtımda sıcak dölleri hissettim yağmur gibi… Boşalıyordu… Tam orgazma yaklaştığım anda aniden içimden çıkması delirtmişti beni… Yatağa attım kendimi… Parmaklarımla kendimi okşamaya, klitorisimi hırpalamaya devam ettim. Beni heyecanla izleyen iki erkeğin önünde, yatakta kıvrana kıvrana kendimi tatmin ediyordum. Bağıra bağıra boşalmaya başladım az sonra… Dakikalarca kasıldım, titredim, inledim…
Kasılmalarım bittiğinde çarmıha gerilmiş gibi kollarım, bacaklarım açık kala kaldım… Bitmiştim… Kollarım tutmuyordu… Nefes nefese, soluk almaya çalışıyordum. Göğsüm körük gibi inip kalkıyordu. Ter içindeydim. Sırtımda Hakan’ın dölleri vardı, yattığım yerde ıslaklığını hissediyordum. Hakan elimden tuttu, kaldırıp koluma girdi, banyoya götürdü beni… Duşun altına soktu, bir güzel yıkadı, çıkarıp kuruladı. Tekrar yatağa getirip yatırdı. Gidip kendisi duşun altına girdi. Benimse parmağımı kıpırdatacak halim yoktu. Sırt üstü serilip kalmıştım yatakta… Birden bacaklarımın arasında bir temas hissettim. Zorla gözlerimi açıp baktım. Kocamdı. İnledim, -“Yoo… Hayır…” dedim. Kadir bana aldırmıyordu bile… Teni ıslaktı, su damlacıkları süzülüyordu. O da duşa girmiş, sarhoşluğunu atmış gibiydi. Bu kez kocam bacaklarımı araladı, kalkmış aletini içime soktu. O tanıdık zevk ateşi anında tüm vücudumu sardı yine…
Kendime inanamıyordum. Az önce boşalmıştım. On dakika olmamıştı daha… Ama içime giren kocamın sikini iştahla, sevişmeye yeni başlamış gibi alıyordum içime… Bacaklarımı ayırıp içimde yükselen şehvetin kollarına bıraktım kendimi… Gözlerim kapalı, kocamın içimde gidip gelen sikini hissetmeye çalışıyordum. Dudaklarıma temas eden bir sıcaklıkla gözlerimi açtım. Duştan çıkan Hakan yanımıza gelmiş, belindeki havluyu eliyle tutup tekrar sertleşmiş sikini dudaklarıma sürüyordu. -“Aç ağzını… Yarrağımı ağzına al… Yala canım…” dedi. Dediğini yaptım hemen… Ağzımı kocaman açtım, sikini dudaklarımın arasından kaydırıverdi. Dudaklarımı kapatıp ağzıma alabildiğim kadarını somurmaya başladım. Dilimle de ağzımın içindeki kısmını okşuyor, emiyordum. Kocam da içimde gidip gelirken gözlerini benden ayırmıyor, karısını paylaştığı adamın sikini nasıl yaladığıma bakıyordu. Zevk aldığı belliydi, bizi izledikçe içimde gidip gelen sikinin daha da büyüdüğünü hissediyordum.
Kendime, yaptıklarıma, yaşadıklarıma inanamıyordum. Bir rüyada, bir porno filmde gibi hissediyordum kendimi… Kocam bacaklarımın arasında, içimde gidip geliyor, ben elin adamının sikini ağzıma almış her tarafını yalayıp emiyordum. Bir elimle de alttan sarkan torbalarını okşuyordum sürekli… Sikini bana emdiren Hakan’ın eli memelerimde dolaşıyor, okşuyor, uçlarını sıkıyordu. Kocamsa ayak bileklerimi tek eliyle tutup bacaklarımı havaya kaldırmış, iyice daralan kadınlığımda gidip gelirken, zevk sularımda ıslattığı parmağıyla arka deliğimi okşuyordu. O seks yapmayı görev gibi gören kadın mazide kalmıştı. Onun yerine azgın bir fahişe gelmişti. Azgın… Doyumsuz… Her yerimden, her deliğimden ayrı zevk alıyordum. Sürekli… Durmaksızın… Zevkten delirmek üzereydim. Önce Hakan’ın ağzımın içinde emerek, dilimle okşayarak emdiğim siki kasılmaya, ayı gibi homurdanmaya, boşalmaya başladı. Saçlarımdan tutup sikini dibine kadar ağzıma soktu. Midem bulanıyor, öğürmek, sikini çıkarmak istiyordum. Ama bırakmadı. Aksine bastırıyor, bademciklerime kadar sokuyordu aletini… Sıcak spermlerinin boğazımdan aşağıya kaydığını hissettim. Hiç bitmeyecek gibiydi boşalması… Sanki az önce boşalan o değildi… Kocam da hiç durmadan içimde gidip geliyordu, hızlanmaya başlamıştı… Hakan’ın orgazm iniltileri onu da ateşlemiş, o da kasılmaya başlamıştı. Gerilen vücudunu, daha da büyüyen aletinin amımda gidip gelmelerini hissediyordum… Hakan’ın ağzımın içine boşalması bitmeden o da amıma boşalmaya başladı. Aynı anda, iki erkek birden spermlerini akıtıyordu içime… Biri ağzıma, biri amıma… Bu da beni ateşledi… Tekrar orgazm olmaya, kocamın sikini amımla sağmaya başladım. Üçümüz birden boşalıyorduk. Odanın içini inlemeler, zevk feryatları kaplamıştı… Müthiş bir koro halinde, devinip duran, kasılan, şehvet ateşiyle yanan çırılçıplak bedenlerimizle yatağın üzerinde birbirimize karıştık sonunda…
Ateşimize otel odasının kliması bile yetersiz kalmış, ter içindeydik hepimiz… Nefes nefeseydik. Hala yattığımız yerde kasılıp duruyor, kim, neremize denk gelirse birbirimizi okşuyorduk. Kollarımız, bacaklarımız birbirine dolanmıştı. Dakikalarca bu durumda yattık. Sonra kocam kalktı. İkimizin de elimizden tutup bizi kaldırdı, banyoya girdik hep beraber… İki erkek, bir kadın tepemizden akan ılık suyun altında birbirimize sarıldık… Ben ortalarında, kocamın dudaklarını öperken, Hakan arkamda boynumu, omuzlarımı öpüyordu. Suyun dinlendirici etkisiyle kendine gelen bedenlerimiz birbirine yapışmış gibiydi. Erkeklerimin tekrar kıpırdanmaya başlayan aletlerinin temasını, vücudumda dolaştıklarını hissediyordum. Biri önden, diğeri arkamdan, bacaklarımın arasına girmişti. Hakan banyo rafına uzanıp duş şampuanını aldı, avucuna bolca döktü, bedenimin her yerini köpükler içinde bıraktı. Kocam da ön tarafımda aynı şeyi yaptı. Gözlerimi kapattım. Kendimi onların vücutlarının kaygan temasının, köpüklü ellerinin tüm vücudumda dolaşmasının verdiği zevke bıraktım. Kedi gibi mırıldanıyor, zevkten inliyordum aralarında… Döndüm, ikisine birden sarıldım. Ortada değildim şimdi, onlardan biriydim, birbirine sarılmış, köpükler içinde üç bedenden oluşmuş tek bir varlık gibiydik. Zevk içinde birbirimize sarılıyor, okşuyor, öpüşüyorduk. Dudaklarımız, dillerimiz birbirini okşuyordu. Erkeklerim bana sarılıp okşadıkları gibi birbirlerini de okşuyorlardı. Kocam kulaklarımı, dudaklarımı öpücük yağmuruna tutarken, eli Hakan’ın gelişmiş kaslarında dolaşıyor, göğsünü okşayarak aşağıya inip dimdik havaya dikilmiş aletini sıvazlıyor, oradan bana geçiyor, okşayarak kasılan karnımdan yukarıya, memelerime kadar çıkıyor, memelerimi avuçlayıp beni zevkten inletiyordu. Ardından aynı şeyi Hakan da kocama ve bana uyguluyordu. Katıksız, saf bir şehvet duygusu kaplamıştı üçümüzü de… Hakan okşamayı bırakıp güçlü kollarıyla beni havaya kaldırdı. Kaygan sikini altımdan amıma sürtmeye başladı. Bacaklarımı beline, kollarımı boynuna sarıp işini kolaylaştırmaya çalıştım. Yavaş yavaş aşağıya indirdi, çengel gibi beni erkekliğine astı adeta… Sikinin hepsi içimdeydi. Boynuna sarıldım sımsıkı…
O arada kocam da arkamda ikimize birden sarılmış durumdaydı. Onun da kalkmış sikini arka deliğimde hissettim. Hakan’ın kalçalarımı kavrayan elleri onları ikiye ayırmış, minik deliğimi kocamın girişine hazır hale getirmişti. Kocam duş şampuanının köpükleriyle kayganlaşan aletinin başını deliğime sürtüyor, beni delirtiyordu. Hiç yapmadığım bir şeydi bu… Kocama değil götümü siktirmek, sözünü bile ettirmemiştim. Şimdiyse, deliğimin kenarlarında dolaşıp duran, okşayan kocamın aletinin verdiği zevk, Hakan’ın amımdaki sertliğinin verdiği zevke karışmış durumdaydı. Merakla bekliyordum başıma gelecekleri… Kocam yüklenip bastırdı, kaygan sikinin başını yine köpükle kayganlaşmış minik deliğime soktu. Dudaklarımı ısırıp inledim… Hakan’ın dudaklarına kapandım. Pek beklediğim gibi acımamıştı. Sanırım köpüklerin etkisi… Başı giren alet artık pek zorlukla karşılaşmadan yavaş yavaş girdi, girdi, sonunda kocamın kasıklarını kaba etlerimde hissettim. İki deliğim de dolmuştu şimdi… İçimdeki aletler sanki birbirlerine sürtünüyorlardı. Dudaklarımı ısırdım… Biraz acı… Çokça zevk… Önde Hakan belini oynattı, kalçalarımı indirip kaldırdı, içimde gidip geldi, durdu. Bu kez kocam arkamda, götümde gidip geldi birkaç kez, o da durdu. İnanamıyordum. Aldığım zevk bitirmişti beni… Hem önümden, hem arkamdan becerilmek… Bayılmıştım buna… Hayatımda tatmadığım zevkleri tadıyordum.
Ardından kocalarım bir makine ritminde çalışmaya başladı. Biri giriyor, diğeri çıkıyor, arkamdaki boşaltırken, önümdeki dolduruyordu zevk bölgemi… Dayanamıyordum, öylesine bir zevk alıyordum ki… İnlemeye, feryat etmeye başladım. Hakan hemen dudaklarıma yapıştı, sesimi boğdu. Şimdi onun ağzının içinde boğuk boğuk inliyordum. Bir süre sonra yoruldular, dinlenmek için durdular. Bu kez Hakan’ın boynuna asıldım, kalçamı indirip kaldırmaya başladım. İçimde hareketsiz duran taş gibi erkeklik organları içimde, alçalıp yükseliyor, aynı anda deliklerime girip, aynı anda çıkıyorlardı. Bu da zorluyordu beni… Bacak aram patlayacak gibi geriliyor, zorlanıyordum. Sonra onlar harekete geçti, tekrar pompalamaya başladılar. Banyonun içinde vücutlarımızın çarpışmasıyla çıkan sesler, üçümüzün zevk inlemeleri yankılanıyor, bu sesler bizi daha çok baştan çıkarıyordu. Kocam bir süre sonra arkamdan çıktı, -“Çocuklar, ben çok yoruldum…” dedi. Hakan içimden çıkmadan, -“Sen şurda yere yat Kadir abi…” dedi. “Biz sana gelelim…” Kocam duşun altından çıktı, sırt üstü banyonun fayanslarının üzerine sırtüstü uzandı. Siki dimdik havadaydı. Hakan beni kucakladı, kocamın yanına gittik. Arzudan titreyerek kocamın üzerine çıktım, sikini bir hamlede amıma aldım. Birkaç kez oturup kalktım. Hakan arkamdan yanaştı, butlarımı ikiye ayırdı. Arka deliğimi iyice açıp sikini dayadı. Bu kez yer değiştirmiş oldular. Biraz daha kalın olan Hakan’ın sikini zorlanarak alabildim arkama… Yine dolmuştum. Yine harekete başladık. Zevk makineleri önümde, arkamda çalışmaya başladılar.
Zevkten çıldırıyordum. Taş gibi aletlerin içimde kayarak ilerlemeleri, girip çıkarken içerilerimi okşamaları, içimde çarpışmaları, iki deliğimin arasındaki etleri ezmeleri delirtiyordu beni… Sonunda kaçınılmaz sonuç… Orgazm… Katıksız zevk… Küçük ölüm… Gözlerim kaydı, titremeler, kasılmalar başladı… Ben kasılırken içimdeki aletleri de ezmeye başladım. Girip çıkmakta zorlanıyorlardı. Kocam alttan bağırmaya başladı, -“Ohhhh… Aşkımm… Amcığın delirtiyor beni… Geliyorum…” Hakan da arkamda biteviye hareket halindeydi. Belimi tutan parmakları kasılıyor, kalçalarının hareketi artıyor, içimde gidip gelen siki daha çok girip çıkıyordu. Yine aynı anda boşalıyorduk, üçümüz birden… Kocam altımda amımın içine, Hakan arkamda deliğimin içine döllerini boşalttılar bağıra bağıra… Boşalmamız bittiğinde halsiz kalmıştık. Her iki deliğime de boşalan erkeklerimin bıraktığı döller bacaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Sırayla duşun altına girip çıktık, kurulanan gidip kendini yatağa attı… Pestilimiz çıkmıştı akşamdan beri… Sabahın ilk ışıkları perdelerden süzülmeye başlamıştı. İki erkeğim iki yanımda, birer bacaklarını üstüme atmışlar, ellerini memelerimin üzerine koymuşlardı. Defalarca boşalmanın verdiği tatlı yorgunluk, huzur içinde kendimizi uykunun kollarına bıraktık. . Öğleden sonraydı uyandığımda… İkisi de yoktu yanımda… Kalktım, duş aldım, bikinimi giyip dışarıya çıktım. Tahmin ettiğim gibi iki ortak havuz başında şezlonglara oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Neşeleri yerindeydi ikisinin de… Gülüyor, kahkahalar atıyorlardı. Beni görünce kalktılar, ikisi de yanıma gelip yanaklarımdan, dudağımdan öptüler, sevgiyle sarıldılar. Orada kaldığımız üç gün boyunca ayrılmadık birbirimizden… Geceleri aynı yatağı paylaştık. Sabahlara kadar seviştik… Tatil bittiğinde evimize döndük. Kocamla o tatilde yaşadıklarımızdan, Hakan’dan söz açmadık bir daha… Yaşadığımız her şey o tatil köyünde kaldı. Ama aramızdaki ilişki de mükemmel bir hale geldi. Onun tam istediği kıvamda, seksi seven, isteyen, hiçbir şeye hayır demeyen bir kadın olup çıktım. Sevişmek için birimizden birinin istemesi, bir bakışımız yetiyor, birbirimizin kollarına atılıveriyor, saatlerce sevişiyoruz. Ne alkolün rehavetine, ne azdırıcı ilaca gereksinimimiz var… Mutluyuz… Her ne kadar itiraf etmesek, konuşmasak da ikimiz de biliyoruz ki, mutluluğumuzu Hakan’a borçluyuz.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Kocam Yanımızda Uyurken Arkadaşı Beni Çaktı

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kocam Yanımızda Uyurken Arkadaşı Beni Çaktı
Herkese slm benim adım Tuğba. Daha önceleri, yani evlenmeden önceleri de sex hikayeleri okurdum. Özellikle karısını siktirenlerin, kocasını aldıp başka erkeklerle sikişen kadınların hikayelerine hayret eder, bunu nasıl yaptıklarına inanamazdım. Ama şimdi inanmayı bırakın, bunu birebir yaşıyorum. Kocam gayet yakışıklı ve bana son derece düşkün bir erkektir. Beni başka bir erkekle, hele ki kankası Burak’la paylaşacağı asla aklıma gelmezdi.Haftasonu gece evde kocamla oturmuş film seyrederken kocamın kankası Burak arayıp, bize oturmaya geleceğini söyledi. Burak arasıra gelir, kocamla içki içer, hatta ben de onlara eşlik ederim, sohbet ederdik. Ama bu sefer beni sikmeye geldiğini, ne kocam, ne de ben bilmeden, “Buyur gel!” dedik. Burak saat 23:00 civarı geldi, elinde bir şişe votka ve bir poşet dolusu bira vardı. İçeriye geçip sohbet ederken, konu Burağın bekarlığına gelmişti. Burak, bir erkeğin bekar olmasının çok zor olduğunu söyleyip dert yanarken, bir yandan da içkilerimizi içiyorduk. Mevsim yaz olduğundan Burakta şort ve üzerinde tişört vardı. Benim de üzerimdeaskılı tişört, altımda ise eşofman vardı, tanga giymeyi çok sevdiğim için içimde de tanga vardı.

Sohbet içkiler eşliğinde ilerlemiş, saat 02:00 civarına gelmişti. Biz kocamla yatıp uyumayı planlarken, gecenin yeni başlayacağını nereden bilebilirdik ki. Kocama, “Tüm vücudum çok ağrıyor, biraz sırtımı ve belimi ovarmısın?” dedim. Kocam da, “Yapamam, zaten işten yorgun argın geliyorum, keşke bana da biri masaj yapsa sevaba girer!” dedi. Burak hemen kocama, “Uzan kanka, yapayım ayıp ediyorsun!” dedi. Kocam hiç ikiletmeden, “Tamam kanka, çok iyi olur!” dedi ve uzandı. Burak kocama masaj yaparken, “Yenge, kocanın masajını bitireyim sana da yapacağım!” dedi. Ben de, “Gerek yok Burakçığım, zaten kocama yaparken yorulacaksın!” dedim. O da, “Yok valla, yorulmam, istersen sana da yaparım yenge!” diye ısrar edince, “Olur!” dedim…

Sıra bana gelmiş, yere uzanmıştım. Kocam da kendinden geçip koltuğa uzandı. Burak bacaklarımı yavaş yavaş ovarken, kocam da içkinin ve masajın etkisiyle iyice mayışmış, hatta hafiften horlamaya başlamıştı bile. Burak ayak bileklerimden yavaş yavaş yukarıya çıkıyor, popomun yanaklarına doğru parmaklarını değdiriyordu. Parmaklarının popoma değmesi benim de çok hoşuma gittiği için hiç sesimi çıkarmadım. Ben sessiz kaldıkça Burak işi iyice ilerletmiş, hesapta masaj yapıyor, ama resmen popomu okşuyordu. Bir anamımın ıslandığını hissettim. O kadar hoşuma gitmişti ki, resmen kendimi ona bırakmış, sadece kocamın uyanıp uyanmayacağına bakıyordum…

Burak, “Biraz da omuzlarına yapayım yenge!” diyerek popomun üstüne oturup omuzlarımı ovarken, sikini arkamda hissediyordum ve zevkten nerdeyse boşalacak duruma gelmiştim. Ben sesimi çıkarmadıkça Burak da sikini resmen bastırır duruma gelmişti. Omuzlarımı ovan ellerinin titrediğini hissedebiliyordum. Tekrardan üstümden inip, belimi ve popomu ovalamaya başlamıştı. Benim sesimi çıkarmadığımı görünce, elini yavaş yavaş eşofmanımdan içeri sokmaya başlamış, resmen beni becermek istediğinin sinyalini vermişti. Benim hayatta böyle birşey yapacağım aklımın ucundan bile geçmezken, o anda resmen Burağın beni sikmesini istiyordum.

Burağın eli bu arada eşofmanımın içinde tangamı kenara çekerek, parmağıyla götümün deliğini okşuyordu. Daha fazla dayanamamış olacak ki, eşofmanımı aşağıya çekip, tangalı götümü görünce, “Ooof Tuğba, çok tatlısın!” dedi. Ben okadar heyecanlıydım ki, hiç sesimi bile çıkarmıyordum. Birden tangamı da aşağıya çekip, popomu öpmeye, hatta yalamaya başladı. O kadar hoşuma gitmişti ki, Burağa, “Kocam uyanmadan sen de indir şortunu!” dedim. Burak şortunu indirdiğinde hayatımda hiç görmediğim bir şeyle karşılaşmıştım, yarrağı resmen bileğim kadardı. Heyecandan kalbim çıkacak gibi atıyor, bir yandan da kocamı gözetliyordum. Kocam yanımızda horlaya horlaya uyurken, ben doğrulup Burağın yarağını yalamaya ve emmeye başladım…

Burağa biraz sakso çektikten sonra tekrar yüz üstü yattım ve “Hadi gir içime!” dedim. Burağın amıma girmesini beklerken, amımın suları resmen bacağıma doğru akıyordu. İlk defa bukadar sulandığımı hatırlıyorum. Burak o koca sikini yavaş yavaş amıma sürterken kendimden geçecek gibi oluyordum. En sonunda o koca yarrağını içime doğru ittirmeye başlamıştı. Yarrağı okadar büyüktü ki, amımı resmen zorluyordu. Burak gidip gelmelere başladığında, ben de kocamın uyanmasından korktuğumdan bağırmamak için dudaklarımı ısırıyordum…

Daha sonra beni sırtüstü çevirip bacaklarımı açarak amıma sokarken, bir yandan da göğüslerimi yalıyordu. Burak beni okadar güzel sikiyordu ki, tırnaklarımı sırtına geçirip kendime doğru bastırıyordum. Kocamın bir an uyanması bizim sonumuz olabilirdi, ama o an hiçbir şey umrumuzda değildi. Burak amımı biraz daha siktikten sonra dayanamayıp içime öyle bir boşalmıştı ki, resmen dölleri içimi doldurmuş, amımdan dışarı taşıyordu. Burak boşalmıştı, ama ben daha tatmin olamamıştım…

Burağı elinden tutup yatakodasına götürdüm. Zevkten adeta çıldırmıştım, Burağın o döllü yarrağını ağzıma alıp kaldırırken, bir yandan da taşşaklarını okşuyordum. Burağın o koca sikini demir gibi yaptıktan sonra, burak beni domalttı ve götüme sokmaya çalıştı. Fakat daha önce götüm hiç sikilmediği için Burağın yarrağı birtürlü girmiyordu. Biraz kremleyip yağlayınca, Burak ta yavaş yavaş götüme sokmaya başlamıştı. Yarrağı okadar büyüktü ki resmen götümü delerek ilerliyordu. Çok acıyordu, ama aldığım zevki anlatmam mümkün değil…

Biraz alıştırarak siktikten sonra götüm iyice rahatlamıştı, taşşaklarını vura vura sikmeye başlamış, beni adeta uçuruyordu. Daha sonra yarrağını götümden çıkarıp amıma soktu. Daha fazla dayanamayıp boşaldım. Ama canım öyle sikilmek istiyordu ki, Burağın altından hiç kalkmadan kalçalarımı oynatmaya devam ediyordum. Burak ta o koca yarrağını bir amıma bir götüme sokuyor, beni çılgınlar gibi sikiyordu. Sonunda bana dönmemi söyleyip, suratıma öyle bir boşaldı ki, bütün ağzım yüzüm döl olmuştu. “Kocan uyanmadan bu işi burda bitirelim canım!” deyip üstünü giyindi ve beni yatakta öylece bırakıp evine gitti…

Ama ben yarım kalmış, ikinciyi de istiyordum. Gidip kocamı kaldırdım, yatağımıza kadar getirip, “Sik beni kocacığım!” dedim. Kocam da, “Az önce Burak seni sikti ya, yetmedi mi aşkım?” dedi. Ben dona kalmış, konuşamıyordum. Gülerek, “Korkmana gerek yok aşkım, kızmadım, hatta çok sevindim!” dedi. Ben halen şoktaydım, ağzımı bıçak açmıyordu. Sessizliği yine kocam bozdu ve “Ben uyumuyordum canım, Burakla sikişmeni istediğim için uyuyor rolü yaptım aşkım!” dedi gülerek. Bir an rahatlayıp ben de kocam güldüm ve “Madem öyle, niye sen de aramıza gelmedin ki?” diye sordum. “Sizi yalnız bırakmak istedim canım! Rahat rahat sikişin diye!” dedi. “Eee, ne olacak şimdi?” dedim. “Burağı arasıra çağırır kendini siktirirsin aşkım!” diyerek, dudağıma bir öpücük kondurup, beni çook sevdiğini söyledi ve amıma girmeye başladı. Ve beni daha önce hiç sikmediği gibi heycanla sikti…

Arasıra Burağı çağırıp kendimi siktiriyorum. Kocam gelince de kocama kendimi siktirirken yaptıklarımızı anlatıyorum. Kocamın eskisine göre daha çok zevk aldığını beni sikmesinden bile anlıyorum. Şimdi gecelerimiz ve seks hayatımız da daha renkli ve zevkli geçiyor. Bu durumda en önemli şey, üçüncü kişinin ağzı sıkı sağlam biri olması. Kocamı çoook seviyorum, ama başka biriyle şikişmek kocamla sikişmekten çooooooook daha zevkli! Anlayışlı kocam seni çok seviyorum!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Sapık Arkadaşım

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Sapık Arkadaşım

Mutaassıp bir çevrede yaşayan bir insanım. Evliyim, monoton bir hayatım var. Çocukluk arkadaşım Nizamettin’le çok uzun zaman sonra tekrar bir araya gelmiştik. Nizamettin, boşanmış, yalnız yaşayan, kırklı yaşlarda, hayatı dolu dolu yaşayan değişik bir tipti. Bizim hayat görüşümüze ters bir yaşam tarzı vardı ama çocukluk ve ilk gençlik yıllarımızda çok iyi anlaşırdık keratayla…

Yalnızlıktan dertli olduğunu anlatınca, çocukluktan bu yana süren candan arkadaşlığımızın hatırına, ister istemez bizim eve davet etmek zorunda hissettim kendimi… Akşam yemeğine oturmuş, eski günleri yad etmeye başlamıştık. Karım sofrayı hazırlamış, bir şeyler getirip götürüyor, bizim yanımızda çok fazla zaman geçirmiyordu.

Karım, 34 yaşında, elma yanaklı, bal dudaklı, güzelce, balık etli, tipik Anadolu kadınıydı. Her zaman kapalı tesettürlü bir kadındı. Fakat yine de kapalı olmasına rağmen, karım içeriye girip çıkarken birkaç kez Nizamettin’in bakışlarını karımın üzerinde yakaladım.

İlk başlarda arkadaşımın kapalı olmasına rağmen karıma bakmasına biraz şaşırdım, hatta konduramadım bile… Normal şartlarda evimize çok fazla misafir gelmezdi. Bu duruma çok alışık değildik, hem karım hem ben… Mutaassıp derken öyle çokta sofi değilim, arada sırada içiyorum. Arada sırada kaçamak da yapmak istiyorum, ama şartlar buna müsait olmuyor.

Nizamettin’le o akşam içiyorduk. Karım içki konusunda tam tutucudur, bize biraz da kızgınlıkla bakıyordu. Zaman ilerleyip kafalarımız iyi olmaya başlamıştı. Eski muhabbetlerin biri açılıp bir kapanıyordu. Nizamettin bir ara tuvalete kalktığında, karım sinirli bir şekilde yanıma geldi ve

“Ne oluyor? Kim bu adam? Neden geldi? Niye içiyorsunuz? Ne zaman gidecek?” diye soru yağmuruna tuttu. Karımı susturmaya çalışıyordum, ama nafile… Ortamdan, belki de Nizamettin’den rahatsız olmuştu.

Aradan neredeyse on dakika geçmiş, Nizamettin henüz tuvaletten gelmemişti. Karım söylene söylene çıkarken, Nizamettin de sonunda salona giriyordu. Salondan çıkmakta olan karımın arkasından bakarak,

“Yengeyi kızdırdık Bekir, sopa yemeyelim!” dedi.

“Sen ona aldırma yahu… Pek alışık değil böyle şeylere, içki masası filan… Sen onun kusuruna bakma!” dedim.

Masaya otururken dikkatimi çeken bir şey oldu. Nizamettin’in önü şişkin duruyordu, ama farklı bir şişkinlikti bu. Siki kalkık değildi, cebine bir şey koyulmuş gibi önünde bir kabarıklık vardı. Pek önemsemedim o anda. Karımın limon satan suratından sonra biz de daha fazla oturmadık zaten… Nizamettin kalktı, iyi geceler dileyip evine gitti.

Yatağa yatmış karımın gelmesini bekliyordum. Karım elinde küçük bir poşetle geldi. Poşeti yatağın yanındaki etajere bırakıp, sinirli bir şekilde yatağa girdi. İk**e bir lafı akşamki olaya getiriyor, susmak bilmiyordu.

“Yeter artık, uyusak. Sabah erken kalkacağım!” dedim. Karım,

“Uyumayı bırak. Bak bir şey anlatacağım, iyi dinle, tamam mı?” dedi.

“Anlat hadi, başımı şişirdin zaten yeterince!” dedim. Karım,

“Senin bu arkadaşın, Nizamettin midir nedir, her ne boksa… Sağlam ayakkabı değil senin arkadaşın, hem hırsız hem de sapık!” dedi.

“Ne diyorsun sen be?” dedim. “İlk defa evimize geldi. Kırk yıllık arkadaşım, ne zaman gördün, duydun sapıklığını, hırsızlığını? Öyle bir şey olsa evime, senin yanına sokar mıyım ben onu?”

“Öyle işte… Bir şey biliyorum ki söylüyorum. Dediğim gibi, hem sapık hem de hırsız!” dedi. Şaşırıp kaldım. Gözlerim açılmış, yatakta doğrulmuştum.

“Anlatsana, sen ne diyorsun? Nerden anladın sapık olduğunu?” dedim.

“Akşam siz yemekte içerken ben çamaşır yıkadım, biliyorsun. Bir tane külodum, bir tanede eşarbım kayıp! Makineden yıkanmışları çıkardım, sepete koydum, asacaktım, o ara bu adam tuvalete girdi. Sonra makineye yeniden kirlileri dolduruyordum ki, kırmızı eşarp yok!”

“Emin misin kadın? Adamın günahını alma…”

“Bunamadım daha, eminim ben… Yıkayacaktım, kirli sepetine koymuştum. Sonra sepetin dibine sıkıştırılmış siyah saten eşarbımı gördüm, içinde de beyaz külodum. Senin bu arkadaşın şey yapmış…”

“Ne yapmış?” Yüzü kıpkırmızı olmuştu karımın… Sonunda söyledi,

“Masturbasyon yapmış pis herif, ne yapacak? Ve hem küloduma hem eşarbıma boşalmış. Sen inanmazsın diye yıkamadım, al bak burada, poşetin içinde!” diye etajerden aldığı poşeti bana gösterdi.

Şok! Kulaklarıma inanamıyordum, şaşkın bir haldeydim. En yakın arkadaşım benim evimde otuzbir çekmiş ve karımın en mahrem giysilerine boşalmıştı.

Karım konuşmasında devam ediyordu.

“Sonra yıkanmışları asarken farkettim. Kırmızı külodum da meydanda yok! Seninki almış gitmiş. Anladın mı ben niye bu kadar kızgınım? O an tatsızlık çıkmasın diye bir şey demedim. Kavga çıkarırsın, olay olur, önce seninle konuşayım dedim. Ne yapacağız Bekir?” dedi.

Aynı soruyu ben de kendime sorarken karımla göz göze geldik. Pezevengin pantolon cebindeki kabarıklığın nedeni anlaşılmıştı şimdi… Karımın kırmızı külodunu alıp cebine sokmuş orospu çocuğu… Arkadaşının karısı hem de… Nasıl yapar bunu? Hem de eşarbına, küloduna boşalması da cabası…

Sapık… Manyak… Gözümün önüne arkadaşımın bizim banyoda karımın külotlarını elleyişi geldi nedense… Kirli külotları alıp alıp burnuna götürüyor, kokluyor sikini okşarken… Karımın am kokusuyla siki kalkıyor puştun… Burnunda karımın külodu, eşarbına boşaltıyor döllerini… Yapış yapış…

“Söylesene, ne yapıcaz?”

Haydaa… Karımla göz göze, ben bir şey diyemeden bakışıyorduk. Bakarken şaşkınlığım daha da arttı. Bir yandan arkadaşıma kızarken, bir yandan da sikim kalkmaya başlamıştı. Karımın yanaklar elma gibi, dudakları kızarmış öfkeden, kabarmış.

Başında beyaz tülbendi ve üzerinde de beyaz tek parça geceliği vardı. İnce kumaştan geceliğin altından büyük göğüsleri görünüyordu. Yatıp uyuyacak diye sütyen giymemişti içine… Uçları kabarık, koyu renk, bakınca görünüyor. Ellerimi geceliğin üzerinden göğüslerine koydum, avuçlayıp sıktım. Bu defa karım şaşırdı,

“Hele avrat, hele bir sabah olsun. Sen şöyle bir gel bakayım!” deyip ellerimi memelerinden çekmeden karımın etli dudaklarına yumuldum.

Dudaklarını, boynunu, boğazını, yanaklarını öpüyor, yalıyor, kokluyordum. Karım da şaşırmıştı önce, ama hiç itiraz etmiyordu, kendini bana teslim etmişti. Bir yandan karımın her bir yanını öpüp koklarken ellerimi de vücudunda gezdiriyordum.

Elimi geceliğinin eteğine götürdüm. Dizindeki eteği yukarı sıyırdım biraz, içinden ellerimi daldırıp kalçalarını avuçladım. Etli kalçalarına dokunan elim onu biraz ürpertti sanırım. Kalçaları pürüzsüzdü. Karım her zaman bakımlı bir kadındı. Götünü okşamaya başladım. Göt yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum. Elimi öne getirip amına atınca,

“Iııhhh!” diye bir ses çıkardı. Amını okşamaya başladım. Biraz elleyince kabarıp şişen amı tertemiz ve kılsızdı. Kaymak gibiydi teni parmaklarımın altında, ıslaktı.

“Ağda mı yaptın kız?” diye sorunca,

“Hıı… Bu sabah temizledim!” dedi. “Akşama lazım olur dediydim. Nerden bileyim senin eve arkadaş getireceğini…” Dudağını ısırır gibi yaptım,

“Siktirtme arkadaşını şimdi… İfadesini alırım ben o bal kaymak amcığının…”

Karımın am dudakları etli ve büyüktü. Onları parmak uçlarımla sıkıyordum. Amcığının içine orta parmağımı sokup çıkarmaya başladım. Karımın amının sulandığını hissettim. Amının içindeki parmağım sırılsıklamdı ve akan sulardan elim su içinde kalmıştı.

Diğer elimi de geceliğinin yakasından içeri soktum ve sütyensiz, iri memelerini avuçlayıp sıkmaya başladım. Geceliğinin yakasını aşağı sıyırarak memelerini çıkardım. Offf… Karımın göğüsleri harika görünüyordu gözüme, büyük ve dolgundu. Meme uçlarını sıkıyor, dudaklarımla emiyordum. Ben küçük küçük ısırıklar atarken, karımın hafif hafif inlediğini duyuyordum. Artık dayanacak halim kalmamıştı,

“Bacaklarını aç!” dedim sessizce…

Karım belini havaya kaldırıp geceliğini yukarı sıyırdı. Ben de doğrulup açık bacaklarının arasında yerimi aldım. Karım altımda geceliği beline kadar sıyrılmış ve bacakları iki yana açık bir şekilde yarağıma bakıyordu o esnada… Yarağım kazık gibi olmuş ve havaya doğru tüm haşmetiyle kalkmıştı.

“Bekir sana ne oldu böyle?” dedi. “Taş gibi olmuş bu…”

“Ne yapacaksın neden olduğunu avrat, ne olduysa oldu!” dedim.

Dizlerimin üzerinde eğildim. Derken yarağımın kafası yavaş yavaş amından içeri doğru girmeye başlamıştı. Bu sırada karımdan, “Iığğhh!” diye hafif bir inleme geldi. Yarağım amına girdikten sonra, önce yavaş yavaş içinde gidip gelmeye başladım. Ayaklarımla yataktan destek almış, karımı misyoner pozisyonunda sikiyordum.

Karımdan hiç ses çıkmıyor, kollarını iki yanına uzatmış, öylece yatıyordu altımda. Yüzünü, yanaklarını, dudaklarını öpüyordum. Dudakları öpmekten kabarmıştı. Şakaklarında, iki göğsünün arasında ter damlaları… Başında beyaz ipek eşarbı olduğu halde saçlarından hafif bir parfüm kokusu geliyordu. Memelerini emiyor, uçlarını hafif hafif ısırıyordum.

Daha sonra hızlanmaya ve daha çok sokmaya başladım. Karımın üzerinde gidip gelip, zevkten iniltiler çıkarırken, o altımda yatıyor, parmaklarıyla yatak çarşafını sıkıp duruyordu. Karyola gıcırdamaya başlamıştı. Amının içi kaygan ve sıcaktı. Nemli, daracık am duvarları her girip çıkışımda sikime sürtünüyor, beni zevkten öldürüyordu.

Karımın üstünde inip kalkarken bir yandan da kafamda sorular dönüp duruyordu. Nizamettin ibnesi karımı sikmek mi istiyordu? Herhalde beğenmişti karımı… Öyle olmasa neden karımın küloduna, eşarbına boşalmıştı? Nasıl da pis pis bakıyordu karıma piç herif?

Ya banyodan çaldığı kırmızı külot? Şimdi o çaldığı eşarp ve külotla evinde oturmuş, karımı düşünerek otuzbir mi çekiyordu? Karımın amına değen külodu kokluyordu mutlaka namussuz… Kaygan ipek eşarpla kalkmış sikini mi okşuyordu şu anda? Tüm bu şeytanca soruları düşünürken daha beter tahrik olmuş, daha da hızlanmıştım. Şimdi karıma vurduğum darbelerin şiddetinden karyola gacır gucur sesler çıkarıyordu.

Sonra karımın amından çıktım. Onu belinden tutup biraz daha geriye kaydırdım. Bacaklarını kaldırıp havaya dikince amcığı iyice meydana çıktı, kurabiye gibi belirdi. Elimle yarağımı amına hizaladım ve yavaş yavaş tekrar içine girdim.

İki yana açtığım bacaklarını omzuma koydum ve bu şekilde daha şiddetle sikmeye başladım. Karımın seksi bedeni yarak darbelerimle altımda sallanıyordu. Karım da zevk alıyordu sikilmekten, yavaş yavaş inlemeler,

“Aah, aah! Ohh…” diye sesler gelmeye başlamıştı. Yatağın çıkardığı sesler daha şiddetliydi bu sefer… Yukarıda annemle babamın yatak odası vardı. Onların yataktan çıkan sesleri duyuyor olabileceklerini düşündüm. Siktir et, duyarlarsa duysunlar dedim içimden… Bu kez bacaklarını tekrar ayırdım

“Bacaklarını iyice ayır, tut onları!” dedim. “Güzelce ayır, daha güzel sikeyim seni…”

Karım istekle, hevesle dediklerimi yaparak bacaklarını iki yana iyice açtı ve alttan kalçalarını tuttu. Yatak başından tutarak güç aldım ve var gücümle öne doğru bastırınca, yarağımın taşaklarıma kadar amına girdiğini sezdim. Karımdan çığlık atar gibi,

“Bekir… Ohhh… Ahhh!” sesleri gelmeye başlamıştı. Yatak başından aldığım güçle hayvan gibi sikiyordum karımı. Memeleri sağa sola, ileri geri sallanıp duruyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. Her seferinde daha büyük bir güçle amına soktukça, karımdan sadece şiddetli, “Ahh!” sesleri geliyordu.

Odanın içi, yatağın gıcırdaması, karımın, “Aah, aah!” diye inlemeleri, taşaklarım kasıklarına çarptıkça çıkan ‘Şlap şlap!’ sesleri ile dolmuştu. Boşalmaya niyetim yoktu. Karımı hayvan gibi sikerken altımda iki büklüm olmuştu.

Amından çıktım ve bir şey demesine fırsat vermeden yüz üstü çevirdim. Kalçalarından tutup dizlerinin üzerinde doğrulmasını istedim. Elleriyle yatak başından tutarak destek aldı ve dizlerinin üzerinde domaldı.

İlk kez yapıyorduk bunu, hiç domaltarak sikememiştim karımı… Altıma yatar, klasik düzen, ben üstünde gidip gelirken o da zevk almaya çalışırdı. Boşalmadan uzun süre dayanabilirsem sonunda karım da orgazm olur, boynuma sarılıp titreye titreye boşalırdı.

“Ne yapıyorsun Bekir? Ne yapacaksın böyle?” dedi inleyerek…

“Sus…” diye hırladım. “Konuşma… Zevkine bak… Canım böyle istiyor bu gece… Domaltıp sikicem seni…”

Arkasında yerimi aldım. Göt yanaklarını iki yana iyice açınca bir çukur gibi duran göt deliği belirdi. Başparmağımla deliğine bastırdım. Parmağım vıcık vıcık ter içinde kaldı.

“Başını eğ iyice, yastığa koy… Belini de çukur yap…”

Ne dediysem inleye inleye yerine getiriyordu karım… Bacaklarını ayırdım. Yarağımı tekrar amına soktum. Belinden sıkıca tuttum ve gittikçe hızlanmaya başladım. Karım yine, “Ahh, ahh!” sesleri çıkarmaya başlamış, yatak da az önceki gibi sallanmaya ve gıcırdamaya başlamıştı.

Kalçalarına çarpan kasıklarımdan çıkan sesler odanın içinde yankılanıyordu. Karım şehvetle kasılan parmaklarıyla yatak başından sıkıca tutmuş, zevk içinde inlerken, ben boşalacağımı anladım.

Daha hızlı ve daha sert sikmeye başladım. Karım aldığı yarak darbeleriyle, “Imm, ahh, ohhh, ığhh!” diye inlerken elimi başındaki beyaz eşarba attım. Ve sertçe eşarbı çektim, simsiyah saçları ortaya çıkmıştı.

Bir elimle belini tutmuştum. Diğer elimle de tuttuğum beyaz ipek eşarbı burnuma götürdüm ve karımın eşarba sinmiş kadınsı ve baştan çıkarıcı kokusunu içime çekmeye başladım. Boşalmama birkaç saniye kalmışken daha hızlı ve daha sert pompalamaya başladım. Sert bir sesle,

“Alttan elini uzat. Ben seni sikerken amcığını okşa… Bızırını ovala…” diye hırladım.

Karım başını çevirip yarı kapalı gözler ve zevkten kızarıp kaymış suratıyla bana baktı. Eşarbının elimde olduğunu, burnuma götürüp kokladığımı görünce tekrar önüne döndü. Dediğimi yaptı yine, bir elini alttan uzatıp amını, klitorisini okşamaya başladı.

“Ohhh… Bekir… Kocamm…”

O da zevk alıyordu. Sikimi amına gömüp hareketsiz durduğum anlarda kasıldığını, am duvarlarının sikimi sıkıp sıkıp bıraktığını hissedebiliyordum. Bir süre böyle durup zevk almasını bekledim, amıyla sikime yaptığı masajdan ben de zevk aldım.

Sonra boş verip tekrar hızlandım. Tam boşalacağım anda karımın sıcak amından çıkıp ipek eşarbı sikime sardım. Sıcak ve ıslak amdan çıkan erkekliğimin nispeten soğuk ve kaygan eşarpla teması bitirdi beni… Sonunda zevk dalgası tüm vücudumu sardı. Elektrik çarpmış gibi oldum. Boşalıyordum. Tüm döllerimi karımın beyaz şifon eşarbına akıttım. İnanılmaz bir zevk almıştım. Eşarpla yarağımı iyice sildim.

Karım yatakta uzanmıştı, saç baş, am göt dağılmış bir haldeydi. Ter içinde kalmış, uzun siyah saçları yastığın üzerinde dağılmıştı. Geceliğinin açık yakasından memelerinin üst kısmı, altında toplanmış geceliğinin kenarından beyaz kalçaları görünüyordu. Öpüştük ve birbirimize baktık. Sessizliği bozan karım oldu,

“Ne oldu böyle sana Bekir? Uzun zamandan beri böyle yapmamıştık, değil mi?” dedi.

“Evet, çok özlemişim seni!” dedim.

“Ben de seni!” dedi karım. Birbirimize sımsıkı sarıldık. Dile getirmiyorduk ama, bizi bunca azdıranın, delirtenin benim sapık arkadaşım olduğunu ikimiz de biliyorduk. Sikimi örten spermli eşarbı iki parmağının ucuyla tutup kaldırdı, aşağıya attı.

“O sapık arkadaşın gibi sen de eşarbıma boşaldın. Neden?” diye sordu karım.

“Bilmiyorum, ama hoşuma gitti!” dedim. Karım,

“Sapık Nizamettin de şimdi benim külodumla yine otuzbir çekiyordur desene! Ne yapacağız Bekir?” dedi.

“Bilmiyorum kadın…” dedim. “Ne yapabiliriz ki bu saatten sonra… Alıp götürdüğüne göre… Boş bırakmıyordur, bir şeyler yapıyordur senin am kokulu donunla… Koklaya koklaya…”

Başını göğsüme koydu. Eliyle karnımı, kasıklarımı okşadı. Ürperdim, sikim anında sertleşti tekrar… Elini üstüne getirdi, sıcak parmaklarını sikimde hissedince inleyerek kasıldım.

“Hoşuna gitti değil mi?” diye fısıldadı karanlığın içinde… “Hayvan gibiydin, mahvettin beni…”

“Senin hoşuna gitmedi mi? Yatağa girerken adama kızıyordun külodunu çaldı diye, ne sapıklığını bıraktın, ne hırsızlığını… Ama az önce domaltıp sikerken zevkten bayılacaktın nerdeyse…”

Saçından tutup yüzünü bana çevirdim, gözlerinin içine baktım. Gözleri parlıyordu karımın… Doğruldum, üstüne çıktım, bacaklarını aralayıp arasına girdim. Hiç itiraz etmeden araladı bacaklarını…

İnce gecelik memelerini meydanda bırakmış vaziyette, hala belinde duruyordu. Elimle iki yakasından tutup cart diye aşağıya kadar ikiye ayırdım ince kumaşı… Çırılçıplak kaldı altımda…

Etli, öpülmekten kabarıp şişmiş dudakları aralık duruyordu. Yumuldum dudaklarına, hırsla öperken sordum karıma,

“Ne diyorsun? Gelsin mi bir daha? Külotlarını çalsın mı arkadaşım?”

Taş kesilmiş sikimi belinden tutup amının dudaklarının arasına yerleştirdim. Islaklığı sikimin başında hissettim. Çamur gibi olmuştu yeniden… Sikimin önce başı, sonra da taş gibi sertleşmiş gövdesi, yağ gibi kaydı amcığından içeriye… Dibine kadar gömüldü amına… Dudaklarından kopan müthiş bir zevk feryadıyla, inleyerek boynuma sarıldı karım…

“Söyle ulan… Gelsin mi? Banyoya kapanıp senin amcığının kokusunu burnuna çeke çeke sikini okşasın mı? Söyle… Külodunla otuzbir çeksin mi arkadaşım? Döllerini boşaltsın mı küloduna? Eşarbına gelsin mi?”

“Ohhh…” diye şehvetle inledi, boynuma sarıldı sımsıkı… Kasıklarını kasıklarıma yapıştırdı sımsıkı, bacaklarını doladı, zevkten gözleri kaydı. Sikimin başının amcığının ta derinlerinde, en sonda, rahminin duvarına değdiğini, dibe dayandığını hissediyordum. Kulak mememi ısırırken,

“Ohhh… Gelsin kocacımm…” diye fısıldadı sadece… Zevkten hırlayarak çıkıyordu sesi… Dudaklarımı kemiriyor, boynumu ısırıyor, zevkten ne yaptığını bilmeden inleyip duruyordu altımda… Sürekli şehvetle o sözcüğü tekrar ediyordu

“Ahhh… Gelsinn… Eşarbıma da gelsin… Küloduma da… İçime de gelsinnn… Döllerini boşaltsın her yerime… Ohhh..”

O günden sonra Nizamettin’le görüşmedik. Karımla da bu konuyu hiç konuşmadık. Sanki hiç böyle bir şey yaşanmamış gibi… Yabancı bir erkeği yatağımıza, aramıza almamışız gibi…

Bir ay kadar sonra, yine bir gece yatakta bir sağa bir sola dönüp duruyordum. İçimde nasıl bir bir sıkıntı vardı anlatamam. Karımla hayatımız yine rutin bir hal almıştı. Karıma sarıldım, o da karşılık verince öpüşmeye başladık. Sevişmeye başlayıp ıslandıktan sonra içine girdim karımın…

Sevişiyorduk ama ne bileyim, o monoton tatsız sevişmelerden biriydi yine… Üstünde gidip gelirken sertliğimi kaybetmekten korkuyordum bir yandan da… Öylesine bir sevişme işte… Sonra nasıl olduysa ağzımdan,

“Nizamettin’i çağırayım mı?” sorusu çıktı. Karımın külotlarını çalan, otuzbir çekip eşarbına boşalan sapık arkadaşımı anmak bile içimi kıpırdatmaya yetti bir anda… Açıkçası karımın itiraz edip kızmasını bekliyordum. Ama karım beklediğimin aksine, yumuşak ve sakin bir ses tonuyla,

“Sen bilirsin kocacığım…” dedi. İtiraz etmemiş, kararı bana bırakmıştı. Sanırım o da istiyordu.

“O geceki gibi kızmayacaksan çağırayım.”

“Yoo, neden kızayım? Sen de istedikten sonra…” Bir kabullenişten, rızadan çok istek vardı karımın sesinde, hissedebiliyordum. Adamın gelmesini istiyordu karım da…

“Neden çağıracağımı sormadın bile…” dedim sikimi hırsla amcığına köklerken…

“Ohhh…” diye bir çığlık koptu dudaklarından… Boynuma sarıldı sımsıkı… “Sorayım öyleyse… Neden peki? Neden çağıracaksın elin adamını? Karının külodunu çalan, döllerini karının eşarbına akıtan sapık arkadaşını neden çağıracaksın?”

“Ne bileyim, oturur yemek yeriz yine, içeriz. Eşarbını, külotlarını özlemiştir belki…”

“Sen de en az onun kadar sapıksın aşkım…” dedi inleyerek…

Altımda kalçalarını oynatıyordu bunu söylerken, sikimi daha derinlerine almak istercesine kendini bana yapıştırıyordu. Ve evet, konu açılıp sapık herifin adını duyunca içine girip çıktığım vajinası sanki daha bir kayganlaşmış, inlemeleri duyulmaya başlamıştı. Her giriş çıkışımda sularının akıp taşaklarımı bile ıslattığını hissedebiliyordum.

Onun bu uysal, Nizamettin’in adını anınca kat kat daha tahrik olmuş hali coşturdu beni… Az önceki isteksiz ve üstünkörü sikişen karı koca değildik. Hareketlerim hızlandı, karımın zevk inlemeleri arttı, hatta dışarıdan duyulacak kadar yükseldi, kısa sürede ikimiz de aynı anda boşaldık.

Boynuma sarılıp inleye inleye orgazm olurken karım da benim aklımdan geçen şeyleri mi düşünüyordu acaba? Sapık herifin adının geçmesi bile ikimizi delirtmeye yetiyordu sanki…

Ertesi gün Nizamettin’i aradım. Biraz havadan sudan konuştuktan sonra,

“Akşam yemeğe gelsene arkadaşım… Yine muhabbet eder, bir iki duble içeriz!” dedim.

“Ya, boş ver. Karın bizim evde içki içmemizden pek hoşlanmıyor, bana kızıyor” diye gelmek istemedi önce…

“Sana öyle gelmiş arkadaşım. Hanife ben ne dersem kabul eder. Hem o da seni beğeniyor, takdir ediyor, sen yanlış anlamışsın”

Bunu söylerken karımla göz göze geldik. Yanakları kırmızılaşmış, bulutlanan gözleriyle bana bakıyordu karım…. Dudaklarını ısırıyordu konuştuklarımı dinlerken… Haydaa, sırf adam evimize gelsin diye neler söylüyordum ben böyle? Karım adamı beğeniyormuş da…

Sonunda ben üsteleyince arkadaşım bize gelmeyi kabul etti. Telefonu kapattıktan sonra karıma,

“Akşam misafirimiz var aşkım!” dedim. Karımın yüzünde hafifçe bir gülümseme belirdi. Yanaklarının kırmızısı daha da koyulaştı sanki,

“Ben hazırlık yapayım o zaman!” dedi.

Bu işin sonu nereye varacak diye merak ediyordum. O gün hemen Elektronikçiler çarşısına inip, kayıt yapan bir gizli kamera aldım. Ufak tefek, her yere saklanabilen bir şeydi. Satan adam, tam doluyken 24 saat kayıt yapabildiğini, ayrıca mükemmel ses kaydı da yaptığını söyledi.

Nizamettin’i kameraya çekecektim. Aklımda, onu bu gece bizde kalmaya ikna etmek, sonra da yatak odamızı ona vermek vardı. Sonrası Nizamettin’e kalıyordu, hazine odası bulmuş define avcısı gibi olacaktı. Bundan karımın bile haberi yoktu.

Eve döndüğümde karıma, sadece Nizamettin’i gece misafir etmeyi, hatta kendi yatak odamızda yatırmayı düşündüğümü söyledim. Bana verdiği tek cevap,

“Sen bilirsin kocacım, bana bir şey sorma!” oldu. “Sen nasıl istiyorsan öyle yap.”

Bir ara yatak odasına girdiğimde karımın yatağı güzel, parlak kırmızı bir saten örtüyle örttüğünü gördüm. Yatağın iki yanındaki abajurların üzerine kırmızı ince örtüler örtmüş, hafif loş bir kırmızı ışık aydınlatıyordu yatak odamızı…

Odada karımın süründüğü iç gıcıklayıcı parfümünün kokusu burun deliklerime doldu. Yatağın yanındaki tekli koltuktaki yığın dikkatimi çekti. Çamaşırları katlayıp üst üste koymuştu. En üste güzelce katlanıp konmuş eşarpları, hemen altına da neredeyse bir düzine kadar külotunu koymuştu. Hemen arkamda beliren ve odayı incelememi izleyen karımın yüzüne baktım. Gözleri parlayarak bana bakıyor, gülümsüyordu.

“Beğendin mi?” diye sordu fısıltılı bir sesle… Uzanıp dudaklarından öptüm,

“Çok beğendim.” dedim. “Biraz fazla süslenmiş, kırmızı ışık filan, fazla olmuş ama, neyse… Sonuçta yatak odası burası, seks yaptığımız oda… Misafirimiz de beğenir herhalde…”

İsmini koymadan, aramızda konuşmadan anlaştığımız tuzak hazırdı. Şimdi sabırsızlıkla akşam olmasını, avımızın gelmesini bekliyorduk.

Akşam yemek saatinde beklediğimiz adam geldi, elleri doluydu. Masa zaten mükellef bir şekilde hazırdı. Hemen yemeğe oturduk, ufaktan da içmeye başladık. Nizamettin yanında getirdiği ünlü bir markanın kağıt çantasını açtı. İçinden önce bir kazak çıkardı ve bana uzatarak,

“Kardeşim, benden sana bir ufak hediye!” dedikten sonra, “Bir de yengemi geçen sefer kızdırdık, bu da ona kendimizi affettirmek için!” diyerek, kutusunda olan bir eşarp çıkardı. Şaşırmıştım, sadece,

“Sağol arkadaşım, ne zahmet ettin, hiç gerek yoktu!” diye karşılık verdim, sonra da mutfakta olan karıma seslendim, “Hanife gel bak, Nizamettin bize hediye getirmiş!” diye.

Karım içeri girdi. Gözgöze geldik ve kutuyu uzatırken,

“Bak Nizamettin bize getirmiş, seni kızdırdık ya geçen sefer, yengem bizi affetsin diyor!” dedim. Karım Nizamettin’e,

“Abi ne gerek vardı, mahcup ettin bizi şimdi… Affedilecek bir şey yok ki ortada!” dedi ve kutudan eşarbı çıkardı.

Meslek icabı anlıyordum, bu kutu daha önce açılmış ve eşarp öylesine, amatörce katlanmış ve kutuya yeniden koyulmuştu. Sanki daha önceden kullanılmıştı. Karım,

“Çok teşekkürler abi, çok güzelmiş!” dedi. Nizamettin de,

“Yengem, umarım beğenirsin. Sana çok yakışacağından eminim, güle güle giy!” dedi. Karım tekrar teşekkür edip gitti. Nizamettin’in aldığı hediyeler pahalı şeylerdi. Zaten Nizamettin’in maddi durumu bizden çok çok iyiydi. Pahalı bir arabası vardı ve lüks bir Rezidansta kalıyordu…

Kadehler ardı ardına bitiyordu. Karım içeri girdi, elinde hazırlamış olduğu meyve tabağı vardı. Ama başında Nizamettin’in hediye getirdiği eşarp vardı. Siyah parlak satendi, üzerinde rengarenk küçük gül desenleri vardı ve karıma da çok yakışmıştı. Farklı olan sadece bu değildi. Karım çok abartıya kaçmadan hafif bir makyaj yapmıştı.

“Nasıl, yakışmış mı?” diyerek elindeki tabağı masaya bıraktı. Evet, çok yakışmıştı ve ben ona böyle pahalı kaliteli güzel şeyler alamıyordum. Nizamettin,

“Yenge, inan çok yakışmış!” dedi. Ben de,

“Evet, çok yakışmış!” diyebildim mahcubiyet içinde. Karım şöyle etrafında döndü, çocuklar gibi mutluydu. Sonra hiç beklemediğim bir şekilde masadaki boş sandalyeye oturdu ve

“Ben alkol içmiyorum, ama abimin bu güzel jesti için size meyve suyuyla katılmak istiyorum!” dedi. Bana baktı, ama izin ister gibi bir hali yoktu. Bozulmuştum, ama belli etmemeye çalıştım.

Hep beraber kadehlerimizi tokuşturduk, “Güzel ve mutlu günlere!” diye içtik. Bu an benim ve hayatımın değiştiği andır. Nizamettin lavaboya gidince,

“Hanife, ne yapıyorsun sen?” diye sordum. Karım dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve

“Kızdın mı aşkım? Dur bakayım, yoksa sen beni kıskandın mı?” dedi. Sonra da elini sikime attı ve ”Ben seninim merak etme kocacım! Şey… Sana sormadan bir şey yaptım, ama kızma!” dedi. Kaşlarımı çatarak,

“Ne yaptın ki beni kızdıracak?” diye merakla sordum. Karım,

“Aşkım bu hediye getirdiği eşarba boşalmış yine senin sapık arkadaşın… Arka kısmına getirdim akıttığı yeri… Kurumuş, ama yine de giydim! Hem onun burada kalmaya ikna olması lazım değil mi?” dedi.

Ses çıkarmadım, kafasını tuttum kendime çektim, dudaklarını öpmeye başladım. Niyetim eşarbı kontrol etmekti. Ellerimi eşarbın üzerinde gezdirmeye başladım. Karımın dediği yeri buldum. Evet o kısım kurumuştu ve parmaklarımın ucunda hissedebiliyordum.

Of allahım, bu herif deli edecekti beni… Ne cesaret vardı adamda… İlk geldiğinde karımın külotlarına, eşarplarına boşalmaktan, bembeyaz döllerini bırakmaktan çekinmemişti. Bugün de hiç çekinmeden spermlerini akıttığı bir eşarbı hediye olarak karıma verebiliyordu. Ne düşünüyordu, karımla ilgili ne hayaller kuruyordu bu sapık herif… Hayallerinde karıma neler yapıyordu?

Çok tahrik olmuştum, sikim taş gibi sertleşmişti. Bir an önce karımı sikmek istiyordum. Ama yatmaya gidene kadar beklemeliydim. Nizamettin ortalıkta dolaşırken yapamazdım. Nitekim az sonra yanımıza geldi.

Üçümüz masada oturmuş, bizim eski günlerimizden bahsediyorduk. Saatler gece yarısını biraz geçiyordu. Nizamettin benden fazla içmişti. Yetmişlik rakının yarısından fazlasını tek o içmişti. Ona,

“Ortak bu gece gitme, şimdi çevirme falan olur…” dedim.

“Yok, gitmem gerek!” dedi.

“Gitme, yer var burada!” dedim. Nizamettin gitmek için ısrar ediyordu. Karım söze girerek şurup gibi tatlandırdığı sesiyle adeta cilvelendi adama,

“Abi biliyoruz gidebilirsin, ama polisler ehliyetini alır falan… Bak biz yabancı mıyız, aşk olsun. Sana içeriyi hazırlarım, güzelce yatarsın. Hadi abi, kırma bizi!” dedi.

Nizamettin karıma baktı ve

“Senin o güzel hatırın için kalıyorum!” dedi. Sonra da bana, “Ee Bekir, son bir cila yapsak iyi olacak, ama şişe bitti!” dedi.

“Ortak ben hallederim!” dedim. Karıma döndüm, “Ben hemen gidip geliyorum canım, sen ilave meze, buz filan hazırla bize!” dedim. Nizamettin,

“Arabayla git, yürüme!” dedi ve karım da yanımızdayken cebinden bir tomar para çıkarıp, “Al şunları da!” diyerek bana uzattı. Tamamı bir destenin yarısından fazlaydı.

“Olmaz canım, olur mu öyle şey? Sen misafirimizsin!” dedim.

“Yahu ben de yabancı mıyım? Al dedim sana, arabaya da mazot alırsın hazır çıkmışken, yarın sabaha hazır olur!”

Karıma baktım, gözleriyle gitmem için yalvarır gibiydi sanki… Parayı alıp, içimde biraz korku, biraz heyecanla dışarı çıktım. Arkadaşım da olsa Nizamettin’le karımı yalnız bırakmak ürkütmüştü beni… Karımın eşarplarına spermlerini akıtan arkadaşımla karımı evde yalnız başlarına bırakmış çıkmıştım. Yol boyu aklımdan delice şeyler geçti.

Önce uzakça bir markete gidip bir kaç bira aldım. Sonra da kalabalık bir benzinlikte pompa sırası bekledim, arabanın deposunu fulledim. Gidip gelmem yaklaşık yarım saat sürmüştü. Eve geldiğimde Nizamettin koltukta yayılmış, televizyon izliyordu, karım ise masadaki fazlalıkları topluyordu. Karım mutfağa gittiğinde arkasından gidip sarıldım. Ensesini boynunu öperken,

“Ne yaptın canım? Var mı bir sorun? Bir gelişme?” diye sordum karıma… Neşeli bir sesle,

“Yok canım, ne sorunu olacak, biraz senin dedikodunu yaptık!” dedi.

Korkulacak bir şey yoktu, her şey normal yolunda görünüyordu. Kendimden utanmalıydım böyle saçma sapan şeyler aklımdan geçirdiğim için. Biri karım, diğeri dostumdu… Her ne kadar karı koca yatakta sikişirken sapıkça şeyler kursak da gerçekte dostça bir ilişkiydi bizimki…

Nizamettin’le biralarımızı içip bitirdikten sonra kalktık. Misafirimizi alıp yatak odamıza götürdüm.

“İşte ortak, sen burada kalacaksın!” dedim. Nizamettin,

“Bekir zahmet oldu size yahu… Bir de odanızı veriyorsunuz, vallahi mahcup oldum!” dedi.

“Yok canım, olur mu hiç öyle şey, keyfine bak sen!” dedim. “Biz sana kalmaya gelsek taşın üstünde mi yatıracaksın bizi? Sen de aynı şeyi yaparsın bizim için…”

“Elbette dostum. Kat kat fazlasını yaparım sizin için, dostuz biz…” diyerek sarıldı kapının önünde, içeriye geçti. Pijama çıkardım giymesi için, verdim.

Önceden ayarlamıştım kamerayı, tam yatağı çekecek şekilde dolabın üstündeki yastıkların arasına koymuştum. Ancak çok dikkatli bakınca fark ediliyordu. Her şey tamamdı.

Odadan çıkarken karımın koltuğa bıraktığı çamaşırların dağılmış olduğunu fark ettim. Acaba Nizamettin ben evde yokken yatak odamıza mı girmişti? Şüphelenmiştim. İçim içimi yiyordu. Ben evde yokken bu odada neler olmuştu?

Sonunda herkes odasına çekilmişti. Biz de yatılı okuyan kızımızın odasında yatacaktık. Karım da benim gibi azmıştı. Bugüne kadar yapmadığı şeyleri yapıyor, her yerimi öpüp yalıyordu.

“Aşkım senin çamaşırlar… Biz odaya girdiğimizde dağınıktı!” dedim karım sikimi okşayıp yalarken…

“Bilmiyorum, ben odayı kontrol etmek için girdim, bir daha da girmedim. Benden sonra Nizamettin bir kere tuvalete gitmişti, belki o zaman girmiştir. Ne oldu ki?” dedi.

“Hepsi karmakarışıktı, bıraktığımız gibi değildi!”

“Öyle olmayacak mıydı zaten? Ha önce karıştırmış, ha sonra, ne fark eder?” Karım haklıydı.

“Şimdi ne yapıyordur acaba? Merak etmiyor musun?” dediğimde,

“Ben seni istiyorum şimdi! Bırak da şu anın zevkini çıkartalım!” dedi. Karım yine haklıydı,

“Bu gece ilkleri yaşayalım o zaman!” dediğimde,

“Ne gibi?” diye sordu.

“Görürsün birazdan!” deyip, onu tamamen soydum ve ben de soyundum. Alta uzandım ve onu 69 pozisyonunda üzerime çıkarttım. Kalkık yarağım yüzüne bakıyordu, onun beyaz ve tombul göt yanaklarının arasındaki etli ve sulu amcığı ise benim yüzümdeydi. Karım,

“Ben ne yapacağım?” deyince,

“Yarağımı yalayacaksın aşkım!” dedim. Amına dilimle yumuldum. Hafif bir inilti çıkardı. Dilimle amının içine giriyor, am dudaklarını emiyordum. Derken ben bir şey demeye kalmadan, o da yarağımı yalamaya başladı.

Olayı kavrayıvermişti hemen zeki karım…Acemiydi, çünkü ilk defa bunu yapıyorduk. Yarağımın kafasını dudaklarının arasına almıştı.

“Dilinle yala, dondurma gibi yala!” deyince, bu sefer dilini çıkarıp dondurma yalar gibi yalamaya başladı. Nasıl yapacağını bilmiyor, ama kolayca öğreniyordu.

Bense karımın göt yanaklarını iki yana iyice açmış, bir taraftan dilim amının içindeyken, parmaklarımla da amını ovalıyordum. Sonra parmağımı göt deliğinin etrafında gezdirmeye başladım. Derken parmağımı yavaş yavaş göt deliğine sokmaya başladım.

Karım yarağımı deli gibi emiyor, yalıyordu ve o sırada götüne bir parmağın girdiğinden haberi yoktu. Orta parmağım yavaş yavaş göt deliğine yarısına kadar kadar girmişken, karım ani bir hareketle başını arkaya çevirip,

“Aay, yapma, ah, yapma yapma, oradan olmaz!” demeye başladı. Ama ben sokmaya devam ediyordum. Ona,

“Sen işini yap!” deyince,

“Ay yapma, lütfen, çok günah!” dedi tekrar. Onu incitmek istemiyordum. Parmağımı götünden çıkarınca, karım aynı şekilde yarağımı emmeye devam etti.

Dilim amının içine girdikçe amı sulanıyor; dilim, ağzımın kenarları zevk suları ile ıslanıyordu. Ve ben bundan zevk alıyordum. Karımın etli amının suları beni daha çok azdırıyordu. Karım ise yarağımın kafasını diliyle, dudaklarıyla emiyor, yalıyordu. Gittikçe daha iyi yapmaya başlamıştı. Neredeyse ağzına boşalacaktım,

“Tamam, bu kadar yeter!” diyerek göt yanaklarına şaplak attım. Beyaz ve tombul göt yanakları sütlaç gibi titremişti. Karım başını kaldırıp bana baktı ve

“Tamam mı? Bitti mi?” deyince,

“Daha yeni başlıyoruz!” dedim. Ona üzerimde dönmesini söyledim.

Döndü. Ellerini başımın iki yanına koyarak dizlerinin üzerinde çökmüştü. Başını tutup kendime çektim ve dudaklarına yumuldum. Etli dudaklarını emmeye, ısırmaya başladım. Büyük memeleri göğsüme değdikçe daha çok arzuluyordum onu. İki elimle göt yanaklarını avuçlamış, hamur gibi yoğuruyordum.

“Dizlerinin üzerinde hafifçe doğrul, götünü yukarı kaldır!” dedim.

Dediklerimi aynen yapınca elimi yarağıma attım ve belimi hafifçe yukarı kaldırdım. Amını göremediğim için bir süre yarağımı öne arkaya, sağa sola tuttum, ama sonunda amına girmeyi başardım. Yarağımın kafası amına ilk girdiği anda, “Uff, ımm!” diye sesler çıkardı. Belimi daha çok yukarı kaldırınca yarağım daha çok içine girmişti.

“Şimdi yavaş yavaş yarağımın üzerine otur!” dedim.

Ben belimi indirdikçe o da dediğim gibi götünün üstüne oturur gibi yaptı. Dirseklerini yatağa dayamasını istedim ve onu belinden tutup biraz kendime çektim. Şimdi istediğim pozisyona gelmiştik. Alttan amına pompalamaya başlayınca, “Ay, uh, ıhh!” demeye başlamıştı bile.

Belimi her seferinde kaldırıp indirdikçe yarağım bir piston gibi amına girip çıkıyordu. Göt yanaklarını deli gibi avuçlamıştım bu pozisyonda. Aldığım zevkle kendime engel olamayıp götüne birkaç şaplak attım. Çıkan ses odanın içinde yankılanmıştı. Karım inlemeyle karışık,

“Ay, ah, yapma, Nizamettin duyacak!” deyince kendime geldim. Karım,

“Iıhh, ııhhh!” diye diye sürekli inlerken memeleri de göğsüme temas ediyordu.

“Duyarsa duysun” diye tısladım karıma… “Karı kocayız biz, kardeş değiliz. Sikiştiğimizi bilmiyor mu Nizamettin?”

Bir süre bu şekilde onu siktikten sonra ona doğrulmasını söyledim. Yavaş yavaş doğruldu ve yarağımın üzerinde oturur vaziyette kaldı. Yarağım taşaklarıma kadar karımın sıcacık amının içindeydi. Karıma,

“Sen kendin yavaş yavaş götünü kaldırıp indir!” dedim. Ellerini tuttum ve karım yarağımın üzerinde yaylanmaya, götünü kaldırıp indirmeye başladı. Bu şekilde ben enerji harcamıyordum.

Karım aldığı zevkle hızlandıkça hızlandı. Başını tavana dikmiş, gözleri kapalı, “Iıhh, ıııh!” diye inliyor, bu sırada memeleri aşağı yukarı sallanırken yataktan da ağır ağır gıcırdama sesleri geliyordu. Bir süre sonra derin derin nefes alıp vermeye, hırıltılar çıkarmaya başladı ve bir anda kendini üzerime bıraktı.

Orgazm olduğunu anladım. Göğsüme yığılı halde başı yanıma düşmüştü. Halen kesik kesik inliyordu. Saçları yüzüme değdikçe sıcaklığını hissediyordum.

Bu kez belinden tutup kendime çektim ve alttan amına yine pompalamaya başladım. Gittikçe hızlandım, hızlandıkça daha çok pompaladım. Kasıklarım göt yanaklarına, kalçalarına çarptıkça şiddetli sesler çıkıyordu. Sonunda ben de dayanamadım ve karımın amına döllerimi boşalttım.

O şekilde bir süre amında kaldım. Karım kendine gelir gibi olunca ona doğrulmasını söyledim. Dizlerinin üzerinde doğrulunca yarağımı amından çıkardım. Külçe gibi yanıma düştü ve uzandı. Gözleri sanki boş boş bakıyor gibiydi. Ona sarıldım. Boynunu, yüzünü öptüm. İkimiz de ter su içinde kalmıştık.

On dakika dinlendikten sonra karım yataktan kalkıp kenardaki külotunu giydi, üzerine de geceliğini. Yanıma yatıp, gülümseyerek,

“Şimdi şu anda Nizamettin bizim yatak odamızda ne yapıyor dersin?” diye fısıldadı.

“Koltuğa bütün külotlarını yayıp bıraktın, sence ne düşünebilir ki?” diyerek sarıldım. “Sapık herif, hazine bulmuş gibi tek tek her birini öpüp kokluyordur, sikine sarıp seni hayal ediyordur.”

“Biliyor musun kocacım, biz de en az onun kadar sapığız.” diye mırıldandı uykulu bir sesle…

Sabah uyandığım zaman saat beş gibiydi, karım gecenin seks yorgunluğuyla deliksiz uykularda, yatıyordu. Nizamettin’i merak etmiştim, gece ne yapmıştı acaba? İçimdeki şeytana uyup yatak odasına doğru yürüdüm. Kapıyı hafifçe yokladım. Kilitli değildi, hafifçe araladım.

İçeriye bakınca Nizamettin’in mışıl mışıl uyuduğunu gördüm. Yatakta çırılçıplak yatıyordu. Ve yatağın üzerinde karımın külotları ve eşarpları vardı. Dağınık bir şekilde yatağın üzerine serpilmişti hepsi…

Bu sapık herifi gerçekten anlamıyordum. Korkmadan cüretkar bir şekilde kapıyı bile kilitlemeden yatabiliyordu. Acaba bildiği bir şeyler mi vardı? Yoksa yaptıklarına ses çıkarmamamızdan cesaret mi alıyordu?

Ayak seslerini duyup kafamı çevirdiğimde karımı karşımda gördüm. Basma eteğini giymiş, üstünde de çiçekli gömleği, başında da şifon eşarbı vardı. Tuhaf bir şekilde bana bakarak,

“Ne yapıyorsun?” diye fısıldadı. Önce sus işareti yaptım, sonra elimi sallayarak git işareti… Sesini çıkarmadı, ama gitmiyordu da. Karıma,

“Defol git burdan aşkım… Sakın bana herifi çıplak görmek istediğini söyleme!” diye fısıldadım. Yüzünü yere eğdi. İnatla bekliyordu. Oh, evet, herifin çıplaklığını görmek için bekliyordu karım…

Heyecandan ölecek gibiydim, ben de ondan farksızdım aslında… Karımın kolundan sertçe tutup aralık kapıya yanaştırdım görmesi için… Karım kafasını kaldırarak çırılçıplak uyumakta olan Nizamettin’e baktı.

Bir süre sessizce öyle kaldık. Karı koca, yatak odamızın kapısında dikilmiş, kırmızı loş ışığın yayıldığı kırmızı saten yatağımızda çırılçıplak uyuyan yabancı erkeği seyrediyorduk. Kaslı bacaklarının arasındaki siki uykuda olmasına rağmen hayli kalın görünüyordu. Geniş, kıllı göğsü nefes alıp verdikçe inip kalkıyordu. Neden sonra kolundan tutup zorla çektim karımı, kapıyı kapatarak sessizce odamıza döndük.

Karımla yeniden, telaşla soyunup çırılçıplak yatağa girdik. Yatak odamızdaki çıplak erkeğin dal taşak görüntüsü, karımın yalanarak, hayranlıkla bakması ikimizi de deli gibi tahrik etmişti. Birbirimize saldırarak, hayvanlar gibi sevişmeye başladık.

Sonunda sırtüstü yatırıp bacaklarını ayırdım. Yarağımı amının dudakları arasına sürtmeye başladığımda, karım sabırsızlıkla,

“Hadi soksana, oynama artık, gir bir an önce içime!” diye inledi. Biraz daha sürttüm, ıslak dudaklarda, kabarmış klitorisinde dolaştırdım. Sürekli inliyordu orospu… Sikimi sürtmeye devam ederken,

“Kimin yarrağı bu amcığına sürtünen?” diye sordum. Karım şaşırmıştı, şehvetle kısılmış gözlerini açıp yüzüme baktı.

“Kimin olacak, senin yarrağın! Hadi sok artık şunu!” dedi.

“Yok, hayır, benim yarağım değil bu… Söyle bakalım, kimin?” dedim. Karımın Jetonu düşmüştü,

“Ohhh… Nizamettin’in yarrağı!” dedi. Gülümseyerek,

“Ben kimim peki?”

“Nizamettin’sin! O bilek gibi sikini dayadın amcığıma… Hadi… İçime sok o demirden yarrağı… Ohhh… Sik beni Nizamettin! Sik beni aşkım… Geçir yarrağını…” kelimeleri döküldü ıslak dudaklarından…

Öyle tahrik oldum ki o anda… Sürekli Nizamettin diye inleyen dudaklarına kapandım, hırsla öptüm, öptüm, öptüm. Yarağımı bir anda köküne kadar ıslak amına geçirip, hayvan gibi siktim karımı… Şehvet inlemelerimizi yatak odasındaki misafirin duyup duymaması umurumuzda değildi artık… Kendimizden geçtik. İkimiz de boşaldıktan sonra hiç konuşmadık. Birbirimize sarılarak uyuduk.

Sabah saat 9 gibi uyandım yeniden… Karım yatakta yoktu. Kendisine seslendiğimde,

“Mutfaktayım aşkım, gel!” dedi. Yanına gittim, kahvaltı hazırlıyordu. Bana,

“Nizamettin gitmiş, haberin olsun. Uyandığımda gitmişti. Odayı toplamış, hatta çamaşırları bile düzgünce katlayıp yerine koymuş!” dedi.

“Başka?” dedim.

“Ne başka?” diye sordu.

“Başka bir şey var mı işte?” dedim. Karım,

“Eğer çamaşırlarımı soruyorsan, tüm çamaşırlarım tam hepsi yerinde. Eksik yok. Yok ama… Bu nasıl bir adam Bekir, tam beş kere mi yapmış? Beş eşarbıma da attırmış. Bir tanesi daha ıslaktı. Ama bütün eşyalarımı, külotlarımı, sütyenlerimi karıştırmış, hatta dolabı bile!” dedi. Karıma sarılıp,

“Boşver şimdi eşyaları aşkım. Sen nasılsın, mutlu musun?” diye sordum.

“Evet bir tanem, hem de çok!” dedi. “Hoşuma gidiyor yaptığımız yaramazlıklar… Sen de mutlusun, biliyorum, görüyorum.” Karımı dudaklarından öpüp,

“Sınırları koruduğumuz sürece sorun yok bence, sence öyle değil mi?” dedim.

“Sen nasıl istersen öyle olsun Bekir. Peki, bu adam her şeyi bildiğimizi anlamayacak mı?” dedi.

“Bir süre böyle devam edelim bakalım. Neler olacak göreceğiz!” dedim.

İşe gitmeden önce yatak odasındaki kamerayı gizlice aldım. Görüntüleri karımın görmesini istemiyordum. Heyecanlıydım. Görüntüleri çok merak ediyordum. İşyerinde izleyecektim… Olabildiğince çabuk işyerime gittim. Ofise geçtim. Kameranın USB girişi vardı, kullanımı çok kolaydı. Sesi kıstım ve izlemeye başladım.

Doğal olarak videonun başlarında bir şey yoktu. İleri sardım. En merak ettiğim şey ise ben evde yokken neler olduğuydu. Bu arada videoda karım Nizamettin’in aldığı eşarp elinde yatak odasındaydı.

Eşarbı incelerken birden burnuna götürdü. Kokladı ve beklemediğim bir hareketle diliyle yokladı. Sonra da gülerek kendi kendine konuşmaya başladı, ama diğer personel yüzünden sesi açamıyordum. Aklıma telefonun kulaklığı geldi. Onu taktım ve sahneyi yeniden başa aldım. Karım eşarbı yaladıktan sonra,

“Vay orospu çocuğu, buna da attırmış, sonra da bana hediye getirmiş! Ah Bekir, nerden buldun bu adamı, başımıza iş açacaksın! Adam yakışıklı, parası da var, bana mı bakacak?” diye kendi kendine söyleniyordu.

Kameranın mikrofonu öylesine güzel alıyordu ki sesleri… Karımın yavaş sesle, hatta mırıldanarak söylenmesini bile hiç bir sözcük kaçırmadan dinleyebiliyordum. Ben ise şaşkınlık ve heyecan içindeydim. Karım, kurumuş da olsa, başka bir adamın döllerini yalamıştı ve bu adam benim en yakın arkadaşımdı. Videoya devam ettim. Karım,

“Demek oyun oynamak istiyorsun Nizamettin bey!” diye söylenerek ışığı kapatıp odadan çıktı. Görüntüyü ileriye sardım biraz… Sonunda odanın ışığı yandı. Karım içeri girdi, ardından da Nizamettin. Karım,

“Abi ne yapıyorsun sen? Sana yakışıyor mu? En yakın arkadaşının karısıyım ben!” dedi. Nizamettin de,

“Hanife beni yanlış anladın. Niyetim o değildi!” dedi.

“Ya neydi abi?” diye sordu karım. Nizamettin,

“Yanlışlıkla oldu. Kusura bakma!” dedi. Karım bu arada yatağı düzenliyordu.

“Abi çok kızgınım sana… Lütfen, git, çık odadan!” dedi.

Nizamettin, öne doğru eğilmiş olan karıma arkadan yanaştı ve beline sarıldı. Karım fazla sesini yükseltmeden, hiç de caydırıcı olmayan bir sesle,

“Abi ne yapıyorsun, bağıracağım şimdi!” dedi.

“Bağır lan, herkes gelsin! Demezler mi, bu adamla evli kadın yatak odasında bir başına ne yapıyor? İçeride içki masası… Çağır herkesi! Kızım ben salak mıyım?” diyerek karımı bıraktı ve karımın çamaşırlarının olduğu koltuğa gitti.

“Salak mıyım ben? Bana odanızı veriyorsunuz yatmam için, sonra külotlarını burada yanı başımda bırakıyorsunuz!” diyerek eşarpları ve külotları karıştırmaya başladı. “Çok güzel hepsi de, üstünde görmeyi çok istiyorum!” diyordu karıştırırken de…

Karım tam kapıya doğru hareket ettiğinde, Nizamettin önünü kesti ve yeniden kucakladı karımı. Karım,

“Ne istiyorsun benden? Çocuğum var, sen nasıl bir adamsın, hayatımı mahvedeceksin!” diyerek itiraz etti.

“Öyle bir niyetim yok, sadece senden hoşlanıyorum!” dedi Nizamettin. “O ilk gün yaptıklarımı biliyorsun. Senin çamaşırlarını aldığımı da biliyorsun. Bugün de boşaldığım ve sana hediye ettiğim eşarp bak başında, ki anlamamana imkan yok! Şimdi cevap ver bana, bunlardan Bekir’in haberi var mı, yok mu?” dedi.

Karım kurtulmak için çırpındı ama nafileydi, Nizamettin sıkıca tutmuş kurtulmasına izin vermiyordu. Yeniden sordu,

“Söyle bana güzelim. Bekir’in haberi var mı, yok mu?” diye. Karım sessizce başını öne eğdi. Nizamettin karımın kalçalarını basma eteğin üzerinden okşuyordu. Sonra karıma iyice sarıldı ve eşarbını öpmeye başladı.

“Cevap vermiyorsun. Demek ki kocanın haberi var! O zaman sorun yok Hanife. Sen çok güzel bir kadınsın, hele biraz da kendine baksan, biraz seksi şeyler giysen… Hanife sana güzel şeyler alacağım. Kadın olduğunu anlayacaksın. Peki ya Bekir? Nasıl böyle bir şey yaptı?” dedi. Ama karım cevap vermedi. Adamın kollarının arasında öylece duruyordu. “Söylesene yavrum… Niye bunca ileri gitmeme izin verdi kocan?” diye sordu bu sefer.

‘Nizamettin, sana yalvarıyorum, ne olur, bırak beni, hayatımızı mahvedeceksin, ne olur, çocuğum var benim, onun başı gözü için, yapma, vazgeç, bu işin sonu iyi olmaz!” deyince,

“Ne o, beni tehdit mi ediyorsun?” dedi Nizamettin. Karım cevap vermedi. Nizamettin tekrar, “Basit bir karı koca fantazisi miydi bu? Niye yaptınız? Senin çamaşırlarına boşaldım, çamaşırlarını çaldım. Sizden ne tepki gelecek diye bekledim, ama sessiz kaldınız.”

Karıma ahtapot gibi sarılmıştı arkasından, kollarının arasında çırpınıp duran karımı bırakmıyor, öpücüklere boğuyordu konuşurken…

“Hanifem, her gün seni düşünerek otuz bir çekiyorum. O seksi külotuna senin amına boşaldığımı düşünerek kaç kere boşaldım ben, biliyor musun? Bak bu gece yine seni düşünerek otuz bir çekeceğim! Hanifem, bir tanem… Çok istediğim amını değil, ama eşarplarını ve külotlarını dölleyeceğim! Söylesene, neden tepki vermediniz?” diye üsteliyordu.

Karım en sonunda, “Bekir öyle istedi!” deyince,

“Niye istedi, fantazi olsun diye mi?” diye sordu Nizamettin.

“Ben… Ben bilmiyorum. Öyle gelişiverdi işte… O ilk gün önce ikimiz de kızdık sana… Sonra sonra… Ne bileyim… Bu gece için benden yatak odamızı sana vermemi istedi ben de bir şey demedim!” diye ağlamaklı bir cevap verdi.

“İyi de, sen nasıl kabul ettin?”

“Kocam o benim, karşı gelemem. Hem o gece ilk defa zevk alarak seviştik!” dedi. Durdu biraz, sonra ilave etti. “Çok değişikti o gece… Hiç öyle olmamıştık.”

“Sen Bekir’le sevişirken beni mi düşündün, yoksa kocanı mı?” diye sorunca, karım cevap vermeden başını öne eğdi.

Şaşkın bir haldeydim. Videoyu durdurup bir sigara yaktım. En yakın arkadaşım yokluğumda karımı sıkıştırıyordu. Ve görünüşe göre karım da karşılık veriyordu. Bu işin sonunun böyle olacağını tahmin etmemiştim.

Videodan, ortamdan, konuşmalardan çok etkilenmiştim ve sikim kalkmıştı. Korkuyla karışık bir heyecanla devamını izlemek istiyordum. Sonunu merak ediyordum videonun açıkçası. Nizamettin konuşmasına devam etti.

“Ah be güzelim. Siz de istiyorsunuz, ama cesaret edemiyorsunuz. Hazır olana kadar bekleyeceğim sizi, sabırlıyımdır. Her şey çok güzel olacak canım, bekle göreceksin!” deyip, karımı serbest bıraktı.

Karım odadan çıkmak yerine olduğu yerde duruyordu. Nizamettin cebinden bir tomar para çıkardı ve karıma uzattı.

“Al Hanife, bununla kendine bir şeyler al. Güzel şeyler, senin güzelliğine, seksiliğine yakışır şeyler… Yetmezse daha da veririm. Artık bir daha maddi sıkıntı yaşamayacaksın!” dedi. Karım tepki vermeyince elini tuttu ve avucuna sıkıştırdı parayı.

“Utanma canım, Nizamettin abinden hediye, sen her şeyin en iyisine layıksın. Bak bakayım bana!” dedi ve karımın çenesinden tutup gözlerine baktı.

“Kocan da istiyor, sen de istiyorsun, ama daha hazır değilsiniz. Bir gün seninle birlikte olacağız!” deyip, karımın elinden tuttu ve yatağın kenarına oturdu. Sonra karımı kendine çekerek yanına oturttu. Karım ürkek bir kuş gibiydi. Sesini çıkarmıyordu. Sadece kendine söylenenleri yapıyordu. Nizamettin elini karımın beline attı ve

“Utanma Hanife, artık yabancı değiliz. Bak başındaki eşarpta döllerim var! Birazdan şuradaki, senin en mahrem yerine değen külotlarını alacağım ve onlarla otuz bir çekip döllerimi boşaltacağım, sen de yarın onları eline alıp çamaşır makinesine atacaksın. Bak neleri geçmişiz. Hanifem senden küçük bir isteğim var. Kırma beni!” dedi. Karım cevap vermeyince, “Kırmayacaksın değil mi Nizamettin abini?” dedi.

Karım sanırım başına gelecekleri anlamış gibi, hayatının şokunu yaşıyordu. Kızarmış gözlerinde yaşlar belirdi ve Nizamettine baktı.

“Korkma, sana zarar vermeyeceğim, istemediğin bir şey yapmayacağız. Aramızda kalacak. Hiç kimsenin haberi olmayacak!” dedi. Karım,

“Senin yaptığın insanlığa sığar mı?” dedi titreyen sesiyle, sonra da, “Bir hata yaptık işte… Birisi senin karına yapsa…” dedi. Nizamettin karımın lafını kesip,

“Kimse benim karıma yapamaz, çünkü evli değilim!” dedi. Karım,

“Ben seni böyle bilmezdim!” dediğinde, Nizamettin de,

“Ben de sizi böyle bilmiyordum!” dedi yanıt olarak.

“Ne olur, kocam yaptı bir hata… Beni de kendine benzetti. Benim başımı yakma, çocuğum var benim…” diyerek, bir yandan ağlayıp, bir yandan da Nizamettin’i ikna etmeye çalışıyordu. Ama kaçış yoktu karım için. Bunlar son çırpınışlarıydı.

“Bak, ben sana söyleyeceğimi söyledim. Boşuna çeneni yorma, kabul edeceksiniz, ama bugün, ama yarın. Ben her şeyi göze aldım!” dedi. Karım çaresizce,

“Ne istiyorsun söyle, ama bugün olmaz!” dedi. Nizamettin gülerek,

“Elbette bugün olmaz, istemediğin bir şey yapmayacağım. Sana söz verdim. Sadece seni yakından tanımak, hazinelerini görmek istiyorum. Kendini bana bırak. Öyle oldu bitti şeyleri sevmem. Şimdi beni tanıyacaksın!” dedi.

Karımı ayağa kaldırdı. Etrafında çevirdi karımı ve

“Hanife çok güzelsin. Bakalım benim için neler hazırladınız bu akşam?” diyerek koltuğun yanına götürdü karımı.

Koltuğun üzerinde duran eşarpları ve külotları karıştırıp baktı. Sonra yeniden yatağın kenarına oturdu, karım ise önü dönük halde ayaktaydı. Nizamettin birdenbire yüzünü eteğin üzerinden karımın amına gömdü.

“Hanife’m, amcığına kurban olduğum!” diyerek yüzünü sağa sola oynatıyordu. Yüzünü çekti ve “Sıcacıksın, ateş gibi kavuruyorsun!” dedi.

Eteği yukarı çekmek için uçlarından tuttuğunda, niyetini anlamış olan karım,

“Yapma lütfen… Bugün olmaz dedim!” dedi. Nizamettin ise,

“Sadece ne giydin altına, onu merak ettim, görmek istiyorum!” dedi.

Karım eteğini yukarı çekince, süt beyazı güneş görmemiş bacakları ortaya çıktı. Nizamettin karıma bakarak,

“Hmm, tahmin ettiğim gibi beyaz külot, bu o gün attırdığım külot değil mi?” diye sordu. Karım o çok iyi tanıdığım, tahrik olduğunda boğuk boğuk çıkan sesiyle,

“Evet, o külot işte…!” dedi. “Beğendin mi? Mutlu oldun mu görünce?” Nizamettin yüzünü iyice yanaştırdı. Derin bir nefes çekerek külotun üzerinden karımın amını öptü.

Sonra eteği yeniden indirip, karımı yanına oturttu, karıma sarılıp yine eşarbın üzerinden saçlarını öpüp koklamaya başladı. Sonra da saatine bakıp,

“Bizimki gelmek üzeredir, çabuk olmamız lazım Hanife!” dedi.

Yatağın ortasına uzandı ve karımı yanına çekti. Şimdi Nizamettin yatakta yatıyor, karım ise yanında yatağın ucunda oturuyordu. Nizamettin bir çırpıda pantolonunu ve külodunu sıyırdı.

Taş gibi olmuş, kalkık vaziyetteki kalın yarağı tavana dikilerek ortaya çıkmıştı. Karım şaşkın halde başını öteki tarafa çevirince,

“Utanma Hanife, merak etmiyor muydun nasıl yaptığımı. Şimdi sana göstereceğim!” dedi.

Nizamettin’in yarağı oldukça kalın ve uzundu. Karım Nizamettin’in yarağına bakıyordu şimdi. Ben de aynı heyecanla bekliyordum. Nizamettin karımın çamaşırlarını işaret ederek,

“Ver bakalım şunları!” dedi. Karım sırayla külotlarını Nizamettin’e verdi. Adam tek tek eline aldı, öpüp kokladı karımın cicili bicili külotlarını… Sonra sırayla sikine sarıp otuz bir çekmeye başladı. Bir yandan sol eliyle karımın sırtını, kalçalarını, başındaki eşarbı okşuyordu.

“En güzel külotlar, saten, ipekli ve normal külotlar. Dantelli olanlar yarağımı tahriş ediyor. Tangalar çok ufak, sikimi sarmıyor. Senin külotların var ya çok güzeller. Tam otuz birlik. Ama eşarpların yok mu, beni asıl onlar deli ediyor. İpek ve saten eşarplar, tülbentler değil, ama özellikle beyaz şifon eşarplar. Senin de vardır kenarları iğne oyalı. Bu gece hepsini sikeceğim. Şimdi soracaksın nasıl sikeceksin diye. Eşarp nasıl sikilir diyeceksin!” diyordu.

Birden yatakta doğruldu. Yastığı aldı ve dizleri üzerindeyken önüne koydu.

“Versene şu çiçekli eşarbını, geçen gün buna attırmayı çok istemiştim, bugüne kısmetmiş!” dedi.

Karım eşarbı Nizamettin’e uzattı. Önce eşarbı öptü kokladı. Karım olanları sadece izliyordu. Sonra adam eşarbı yarağının etrafına sardı. Yarağa sarılı olan eşarbı yastığın üzerine koydu sol elini üzerine koydu ve yarağını, sanki bir amın içerisinde gidip geliyor gibi, ileri geri hareket ettirmeye başladı.

Dediği gibi resmen eşarbı sikiyordu, tıpkı bir kadını siktiği gibi. Yüzünü karıma çevirince karım başını öne eğdi. Boştaki sağ eliyle karımın çenesini tutup yukarı kaldırdı. Dudaklarından,

“Ah Hanifem, bebeğim, çok güzelsin, amın sıcacık, daracıksın, sana doyamıyorum, sadece seni sikmek istiyorum, hiç içinden çıkmak istemiyorum!” lafları döküldü.

Karımın yanaklarını okşuyor, parmaklarını dudaklarında gezdiriyordu. Karım da tahrik olmuştu, artık karşılık veriyordu. Nizamettin’in elini tuttu ve kendisi hareket ettirmeye başladı. Ve sonunda erkeğin ellerini göğüslerinin üzerine götürdü.

Şimdi iri göğüslerini hoyratça sıkıyor, mıncıklıyordu. Nizamettin bir yandan da karımın eşarbının içinde gidip geliyordu. Sonunda karımı kendisine doğru çekti, sağ elini eşarbının üzerinde gezdiriyordu. Bu arada yanak yanağa gelmişler, tenlerini birbirine sürtünüyordu.

Karım kendinden geçmiş, başını hafifçe geri atmış, beyaz boynu ortaya çıkmıştı. Karımın boynunu öpen Nizamettin, sonra çenesini öptü, ardında da dudaklarına yumuldu.

Nizamettin yaptığı hareketi durdurup karımı sırtüstü yatağa yatırdı. Yeniden dudaklarına yumuldu ve sonunda karım kendini Nizamettin’e bıraktı, kollarını adamın boynuna doladı. Birbirlerine hasret iki aşık gibi öpüşüyorlardı. Yeniden karımın boynunu boğazını öpmeye başladı. Karımın ağzından,

“Seni içimde istiyorum, keşke Bekir olmasa, al beni sik sabaha kadar Nizamettin!” kelimeleri döküldü. Nizamettin karımı dudaklarından yeniden öptü ve

“O günler de gelecek, sabret bebeğim, doyasıya, korkusuzca sevişeceğiz!” dedi.

Biraz daha öpüştüler. Karımın gözlerine bakarak,

“Şimdi başındaki eşarba boşalmak istiyorum, döllerimi fışkırtmak istiyorum!” dedi.

“Bağlamam uzun sürer, başımı açamam şimdi!” dedi karım.

“Açmayacaksın zaten, başın bağlıyken boşalmak istiyorum!” dedi Nizamettin. Karım olur anlamında başıyla karşılık verdi.

Nizamettin demin yarağına sardığı eşarbı yeniden yarağının etrafına doladı, ama bu sefer yarağının başı dışarıdaydı. Yarağının başı kocaman olmuştu, nerdeyse boşalmak üzereydi.

Ben de bu arada ondan farklı durumda değildim. Yarağının kafası karımın tam yüzünün üzerindeydi, Nizamettin sağ elini yarağın üzerinde hızlıca ileri geri hareket ettiriyordu. Sol eli karımın eşarplı başını okşuyordu.

Birdenbire duran Nizamettin yarağının başını karımın yüzüne sürttürmeye başladı. Karım kafasını yana çevirerek,

“Olmaz, yüzüme boşalmanı istemiyorum!” dedi.

“Aşkım daha boşalmadım. Sana dedim ya, ben eşarbına attıracağım döllerimi. Hadi çevir başını, korkma, istemediğin bir şey yapmayacağım!”

Karım yüzünü yeniden çevirince Nizamettin’in yarağını yeniden gördü. Yeniden karımın yanaklarına, alnına, burnuna sürttürmeye başladı. Ama daha esas hedefine gelmemişti. Sonunda yarağın başı karımın dudakları ile buluştu.

Karımın ağzı kapalıydı, Nizamettin de ruj sürer gibi dudakların üzerinde sikini hareket ettiriyordu. Birdenbire beklenmedik bir şekilde karım dudaklarını araladı. Bunu gören Nizamettin yarağını karımın dudakları arasında ağzının içine doğru kaydırmaya başladı…

Karım sol eliyle Nizamettinin yarağını tuttu ve sikin üzerine sarılı eşarbı çekti, eşarp yarağın ağzına girmesini engelliyordu. Nizamettin’in damarlı koca yarağı resmen karımın ağzının içine yuvasında hareket eden bir piston gibi ritmik şekilde bir ileri bir geri gidiyordu.

“Oh Hanifem… Bebeğim… Ağzının içi sıcacık… Sikimi yakıyor ağzının ateşi…” diye inledi herif… Pislik, zavallı karımın ağzına yarrağını köküne kadar sokup çıkarıyor, zevkten inliyordu.

Karımsa yarağı dibinden tutmuş hareketlerine yön veriyordu. Ağzından belli belirsiz, “Ummm, hımmm!” diye sesler çıkıyordu. Karım yarağı ağzından çıkardı, kökünden başına kadar boylu boyunca öptü. Yanaklarına sürttürdü ve sonunda yarağın başına ‘Mucuk!’ diye bir öpücük kondurdu,

“Hadi çabuk ol abi, bir an önce boşal!” dedi. “Kocam nerdeyse gelir artık, yakalanmayalım böyle…”

“Gelmek üzereyim aşkım!” dedi Nizamettin. Karımı yataktan indirip dizleri üzerine oturmasını istedi. Karım dediğini yaptı. Nizamettin ise arkasında ayakta durur pozisyonda,

“Hazır mısın aşkım?” diye sordu.

“Evet aşkım, istiyorum, boşalt sıcacık döllerini, birtanem!”

Nizamettin karımın eşarbını ucundan tutup yukarı kaldırdı. Altındaki siyah bone görünüyordu. Boyu karımdan uzun olduğu için dizlerini hafif kırarak ayağa kalktı. Yarağını bone ile eşarbın arasına soktu. Elleriyle karımın kafasını sabit tutmaya çalışıyordu. Yine aynı şekilde bir am sikercesine kalçalarını hareket ettirmeye başladı…

Bir elimde sigara olanları izlerken, gayrı ihtiyari diğer elim de kalkık sikime gitti. Arkadaşım canım karımın üzerinde fantazilerini deniyor, ben de onları izleyip yarağımı okşuyordum.

Nizamettin hareketlerini hızlandırmaya başlamıştı, sanırım artık boşalmak üzereydi. Süreli tekrar eden bozuk plak gibi,

“Hanifem, bir tanem, geliyorum aşkım. Eşarbını döllerimle dolduracam aşkım!” diyordu. Karım da,

“Gel aşkım gel, boşalt döllerini. Hadi aşkım, attır Hanife’ne, yıka Hanife’ni döllerinle!” diye gaza getiriyordu.

“Aşkım, Hanife’m… Aahhhh… Geliyorummm… Aşkımmm!”

“Gel aşkım, gel artık…” derken, Nizamettin birden durdu. Ve “Oğğğhhhh!” diye böğürerek boşalmaya başladı…

Bir süre öylece durdular. Nizamettin’in yarağı eşarbın altından belli oluyordu. Döllerini her püskürtmesinde hortum gibi hareket ediyordu. Son bir kez daha yarağını ileri geri hareket ettirdi ve yatağın kenarına oturdu.

Heybetli yarağı yavaş yavaş sönüyordu. Yatağın üzerindeki eşarbı aldı ve yarağını temizledi. Karım kalktı ve yanına oturdu. Nizamettin’e sarılıp başını omzuna koydu ve

“Ne kadar çok boşaldın öyle, saç diplerime kadar attırdın!” dedi. Nizamettin eşarbın dış kısmına bakıp gülerek,

“Sen bir de dışını görmelisin!” dedi.

Gerçekten de Nizamettin çok fazla boşalmıştı. Eşarbın üstü dölle kaplıydı. Karım kontrol etmek için elini eşarba değdirince parmakları ıslak ve yapış yapış sıvıya değdi. Karım,

“Ne yapacağız şimdi Nizamettin?” diye sordu. Nizamettin,

“Hiçbir şey!” dedikten sonra elindeki eşarpla karımın başındaki döllerle kaplı eşarbını kuruladı. Sonra da,

“Oldu bitti, belli olmuyor bak, zaten birazdan kurumaya başlar!” dedi.

Nizamettin hemen giyinmeye başladı. Karım ise onu seyrediyordu. Nizamettin giyindikten sonra karımla sarılıp öpüşmeye başladılar. Nizamettin,

“Bu gece seni düşüneceğim, hep aklımda olacaksın!” dedi. Karım,

“Yanında, seninle aynı yatakta olmayı aklında olmaya tercih ederim!” diye yanıtladı aşığını… O, ortalığa çeki düzen verirken, Nizamettin odadan ayrıldı.

Şok içindeydim. Gördüklerim hayal değil gerçekti. Biraz zamanları olsa kesinlikle sikişeceklerdi. Videonun devamını merak bile etmiyordum. Gördüklerim bana yetmişti.

O gece olanları düşündüm. Ben biraları alıp eve geldikten sonra herifin ağzı kulaklarında koltukta yayılarak televizyonu izleyişi… Karımın biraz telaşlı, minik bir serçe gibi içki masasını toplamaları… Şimdi ayırdına varıyorum, bana kaçamak, suçluymuş gibi bakışları…

Gece yatağa yattığımızda, ikisinin yalnız kaldıkları dakikaları sorguladığımda beni geçiştirmeleri… Sevişmeyi onun başlatması, arzuladığımdan da, hayallerimden de öte bir cinsellik sergilemesi…

Suçlu kimdi? Bir fantazi nerelere gelmişti!

Anladığım kadarıyla karım ilk fırsatta Nizamettin’le sikişecekti. Bu açıktı. Ama ya ben? Ben kendime inanamıyordum. Tanıyamıyordum kendimi… En yakın arkadaşım karımı bir fahişe gibi kullanırken hiç kızmamıştım. Onları sevişirken izlemiş ve zevk almıştım!

Artık her şey değişmişti, eskisi gibi olmayacaktı hiç bir şey… İçten içe biliyordum ki, olay burada kalmayacak, karımla aşığının yanımda sevişmesine kadar gidecekti.

Ve ben arkadaşımın karımı acımasızca becermesini seyrederken, iki azgın doyumsuzca sevişirken onları izlemekten mutlu olacaktım.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 2. Bölüm!

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 2. Bölüm!

Sabahın erken bir saatinde uyandım. Birtakım sesler geliyordu. Tak tuk, tak tuk. Sesler biraz kesilir gibi oluyor, ama arkasından yeniden başlıyordu. Ortalık yeni yeni aydınlanıyordu. Yengem, yani karım göğsüme başını koymuş horul horul uyuyordu. Yavaşça kolumu başının altından çektim. Kolum uyuşmuştu. Onu uyandırmamak için sessizce hareket ediyordum. Yavaşça ayağa kalktım. Sesler devam ediyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışmam fazla zamanımı almadı. Sesler üst kattan, annemle babamın yatak odasından geliyordu. Onların yatağından geliyordu sesler. Annemle babam sikişiyorlardı ve bu esnada yataktan sesler geliyordu. Yatağın ayakları zemine vuruyordu ve bu sesler o vurma sesleriydi. Bir süre sabit bir hızla gelen sesler gittikçe hızlandı. Üst katımda şiddetli bir sikişme yaşanıyordu ve sikişenler annemle babamdı. Böyle bir olaya ilk defa şahit oluyordum. Babam 55 yaşında emekliydi. Yaşına göre dinç bir adamdır. Annemse 51 yaşında bir kadındır. Ve benim gerdek gecemin sabahında sikişiyorlardı.

O anda külotumun içindeki yarağım sertleşmeye ve kalkmaya başladı. Babam annemi sikiyordu ve benim yarağımı kaldırıyordu bu olay. Yengeme baktım, her şeyden habersiz yatıyordu. Derken sesler kesildi. Sikim kazık gibi olmuştu. Yatağa girip uykuya daldım. Uyandığım zaman Yengem yanımda yoktu. Perdeler çekili olduğundan içerisi loştu. Salona geçince yengemi gördüm. Giyinmişti ve salonu, mutfağı topluyordu. Dünkü halinden çok uzaktı, üzerinde çiçekli basma bir etek, uzun kollu bir gömlekle yelek vardı. Başını ve omuzlarını büyük bir türbanla örtmüştü. Beni görünce, “Günaydın!” dedi. “Günaydın!” dedim ben de. “Çay demledim, istersen kahvaltı yap!” dedi. Banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım. Çıkınca mutfağa geçtim. Güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı.

Beraber kahvaltımızı yaptık. Saat 10’a geliyordu. Karım, “Birazdan çocuklar gelir. Yatak odasını toplayayım mı, yoksa sen yatar mısın yine?” dedi. “Belki yatarım biraz daha.” dedim. Kahvaltıdan sonra tekrar yatak odasına döndüm. Yatağa girdim. Annemle babamın sikişmeleri geldi aklıma. Çocuklar gelmeden karımı yine sikmek istiyordum. Kendisine seslenince, “Efendim?” diyerek içeri geldi. “Yanıma gel hadi, gel buraya!” deyince, “Olmaz, çocuklar gelir birazdan!” dedi. Ama ben sinirlenmiştim. “Gelirlerse yukarı göndeririz!” dedim. Yataktan kalkıp onu kollarından tuttum. “Yapma, çocuklar gelir!” demesine aldırış etmeden başını eğerek karyola demirleri arasındaki geniş boşluğa soktum ve domalttım. “Başını çıkarmaya çalışma, yoksa fena olur” dedim sinirle. Korkmuş gibiydi, ses çıkarmıyordu. Elleriyle karyola demirlerinden sıkıca tutmuştu. Bu haliyle parmaklıklardan kafasını uzatan bir mahkûm gibiydi. Arkasındaki yerimi alıp uzun basma eteğini beline sıyırdım. Dizlerine gelen siyah bir çorap giymişti. Altında beyaz pamuklu bir külot vardı. Onu da aşağı sıyırıp ayağından çıkarttım. Karşımda kıllı göt deliği ve etli ve sulu amcığı ile kaldı. Külotumu çıkardım ve yarağımı sıvazlamaya başladım.

Dizlerimin üzerine çöktüm. Ağzımı amına atarak amını emmeye, yalamaya başladım. Bir anda irkildi. Amından ter ve sabun kokuları geliyordu. Amını yaladıkça tedirginliği azalmaya başlamış, “Aay, ımm, ahh!” demeye başlamıştı. Başı demirlerin arasında, elleriyle demirleri sıkıca tutuyordu. Amı yalandıkça sulanmaya başlamıştı. Ağzım karımın amının zevk suları ile ıslanmışken, ellerimle göt yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum. Hayatımda ilk defa bir kadının amını yalıyordum. Karım için de bu ilkti, sürekli inliyor, “Aay, ahh, yapma, aay, ımm!” diyordu. Başımı amına iyice gömmüştüm. O sırada saçlarımda elini hissettim. Aldığı zevkten olacak başımı okşamaya başlamıştı.

Başparmağımı kıllı göt deliğine bastırdım. Yavaşça ucunu sokmaya çalışırken “Yapma, ahh, olmaz, yapma, ahh!” demeye başlayınca ben de daha fazla ileri gitmedim. Yumuşacık ve bembeyaz göt yanaklarını, kalçalarını deli gibi öpüyor, yalıyor ve yoğuruyordum. Yarağım kazık gibiydi, ama hemen amına girmek istemiyor, gidebildiğim kadar gitmek istiyordum. O ise inlemeye devam edip saçlarımı okşuyordu. Parmağımı bu kez amına sokmaya başladım. Orta parmağım kolayca içine girmişti, amının içi fırın gibiydi. İşaret ve yüzük parmaklarımı da beraber sokunca daha yüksek sesle inlemeye başlamıştı. Odanın içini, “Ahh, ımm!” diye diye inletiyordu. Parmaklarımı yarak gibi kullanıyor, hızlı hızlı sokup çıkarıyordum. “Ahh, aay, ımm!” diye çıldıracakmış gibi inlerken, beni de daha çok azdırıyordu.

O anda kapı çalındı. Küçük kızı gelmiş, “Anne, anne?” diye kapıyı yumrukluyordu. Ben parmaklamaya devam ediyordum. “Yapma, kızım geldi, sonra yaparsın, kapıyı açayım!” dedi. Ben ise, “Bırak şimdi kızını, kapıyı açmayız, o da yukarı çıkar birazdan!” dedim. Kızının kapıyı çalmasından tedirgin olmuştu ve bu nedenle kendini kasıyordu. Amcığı, amında çalışan parmaklarımı bir mengene gibi sıkıyor, göt deliği bir açılıp bir kapanıyordu. Gerginlikten yumuşacık kalçaları ve göt yanakları sertleşmişti. “Aşkım rahat ol, utanma. Biz ayıp bir şey yapmıyoruz. Hem zaten birazdan gider kapı açılmadığı için!” dedim.

Gerçekten de biraz sonra büyük kızı Özge’nin sesini duyduk. Küçük kardeşini zorla yukarı çıkarmaya çalışıyor, ona, “Hadi gel, sonra gelirsin. Annem meşgul şu an. Gel hadi!” diyordu. Evet, annesi gerçekten çok meşguldü. Özge’nin kardeşine neden böyle söylediğini anlıyordum ve dün gece dudaklarını ısırırken, aslında annesinin yerinde olmak istediğini biliyordum.

Kızlar kapının önünde konuşurlarken, ben annelerinin amında dilimle çalışmaya ve amına parmaklarımı sokmaya devam ediyordum. Ve sonunda kızlar yukarı çıkınca, anneleri rahatlamış, eskisi gibi inlemeye devam ediyordu. Dizlerim ağrımıştı ve artık amına girmek için yanıp tutuşuyordum. Doğruldum, yarağımı sıvazladım ve amına yavaşça soktum. Amının içi kaygandı, kalçalarından sıkıca tutarak pompalamaya başladım. Srekli inliyor, “Ahh, ımm, ohh!” diye diye beni azdırıyordu. Ben hızlandıkça kasıklarım kalçalarına daha şiddetle çarpıyor ve daha çok ses çıkarıyordu.

Omuzları karyolanın demirlerine çarpıyor, başını ise ancak sağa sola çevirebiliyordu. Elleriyle karyola demirlerine sıkıca tutunmuş destek almaya çalışıyordu. Ben gittikçe hızlandım. İnanılmaz zevk alıyordum. Karyola şiddetle sallanıyor, gacır gucur sesler çıkarıyordu. Göt yanakları kasıklarım çarptıkça titriyordu. Boşalmaya yaklaştıkça hızlandım ve daha çok abandım. Ve en sonunda tıpkı dün geceki gibi beynimden ayak uçlarıma kadar zevk dalgası vücudumu sardı. Döllerimi amına akıttım. Ama amında gidip gelmeye devam ettim. Karımı sikmek bana çok büyük zevk veriyordu. Amından çıktım. Döllerim kasıklarından bacaklarına akıyordu. “Başına dikkat et!” diyerek yavaşça onu geriye çektim. Omuzlarını tutuyordu, “Kemiklerim ağrıdı!” dedi. Üzerini toparlayıp, külotunu giyindi. Bir şey demeden içeriye geçti.

Bense aldığım zevkten dolayı çok mutluydum. Yatağın üzerine uzandım. Kalkık olan yarağım tavana doğru bakıyordu halen. Biraz sonra geldi ve “Yıkanmayacak mısın?” diye sordu. Kalkıp banyoya girdim. O daha soyunmamıştı, “Hadi sen de gel!” dedim. Biraz sonra o da çıplak halde duşa kabinin içine girdi. Beraber yıkanmaya başladık. Birbirimizi sabunlarken benim sikim yeniden kalkmaya başlamıştı. Büyük ve sarkık memeleri beni inanılmaz tahrik ediyordu. Suyun altında hafifçe eğilip memelerini emmeye ve ısırmaya başladım. Ellerimle yoğurdukça, “Ne yapıyorsun, çocuklar yine gelirler şimdi. Akşam yaparsın!” diyordu. Sürekli çocuklarına yakalanma korkusu yaşıyordu. Ona, “Rahat ol, bırak kendini!” dedim, ama o konuşmaya devam ediyordu.

O konuşurken yüzünü duvara çevirdim ve “Duvara tutun! Sıkıca tutun!” dedim. Dediğimi yapıp duvara tutunmuştu, ki ne olduğunu anlayamadan götünü iki yana açtım ve arkadan amına yarağımı soktum. Bu şekilde sikmeye başladım. Pompaladıkça koca memeleri ve göt yanakları sallanıp duruyordu. Suyun sesi inlemelerini bastırıyordu. Ama suyun altında kalçalarına çarpan kasıklarımdan daha şiddetli sesler geliyordu. Uçları beyazlamaya başlamış saçlarını bir elimle sıkıca tuttum, diğer elimle de alttan memesini tutmuştum. Dizlerimi bükerek amına giriyor, sonra doğrularak amından çıkıyordum. Bu şekilde fazla dayanamadım ve amına boşaldım. Vücudumda ne kadar döl varsa hepsini karımın amına boşaltmıştım.

Amından çıkınca yıkanmaya devam ettik. Ona, “Mutlu musun? Zevk alıyor musun?” diye sorunca, “Evet, ama çocuklara yakalanmayalım ne olur!” dedi. “Sen merak etme, daha ne sikişler yaşayacağız!” dedim ve onu dudaklarından öptüm. Banyodan çıkmış, üzerimizi giyinmiştik ki, bir süre sonra kapı tekrar çalındı. Açınca küçük kızını gördüm. “Anne, anne?” diye içeri koştu ve annesini görünce hemen sarıldı…

Akşam üzeri annemlere çıktık ve onun elini öptük. Babam dışardaydı. Kızlarsa aşağıda kalmışlardı. Karım mutfağa gidip çay hazırlarken, annem kulağıma eğildi, “Aferin oğlum, gece karını nasıl bağırttığını duydum. Artık bir erkek torun verir bize!” diyerek güldü. Annemin bu sözlerine hem kızmış hem de sevinmiştim. Acaba sesleri babam da duymuş muydu? Yine de bilmezlikten gelerek, “Ne sesleri?” dedim. “Oğlum, bırak şimdi. Karını nasıl bağırttığını duydum. Bütün gece inlettin kadını!” dedi gülerek. “Babamla bizi mi dinlediniz?” diye sorunca, “Yok oğlum, baban horlaya horlaya yattı bütün gece. Ben dinledim. Oğlumun gerdek gecesi öylece yatamazdım ya!” dedi. Anlaşılan annem bütün gece bizi dinlemiş, tahrik olmuştu ve sabaha karşı da babamla sikişmişti. Babamın gece yaşananlardan habersiz olması hoşuma gitti. Öbür türlü ben karımı sikerken onun beni dinlemesi çok tuhaf olurdu. Annem bu konuyu kapatacakmış gibi değildi, “Nasıl yavrum, karın seni memnun ediyor mu? İyi kadındır, sana iyi karılık yapar!” dedi. Bu konuşmaları beni kızdırmaya başlamıştı. Ben de sonunda dayanamadım ve “Sizin odadan sabahın altısında tak tuk sesler geliyordu. Onlar neydi öyle? Uykumu kaçırdı!” deyince, annem yüzünü öbür tarafa çevirdi. Kıpkırmızı olmuştu. Bir daha da bu konudan bahsetmedi.

Akşam kızlar evdeydi. Karım güzel bir yemek yapmıştı. Gece olunca odamıza çekildik. Kızlar arka odada yatıyorlardı. Karım odaya girince hemen soyunmasını istedim. Yatağa sırt üstü uzandırdım ve üzerine çıktım. Daha amına girmeden, “Ne olur yavaş ol, çocuklar uyanmasın!” dedi. “Sen merak etme!” dedim. Amının içinde yavaş yavaş gidip gelmeye başlamış, memelerini öpüyor ve emiyordum. O da başımı okşuyor, kollarını sırtımda dolaştırıyordu. Dün geceki tutukluğu gidiyordu yani. Ben de böyle olmasını istiyordum zaten. Kesik kesik inliyordu, etli dudaklarını öpüyor, dondurma gibi emiyordum.

Amının içinde yavaşça gidip geldiğim için boşalmam uzun sürdü. Sonunda karımın vücudunun üzerine kendimi bıraktım. Karım sürekli boynumu, yüzümü öpüyordu. Döllerimi akıtmıştım yine amına. Amından çıkıp yanına uzandım, saçlarını okşuyor, kokluyordum. Ona, “Annem bir erkek torun bekliyor senden!” dedim. “Ben de çok istiyorum. Dua ediyorum sürekli!” dedi. Sonra da başını göğsüme dayayarak uyudu. Ben de uyumak üzereydim ki, yatak odasının kapısının önünden hafif birtakım sesler geldi. O yöne bakınca buzlu camın arkasında bir gölge gördüm. Banyonun ışığı cama vuruyordu. Özge bizi dinliyordu anlaşılan. Karım ise uyumaya devam ediyordu. Uyanmadığına göre uykusu ağırdı demek ki.

Uykum kaçmıştı. Karımı uyandırmadan kalktım. Kapıyı açıp salona geçtim. Salonun pencereyi açtım ve bir sigara yaktım. Serin hava beni kendime getirmişti. Sigaramı bitirip pencereden dışarı attım. Banyoya gidecekken kızların odasına bakmak geldi içimden. Odaları koridorun sonundaydı. Yavaşça ilerledim. Kapı hafif aralıktı. İki kız içerde uyuyordu. Ranzada altlı üstlü yatıyorlardı. Özge altta, yüzü duvara dönük olarak yatıyordu. O sırada yatakta sırt üstü döndü ve sağ bacağını kendine doğru çekince geceliği kalçalarına kadar açıldı. Bembeyaz ve dolgun kalçası sokak lambasının içeri vuran ışığında göz alıcıydı. Geceliğinin altında iki tane tümsek gibi duran memeleri nefes alıp verdikçe bir inip bir çıkıyordu. İnce geceliğinin altında meme uçları belli oluyordu.

Özge liseyi bitirmiş, ev kızıydı. Orta boylu, yeşil gözlü, dolgun vücutlu bir kızdı. Annesi gibi türbanlıydı. Giydiği uzun ve bol eteklerinin altında meğer bir hazine taşıdığını görüyordum şimdi. Sikim kazık gibi oldu bir anda. Üzerimde sadece külot vardı. Orada ne kadar kaldığımı bilmiyorum. Özge’nin başını bana doğru çevirip baktığını görünce çok tedirgin oldum. Yatakta durmuş bana bakıyor, ben de bir elimle kapının kanadına yaslanmış ona bakıyordum. Ne tepki vereceğini merak ediyordum. Ama o hiç sesini çıkarmadan öylece bana bakmaya devam etmişti. Kalçasının meydanda olduğunu o da biliyor, ama kapatmak için bir şey yapmıyordu. Benden hoşlanıyordu ve ben de onu sikmek için yanıyordum.

Sessizce çekildim ve salona geçtim. Banyoya girdim. Çişimi yapıp çıktığım zaman Özge’yi banyo kapısının önünde gördüm. Üzerindeki ince, beyaz geceliği içini gösteriyordu. Sarı saçları omuzlarına dökülüyordu. Meme uçları belliydi, altındaki beyaz külotu görünüyordu. Güneş görmemiş vücudu pamuk gibi beyazdı. Külotumun içinde kendini belli eden yarağıma bakıyordu o anda. Dayanamadım ve elinden tutup onu mutfağa götürdüm. Hiç tepki vermiyordu.

Mutfağa girince kapıyı aralık bırakacak kadar kapadım. Ardından geceliğinin yakasını açarak memelerine yumuldum. Onları emiyor, öpüyordum. Özge başımı tutmuş okşuyordu. Memeleri büyük ve dolgundu, annesininki gibi sarkık değildi. Onları emdikçe Özge’den kısık kısık inlemeler gelmeye başlamış, yüzümü, yanaklarımı sıkıyordu. Onu hemen domaltıp sikmek için neler vermezdim! Dizlerimin üzerine çöküp geceliğini yukarı sıyırdım. Külotunu da aşağı sıyırınca karşımda diri ve etli amcığını buldum. Amı biraz kıllıydı. Am dudaklarını emmeye başlamamla birlikte Özge’nin nefes alışverişleri hızlandı. Elleriyle başımı mengene gibi sıkıyordu. Ellerimle her iki memesini hamur gibi yoğuruyor, sıkıyordum. Dilim amının içindeydi, amı sulanmıştı. Ses çıkmasın diye çok uğraşıyorduk ikimiz de. Özge nefesi kesilecekmiş gibiydi, derin derin hırıltılar geliyordu ağzından. Vücudunun zangır zangır titrediğini hissediyordum. Dilim amının içinde, ellerim kalçalarını, bacaklarını okşarken inanılmaz zevk alıyordum. Kalçalarında ve bacaklarında alınmamış tüyler vardı. Okşarken pütür pütür elime geliyordu.

Duvara dayamış, ayakta dururken onu boşaltmıştım. Bakire olduğu için onu sikemiyor, amına parmaklarımı dahi sokamıyordum. Oysa içine girmeyi çok istiyordum. Ayağa kalktım. Özge ter içinde kalmıştı. Yanaklarında, göğsünde boncuk boncuk terler vardı. Dudaklarından öpmeye başladım. Bir elimle de götünü avuçlamış, sıkıyor, yoğuruyordum. Dudaktan öpüşme konusunda bilgisi ve tecrübesi yoktu. Nasıl olsun ki? Kimle ve nezaman edinebilirdi bu tecrübeyi? Dudaklarının üzerinde ve yanaklarında hafif tüyler vardı. Öptüğüm, emdiğim zaman dudaklarıma batıyorlardı.

Külotumun içinde kazık gibi olan sikim vücuduna değiyordu. Derken külotumu indirdim. Elini tutup sikime dokundurdum. Korkmuş gibiydi, elini geri çekmek istedi, ama ben elini sıkıca tutup yarağımı ellemesini istiyordum. Yavaş yavaş dokunmaya başladı, bir bebek gibi okşuyordu. İnce ve narin parmaklarını yarağımda hissetmek beni azgınlığın doruğuna taşımıştı. Kendime hakim olmakta zorlanıyordum. Göt yanaklarında dolaşan sağ elimin orta parmağını yavaş yavaş göt deliğine yaklaştırdım. Parmağım deliğin ağzına gelmişti. Deliğin ağzındaki sert ve sık kılları hissettim.

Ayakta memelerine yumulmuştum o da benim yarağımı iki eliyle okşuyordu. Sağ elim götünde dolaşırken, sol elimle de kalçalarını avuçluyordum. Orta parmağımı yavaş yavaş göt deliğine sokmaya başladım. Parmağım ilk boğumuna kadar göt deliğine girince, Özge, “Hıhh!” diye bir ses çıkardı ve nefesi kesilir gibi oldu. Ama bana yapmamam, durmam için bir şey söylemiyordu. Ben de bundan cesaret aldığımdan, parmağımı götüne yavaşça sokmaya devam ettim. Göt deliğinin içindeki parmağım zonkluyordu. Dar delik parmağımı vakum gibi sıkıyordu, ama yavaş yavaş parmağımı daha derinlere sokmayı başarmıştım. Derken parmağım köküne kadar içine girmişti. Özge, “Hığh, hığh!” diye diye nefes alıp veriyor, kendini kasıyordu. Memelerinin uçları sertleşmişti, göt yanaklarını sıkıyor, gözleri kaymış bir şekilde tavana bakıyordu.

Bu arada yarağımı tutmayı bırakmış, kollarıyla sırtıma sıkıca tutunmuştu. Parmağımı götüne sokup çıkardıkça, o da sırtıma daha fazla bastırıyor, tırnakları sanki etimi delecekmiş gibi oluyordu. O anda diğer elimi de amına attım ve am dudaklarını parmak uçlarımla sıkmaya başladım. Parmaklarımı içine sokamasam da, dışından amını ovalıyordum. Ayakta parmaklarımla sikiyordum onu. Özge ise parmak uçlarında doğruluyor, hırıltılar çıkartarak, nefesi kesilecekmiş gibi soluk alıp veriyordu.

Sırtımda gezinen ellerinde gücün tükendiğini hissettim. Kollarını iki yana sarkıttı bir anda. Göt deliğindeki parmağımı yavaşça çıkarttım. Parmağım ağrıyordu. Delik mengene gibi sıkmıştı parmağımı. Onu yavaşça kendimden uzaklaştırdım, ama ellerimle tutmaya devam ediyordum. Bir dakika kadar sonra kendine gelir gibi oldu. Nefes alış verişleri düzeldi. Gözlerimin içine baygın baygın bakıyordu. Hiçbir şey demeden yerdeki külotunu alıp giyindi. Saçını başını toparlayıp gitti.

Ben de külotumu giyindim ve banyoya girdim, ellerimi iyice yıkadım. Yarağımdan sıvılar geliyordu, neredeyse boşalacaktım. Sabaha kadar bekleyemezdim, banyoda 31 çekmeye başladım. Elime bir miktar tuvalet kâğıdı aldım. Kısa bir sürede boşaldım ve döllerimi tuvalet kâğıdına akıttım. Banyonun zeminine, duvarına attırmak istemiyordum. Karım, yada kızlardan biri anlamasın diye, döl dolu tuvalet kâğıdını klozete atıp sifonu çektim.

Yatak odasına girdiğimde, karım bıraktığım gibi uyumaya devam ediyordu…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Annem ve ofis – 3

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Annem ve ofis – 3
Merhaba uzun zaman oldu biliyorum.
Tellak hoş bir adamdı. 40 lı yaslarda geniş omuzları ve siskin gögüsleri iride bir göbeği vardı. Merhaba ben nihat dedi. Bende merhaba ben memet memnun oldum dedim. Sonra nasıl bir kese istersin dedi. Bende farketmez rahatlamak ve vuvüdumdaki kırgınlığı atmak istiyorum dedim. Nihat abi : tabi şöyle yüzüstü uzan kollarını aşagı sal dedi. Bende dediği gibi yaptım annemlerin oldugu taraftan inleme sesleri geliyordu. Yankı yaptıgından net birşekilde duyabiliyodum. Eminim keseci de duymustur. Nihat abi başladı beni keselemeye hem konuşuyorduk hem keseliyordu. Elleri çok sertti hafif canımı acıtıyordu.
Keseci: içerdeki hanfendi ile adam neyiniz oluyor dedi.
Ben: içerideki annem ve yanındak**e iş arkadası dedim.
Keseci: hmm iyi valla yanlış anlamazsan baban yok sanırım dedi.
Ben: varda sehir dısında calışıyor 4 5 ayda bir anca geliyor dedim.
Keseci: hmm anladım annen canı sıkılmasın diye arkadaş buldu kendine o zaman e haklı tabi kadıncagız bu devirde yalnızlık erkeksizlik zor dedi.
Ben: erkeksizlik derken? Yani arkadası olması gerek hem yalnızlık hissetmez canı sıkılmaz dedim.
Keseci: aynen bende onun için dedim böyle güxel kadınların kocası yanında olmadıgında ona eşlik edip yalnızlıgını giderecek biri mutlaka gerekli kendimden biliyorum bende dulum dedi.
Ben: güldüm, e yani annem herseyin en güzelini hakediyor ve mutlu olmasını hep isterim canım dedim.
Keseci cesaret alarak : senin gibi çocugu oldugu için cok sanslı mutlu olmasını istemen güzel dedi. Bu arada sesler artmaya basladı annemlerin oldugu yerden slap sulup yalama sesleri ve inleme sesleri gelmeye baslamıstı. Keseci gidip baktı gelen sesler ne acaba diyerek. Kafasını oldugumuz yerden onların tarafa doğru cevirdi ve bir süre izlemeye basladı. Aletinin kalktığını görebiliyordum sopa gibiydi.
Ben : ne oldu bakakaldın dedim. İlkten yutkundu ve yanıma dogru gelerek. Yok birşey ya kese yaparken acıtıyor galiba o yüzden sesler geliyo dedi. İnanmamıştım ama neyse keseye devam ediyordu. Çok güzel vucudun var bir erkek gibi değilde sanki kız gibi prüzsüz. Annenden geliyor galiba bu güzellik dedi. Imm tesekkür ederim canım benzetmen hoş. Gerçekten güzelmi vücudum begendinmi dedim kalçlarımı hareket ettirip hafif kaldırarak. Keseci, gercekten cok güzel ve yumusak vücudun. Bebeksi hali var. Şu peştemali cıkartavilirmisin daha rahat hareket edeyim dedi. Bende ımm pekii nasıl istersen dedim ve hafif domalır şekilde kırıtarak gözlerinin önünde peştemalimi indirdim ve tekrar uzandım. Nihat abide ses yoktu etkilenmişe benziyordu. Belimden ağır hareketlerle kalçalarıma inmeye basladı bu beni heyecanlandırıyor du.
Keseci : gerçekten dediğim kadar güzelsin kalçaların oldukca dolgun ve yumusak harika bakmışsın kendine dedi. Yanaklarını oksayıp bırakıyor sesler beni azdırıyordu. Nefesini vücudumda hissediyordum.
Ben : ımmh evet iyi bakarım kendme teşekkürler.. Sende cıkarsana.. Rahat hareket edersin hem.. Yüzüm ona dönük bakarak.
Keseci: tabi çıkartırım biraz rahatsız etti hem.. Bazı aksilikler gözüne çarpmasın dedi gülerek aletinden bahsettiğinden emindim.
Ben : haha sorun değil ya alışkınım.. Hem güzele benziyor vücudun harika ve sert bir görüntüsü var.
Keseci : alışkınım derken canım? Daha önce boyle bir durum yaşadınmı.
Ben: evet hamama girmişliğim oldu orada tellaklarda cıkartıyordu hem ne olacakki ya aa.. Dedim peştemalini indirdi. Aleti tam karşımda iri ve uzun bir görüntüsü vardı. Bakakaldım.
Keseci : hmm anladım canım.. Ne o bakakaldın dedi. Ben hala bakar vaziyette. Evet cok tatlı görünüyor dedim. Bu arada sesler artmıştı keseci tekrar oraya yöneldi ve izlemeye basladı. Bende kalktım ve oldugu yere doğru yöneldim. Benim geldiğimi görünce bakmak istediğine eminmisin dedi ve bana yer açtı.. Baktıgımda yaşar amca ile annem 69 pozisyonunda birbirlerini yalıyorlardı. Annem çok iştahlı yalıyor yaşar amca ise somuruyordu. Ben bu sekilde izlerken arkadan keseci dur bende bakayım diyerek iyice arkama yanaşıp sürtmeye başladı. İzleme bahanesiyle.. Birazda benden cesaret alarak çünkü eğilmiş şekilde izlediğimden kalçam kalkık duruyordu.
Keseci : baksana annen cok azmış olmalı nasıl iştahlı yalıyor dedi. Off harika bir kadın ya su güzelliğine bak diyordu.
Ben : ımm evet baya azmış ee ne zamandır yapmayınca dedim hafif sırıtarak. Bundan cesaret alarak aletini iyice deliğime yasladı ve sende harikasun ama diyerek dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüyor heryerimi okşuyordu. Oldugumuz yerde sırtım duvara gelecek sekilde yasladı ve fena sekilde öpüşmeye basladık. Ben : ımmm ohh canımm diyor kesecide yalıyordu adeta suratımı o derece azdıgı belliydi. En sonunda dayanamayıp eğildim onu duvara yasladım ve aletini elime aldım. Ufak dil darbeleri sonrasında yalamaya basladım. Bir yandan anneme bakıyor diğer yandan daha iştahlı yalamama sebep oluyordu. Keseci ise kıvranıyor sacları dan tutup kendine çekiyordu. En sonunda yaşar amca annemi kaldırıp ellerini duvara dayattı ve arkasından sertce girmeye basladı. Yaşar amca kendinden geçmiş nermin off harikasınn şu göte bak ya diyerek şaplak atıyordu. Nihat abi beni önümde yere doğru eğip deliğimi yalamaya basladı. Off harika birseydi bu zevkten bayılacak gibi oluyor deliğim gevsemeye baslıyordu. Daha sonra aletini deliğime sürtüp şimdi karım olacaksın benimm.. Seni öyle bir sikeceğimki her zaman isteyeceksin beni, benim seni sikmek istiyceğim gibi diyerek yavas yavas içime girmeye basladı. Benim ise canım yandıgından bagırıyor biraz yavas olması için uyarıyordum. Gercekten işini çok iyi yapıyor fazla acıtmadan tatlı tatlı içime giriyordu. Bu beni dahada azgın hale getiriyor ve daha sert sikmesi için yalvaracak duruma geliyordum. En sonunda köküne dogru sokup cıkarınca ahh canımm yavas çok büyük bu ya kelimeleri ağzımdan cıkıyor o ise hayvan gibi böğürüyordu. Bu daracık deliği ben her zaman sikicem ve seni sex kölem yapacagım orospum olacaksın diyerek sert sert girmeye basladı. Off nasıl sesler cıkıyor çat çat ortalık inlemelerle doldu, bir yandan annem diğer tarafta ven hunharca sikiliyor ve zevkin dorukları a ulaşıyorduk. Yaşar amca ise annemin saçlarından tutmui arkadan sertce sikmeye devam ediyordu. Annem : ahhh yaşar abi kurbanın olıyım yavasss.. Offf çok güzell sikiyosunn beni bayılıcam dayanamıyorum ooooff diyerek benide gaza getiriyor kesecide sert girmeye çalışıyordu. Keseci ile kendimizden geçiyor çatır çatır sikmeye devam ediyordu beni. Eliyle başımı çevirip tekrar dudaklarıma yumulya ve öpüşmeye başladık. Hayatımda siktiğim kadınlardan bile daha güzelsin.. Off harikasın canımm diyerek memnuniyetini dile getiriyordu. Bir süre o sekilde devam ettikten sonra keseci oturdu kurnaya bende önünde diz çökerek aletini yalamaya basladım.. Çok güzel yönlendiriyor durmadan övgüler yağdırıyordu. Buda benim daha iştahlı yalamama neden oluyor somurmaya devam ediyordum. En sonunda geliyorum güzelimm diyerek ağzımdan cıktı ve gögüslerime doğru boşalmaya basladı. Bitkin görünüyor mafettin beni ben böyle birşey görmedim bundan sonra benimsin demeye basladı. Bende bunun tadını aldım asla bırakmam seni diyerek biraz daha konusmaya devam edip telefonlarımızı aldık. Annemle yaşar amca ise çıkışa doğru geliyorlardı kesecide yanımda.
Yasar amca : nasıl memetcim kendinw geldinmi iyi kese yaptımı sana abin dedi. Ben halimden memnun sekilde, harikaydı işini çok iyi biliyor yeniden doğmus gibi oldum elinie sağlık dedim. Keseci, her zaman sizde cok hoşsunuz ne zaman isterseniz gelin dedi. Bende anneme nasıl iyi geldimi dedim. Annem : ayyy bayıldım resmen kuş gibi oldum yaşar abinin elleri dert görmesin çok iyi yaptı beni dedi imalı şekilde bakarak yaşar amcada gülmeye basladı ve sağol sende baya iyiydin dedi. Ve cıktık. Seriye bundan sonra aralıksız devamm. Hoscakalın 🙂

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

ÇAVUŞDERESi PARKI

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ÇAVUŞDERESi PARKI

Herkese Selamlar. Öncelikle belirteyim ki, bu anlatacaklarım tamamiyle gerçektir.
Kişilerin isimlerini vermek istemiyorum.
16 Haziran 2010 Çarşamba günü kız arkadaşımla Üsküdar’da buluşucaktık. Ben Üsküdar’a geldim, beraber kahvaltı yaptıktan sonra gezdik, dolaştık. Sonra parka gittik. Parkın yanında ormanlık alan vardı. Bilenler bilir. Ormana girdik, o beni soymaya başladı. Sonra bana striptiz yaparak soyundu. Önce sütyenini yüzüme attı, sonra da kilotunu yüzüme attı. Sonra ilkten benim aletimi yalamaya başladı. Çok güzel sakso çekiyordu. Hatta sakso çekmiyor, adeta somuruyor ve yiyordu. Neyse 5 dakika oral yaptıktan sonra ben, onun vajinasını yalamaya başladım. Hemen klitorisini buldum. Klitoirisini emiyor, ısırıyor, öpüyor, yalıyordum. Aradan fazla geçmedi, yüzüme fışkırarak boşaldı. Boşalırken attığı çığlıklar duyulmasın diye ağzını kapattım ama bize yakın olanlarn duyabilirdi. Neyse ki kimseler yoktu.
Sonra kucağıma oturup, kucak dansı yapmaya başladı ve birden yarrağı içine aldı. Yarrak içinde, kucak dansı yapıyor, çığlıkları dıyulmasın diye ağzını kapatmıştım. Sonra ağaca dayadım, bacaklarını belime doladı ve içine bir çırpıda soktum. Tabiki çoktan kızlığını vermişti. 30 dakika siktikten sonra, ikimizde bitmiştik. Boşalacağımı söyledim ve ağzının içine boşaldım. Bütün menilerimi yalayıp, yuttu.
Bana ulaşmak isteyenler, mesaj atabilirler. Bu kızla hala görüşüyorum ama artık kız arkadaşım değil ve herkese veriyor.
HOŞÇAKALIN.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Lavmanın iyi yanları

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Lavmanın iyi yanları
Uzun zamandır görüşmüyorken bugün Kamil abi aradı; biraz hal hatır sorduktan sonra konuya geldi: Akşam planım olup olmadığını sordu. Tabiki yoktu bir planım. “O zaman akşam buluşalım mı” dedi. Bunun anlamı “senin ev müsait sana geleyim sex yapalım” demektir. Tabi gel istersen bana dedim hemen atlayacağını bilerek. “Tamam” dedi, “akşam hazırlıklı ol yalnız: ben uzun zamandır küçük kamili ellemedim, yeterince azarsam kalkabilir ve seni sikebilirim” dedi. Ben umursamaz bir şekilde “Tamam” dedim ama gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Uzun zaman sonra O güzel yarak içime girebilecekti belki. Eve geçer geçmez hemen hazırlıklara başladım: Önce Anal tıpamı aldım ve arkmı biraz alıştırdım, sonra kendim hazırladım Lavman setimi çıkardım. Barsaklarım temiz olmalıydı ki, o beni sikerken içimden bir an çıkacak olursa, yarağının tepesinde kahverengi bir tepe görüp iğrenmesin. Kaç zaman sonra tam kıvama getirmişken. Neyse Lavman setim Dibi kesilmiş askılı bir pet şişe, bir hortum, hortumun ucunda ise sıvı sabunluktan söktüğüm bir plastik boru ve o borunun uç kısmına yerleştirilmiş bir toptan ibaret. Top, borunun anüste durmasını sağlıyor. Önce bir şişe rezene çayı ile başladım: rezene rahatlatıcı etkisiyle bilinir ve burada da işe yarıyor: küçük bir kapta sıcak suyla rezene çayını hazırladıktan sonra, soğuk suyla ılıştırıp, askıdaki şişeye boşalttım. Bu durumda sıvının hortumdan akmasını engelleyen ve bahsetmeyi unuttuğum tel kelepçeyle hortumu sıkıştırdım. Hortumun diğer ucundaki boruyu aldım ve kayganlaştırıcıyla sıvadım. Küvetin kenarına oturdum, kıç deliğim küvetin içine bakacak şekilde. Ardından boruyu yavaşça arkama yerleştirdim. Top arkama girince kendi kendine çıkması biraz zor. Kelepçeyi yavaşça açtım ve çayın kolonuma dolmasını bekledim. Hepsi birince kelepçeyi sıktım ve boruyu yavaşça arkamdan çıkardım. Su kaçtıysa tutamazsınız zaten, miktar normalse belli bir süre sonra basınç başlar. Bende de öyle oldu ve hemen küvetin karşısındaki tuvalete oturdum. İçimdeki rezene çayının arkamdan yavaşça çıkmasını sağladım. Hepsi çıkmamış gibi bir his oluyor ve gerçekten de öyle oluyor. Ama sonra hepsini atıyorsunuz. Biraz tuvalette hareket edince yine bir basınç dalgasıyla bu sefer barsaklarımdaki diğer maddelerle birlikte suyun kalanı çıktı. Hafif temizlendim ve bu sefer barsaklarımı iyice boşaltmak amacıyla zeytin yağlı lavman yapmaya karar verdim. Şişenin içine biraz ılık su koydum, arkasından zetinyağından bir miktar döktüm (3 yemek kaşığı kadar) yağlar suyun üstüne çıktığından kalan suyun bir kısmını daha şişeye biraz yüksekten boşalttım. Böylece zeytin yağı biraz suya karışmış oldu. Boruyu bu arada yerleştirmiştim ki, ikinci parti suyu koyar koymaz kelepçeyi açtım. Şişe tamamen boşalmadan hemen önce son parça suyu da kattım ve böylece tüm yaüları içime almış oldum. Bu sefer biraz daha bekledim ve yine tuvalete oturdum. Bu arada söyliim: Bu işlem öyle birkaç dakikalık iş değil ve arkanıza ne soktuğunuza dikkat etmeniz gerekir. Basınç başlayınca yine tuvalete boşaltmaya başladım; bu sefer ne varsa hepsi çıkmıştıı. Arkasından tekrar rezene ile bir durulama yaptım ve istirahat etmeye başladım. Akşam olduğunda kamil abi geldi. Ben Lavmandan sonra ılık bir duş almış, mis gibi kokular sürmüş ve Tangamı giyerek onu karşılamıştım. “Bugün çok özel oldun istiyorum” dedi. Ve ben de “herşey sana ve küçük kamil’e bağlı” dedim ve soyunmaya başladık. Ufaklıkta pek hareket yoktu, beni gördüğü halde… Sonra ben kamili yatırdım ve yarağını ağzıma almaya başladım- tabiki hareketlenmeye başladı. Meme uçlarını emdiğimde yarağı eski günlerdeki kıvamına gelmişti. “Hadi dön” dedi, “sikme sırası bende. İnmediği sürece sabaha kadar kanırta kanırta sikecem o minik götünü” dedi. Arkamı döndüm ve minik götümü ona sundum: daha odaya girerken kayganlaştırıcıyı unutmamıştım neyseki. Nazikçe az kayganlaştırıcıyı götümün deliğinin üzerinde yaydı ve hiç beklemeden yarrağını deliğimin üstüne dayadığı gibi içime girdi. Eh götüm haliyle biraz alışıktı ve ben onun önünde domalarak keyfime baktım. Kamil arkamda deli gibi içime girip çıkıyor ve popoma şaplaklar atıyordu. Temposu çok hızlıydı ve bu hızla giderse birazdan yorulur ve bir daha hayır etmezdi. Şimdi durdurursam ama yarrağı inerdi ve bir daha kaldırmak zor olurdu. Ben de boş verdim: “koy götüme rahvan gitsin” dedim ve zevk almaya bakarak o anın tadını çıkardım. Bir süre sonra “nere boşalayım yavrummmm” diye seslendi. “Açım ben, ağzıma boşal” dedim ve o da bir süre daha gidip geldikten sonra içimden çıkardı yarrağını. Baya iyi dayanmıştı ve ilk defa beni sikerek boşalacaktı: hemen ona döğru döndüm ve ağzımı açtım. Büyük bir hışımla dalgalar halinde gırtlağıma döğru fışkırttı döllerini. Boşalması bittiğinde ağzımdakilerin hepsini yuttum. Bu kadar işte. Kamil abi çok nefis bir sikiş sergilemişti yıllar sonra ve beni de, ağzıma boşalarak zevklerin doruğuna taşımıştı. Keşke bir daha kalksaydı da bir daha sikişebilseydik ama onun yarak hep tek kullanımlık maalesef.

Yukarıdaki hikaye uydurmadır ama ben ağzıma almayı ve ağzıma boşalmasını seviyorum
İzmir içinde sikişmeden sadece ağzıma boşalabilecek varsa bana bu siteden özel mesaj atabilir…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Sikilme Günlüğüm (3)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Sikilme Günlüğüm (3)

Sikilme Günlüğüm (3)

Sabah uyandım. Dün gece yaşananlar halen kafamdan silinmemişti ama artık buna daha fazla kafa yormak istemiyordum. Juli beni duyduysa zaten iş işten geçmişti, yapacak bişey yok artık diye düşündüm. Banyoya girip bir duş aldıktan sonra, altıma iç çamaşırımı ve kısa bir şort, üstüme de sadece bir kolsuz t-shirt giyerek içeri gittim. Mike yoktu ve Juli tek başına kahvaltı yapıyordu. Hiç bişey olmamış gibi “Günaydın” diyerek yanına oturdum, bir kahve aldım. Juli de gayet normal davranıyordu. Dün akşam açılan konu hakkında hiçbir şey söylemedi o da. Gündelik bikaç sohbetten sonra okula gideceğini söyledi ve çıktı.

Bu şekilde günlerimiz geçiyordu. Ben hem kendime yeni bir arkadaş çevresi edinmeye başlamıştım, hem yaşadığım yeni çevreye ayak uydurmaya çalışıyordum. Bir yandan okul hayatı bir yandan da gündelik uğraşlarımla güzel bir hayat düzeni kurmuştum. Mike yine arada sırada bizde gelip kalıyordu ve geceleri Juli’nin odasınında gelen sesleri kıskanır bir şekilde dinlerken, dildom ve parmaklarımla kendimi teselli etmekten başka bişey gelmiyordu elimden. Bu arada, geçen bu sürede, her fırsatta “Mike’ın sikini görebilir miyim acaba” diye planlar da kuruyordum kafamda. O banyoya gittiği zamanlarda kasıtlı olarak sık sık banyonun kapısının önünde geçiyor, telefonla konuştuğumda, banyo kapısını görebileceğim şekilde bir yerde durup konuşuyordum. Belki bir ihtimal, banyodan sonra odaya geçerken, birkaç saniyeliğine dahi olsa onu çıplak görebilmeyi umuyordum. Bu sayede Juli’yi bağırta bağırta siken yarrağın nasıl birşey olduğunu görmeyi çok istiyordum.

Birgün, hayalini kurduğum bu an gerçekleşti. Mike banyoda duş almış, suyun sesi kesileli bikaç dakika geçmiş olmasına rağmen halen dışarı çıkmamıştı. Banyonun kapısını çok net görebilidiğim bir esnada, Juli odasından çıkıp, benim orada durduğumu farketmeksizin banyoya yöneldi ve kapıyı açarak içeri girdi. Tam o sırada Mike, elinde havluyla vücudunu kuruluyor ama henüz tamamen çıplaktı. Vücudunu profilden görüyordum ama gördüğüm manzara müthişti. Gayet düzgün fiziği ve çok abartılı olmayan kaslarıyla bir heykel gibiydi adeta. Bacaklarının arasında ise, sarkık halde duran siki kelimenin tam anlamıyla “sallanıyordu”. İnik haliyle bile çok çekici ve uzun görünen bu sikin kalkmış halini neredeyse tahmin edebiliyor, gözümde canlandırabiliyordum. Kapının hafif aralık kaldığı birkaç saniye boyunca gördüğüm manzarayı hafızama kazıdım ve ne Mike’la ne de Juli’yle o anda göz göze gelmek istemediğim için hemen toparlanıp odama geçtim.

Şu ana kadar yan odadan duyduğum seslerin üzerine, uzun zamandır merakla karşılaşmak istediğim manzarayı nihahet görmüş olmanın mutluğuyla karşı konulmaz bir arzu ve istek hissetmeye başladım içimde. Mike’ın sikini ben de istiyordum. Juli’yi siktiği gibi, beni de bağırta bağırta siksin, beni buraya geldiğim günden beri kendimi teslim ettiğim dildodan artık kurtarsın istiyordum. Gerçek bir yarak tarafından sikilmeyi, hele ki büyük bir yarak tarafından sikilmeyi gerçekten özlemiştim. Oda arkadaşımın sevgili olması filan da umurumda değildi. Bi şekilde, bir yolunu bulmam gerek diye bir düşünceye kaptırdım kendimi.

Aradan geçen bikaç günün ardından, bir Cumartesi akşamı Juli’yle evde oturuyor ve içki içiyorduk. Mike o haftasonu basketbol maçı olduğu için şehir dışındaydı ve eve gelmedi. İçkinin de etkisiyle, sohbetimiz bir süre sonra özel hayatımız, erkek arkadaşlarımız vs. gibi konulara gelmeye başladı. Birden, hiç beklemediğim bir anda Juli “buraya geldiğin ilk günlerde, seni mastürbasyon yaparken duydum, Mike’ı sayıklayarak kendini tatmin ediyordun” dedi. O anda, aradan geçen zaman boyunca bu konu hakkında hiçbirşey de düşünmemiş olmamın etkisiyle dondum kaldım. Hangi günden bahsettiğini tabi ki çok iyi biliyorum, ikimiz de biliyorduk. Ağzımdaki son yudum içki, boğazımda kilitlendi kaldı. Ne diyeceğimi bilemedim. Juli’nin suratına baktığımda, hiç de bunu dert eden bir ifade yoktu ama yine de tedirgindim.

Sonra sözlerine devam etti;
“Merak etme, bunun için sana bişey söyleyecek değilim. Sonuçta hemen hemen her gece yan odanda sevişiyoruz ve senin de bizim seslerimizi duyduğuna neredeyse hiç şüphem yok. Dolayısıyla, buraya geldiğinden beri en çok gördüğün, neredeyse birlikte yaşadığın tek erkek de Mike olduğuna göre, onu düşünerek mastürbasyon yapmanda bi sakınca görmüyorum ben. Yalnız, aklından sakın çıkarma, o benim erkeğim, sakın elimden almaya kalkma” dedi ve güldü.

Bunu söylerken o kadar neşeliydi ki, bir yandan bu durumdan hoşlanmış olduğunu, bir yandan da gerekli mesajı vermiş ve beni tatlı bir dille ikaz etmiş olduğunu hissettim. Onun bu rahatlığı beni de çok rahatlattı çünkü normalde, bugüne kadar Türkiye’de edindiğim arkadaş çevremden biriyle aynı bu durumu yaşasaydım muhtemelen “bana bak orospu, senin saçını başını yolarım, sevgilimin adını dahi ağzına alma bir daha” seviyelerinde bir tartışmanın içinde bulurdum kendimi.

Juli’nin bu rahatlığından istifade ederek, ben de artık “ne olacaksa olsun” diye düşünüp, ki sanıyorum içkinin de verdiği bir özgüven vardı üstümde, anlatmaya başladım;
“Juli, o gün beni duymuş olabileceğinin farkındayım, gerçekten üzgünüm, ama dediğin gibi, buraya geldiğimden beri her gece sizin sesinizi duyuyorum ve kendi ihtiyacımı giderebilmek için şu an için yapabileceğim tek şey, mastürbasyon. O gün de o sözler döküldü ağzımdan, yoksa kötü bi niyetim yok elbette” dedim.

Bunun üzerine sohbetin yönü biraz daha değişti. Juli;
“O gün seni duyduğumu Mike’a da anlattım. Aslına bakarsan her ikimiz de biraz şaşırdık. Bizim bildiğimiz kadarıyla, sizin ülkenizdeki kadınlar, dini faktörlerin de etkisiyle cinsellik konusunda biraz muhafazakarlar. Senden o şekilde sesler çıkararak mastürbasyon yapabileceğini beklemiyordum doğrusu. Her ikimiz için de sürpriz oldu” dedi.

Ben de kendisine bu konularda çok rahat bir ailenin kızı olduğumu, cinsellik konusunda Türkiye hakkındaki önyargılarının tamamen değil, ancak kısmen doğru olduğunu, benim cinsellik konusunda gayet açık fikirli olduğumu, bugüne kadar çok sayıda cinsel deneyimim olduğunu ve bu gibi konuları anlatırken beni hayretle dinledi. Gerçekten de bu insanların ülkemiz hakkındaki önyargıları inanılmaz seviyedeydi. Onların düşüncesine göre, Türkiye’de hiç bir kadın, evlenmeden önce cinsel ilişkiye girmez, hayatına sadece tek bir erkek girer, cinsellikle ilgili konuşmak bile tabu sayılır vs. vs. Bu konularda benim ne kadar rahat olduğumu gördüğünde şaşkınlığını gizleyemez oldu. Hatta kendisine bisexüel olduğumu söylediğimde, içkisinden büyükçe bir yudum aldı ve “ciddi olamazsın! artık bu kadarını da beklemiyorudum!” diye bağırdı.

Beni tüm şaşkınlığıyla dinleyen Juli;
“Peki, madem öyle sana birşey sormak istiyorum. Bizim Mike’la her zaman hayalini kurduğumuz birşey var. Aramıza başka bir kadın daha alarak, threesome olarak sevişmek istiyoruz. Bunu özellikle Mike çok istiyor gerçi ama, ben de birgün ikinci bir erkek istersem Mike’ın da bunu kabul etmesi şartıyla, aramıza bir kadın almayı kabul ettim. Sen bu eve ilk taşındığında, Mike’le senin hakkında konuştuk ama o zaman tüm bu anlattıklarını bilmediğimiz için, böyle birşeye asla sıcak bakmayacağını ve kabul etmeyeceğini düşünmüştük. Ama şimdi hem anlattıkların, hem de sanırım içkinin etkisiyle, sana bu konuda açılmakta sakınca görmedim nedense. Ne dersin, ilgini çeker mi böyle birşey?” dedi.

Kulaklarıma inanamadım o anda, gecenin ortasında gökyüzünde güneş doğmuş, günümü aydınlanmış, tüm dilek ve arzularım yerine gelmiş gibi hissettim kendimi. Uzun zamandır hayalini kurduğum, ama olabileceğine asla ihtimal vermediğim birşey, kendi kendine gerçekleşiyordu. Ben Mike’ın sikini Juli’nin haberi olmadan nasıl görebilirim diye planlar yaparken, şimdi Juli kendi elleriyle Mike’ı bana sunuyor, onunla sikişebilmem için bana bir bilet veriyodu adeta. Üstelik kendisi de bu işin içinde olacaktı. Bundan daha güzel bir teklif alamazdım herhalde. Eğer çok fazla içki içmiş olsaydım ve sarhoş olsaydım, bu duyduklarımın gerçek olmadığını, sadece bilinçaltımın “duymak istediğim sözler” olarak önüme koyduğu bir sanrı olduğunu düşünebilirdim. Ama hayır, bu kesinlikle gerçekti.

Juli’ye;
“Bu söylediklerine gerçekten çok şaşırdım inan, ve beni yanlış anlamanı istemem ama, bunu ne kadar çok istediğimi tahmin bile edemezsin. Tabi ki çok isterim” dedim.

Juli birden ayağa kalktı, telefonunu aldı, aradığı kişinin Mike olduğuna hiç şüphem yoktu. “Selam tatlım, nasılsın, bak sana ne diyeceğim, seninle konuştuğumuz konu vardı ya, evet o, ben o işi hallettim, tamam, ne zaman, tamam o zaman, yarın gece görüşürüz, seni seviyorum koca adam” dedi ve kapattı. Bu konuşmadan anladığım kadarıyla, bu akşam benimle bu konuşmayı yapmak için zaten önceden plan yapmışlar ve planları da istedikleri şekilde yürümüştü. Bana dönerek, “madem öyle küçük hanım, yarın akşam Mike burada olucak. Hep birlikte, unutulmaz bir gece geçirelim tatlım” dedi ve gülümseyerek mutfağa gitti.

Bir an için, odada yalnız kalınca, geçen 5 dakika içinde yaşanan ve konuşulanları düşündüm. Olanlara ve bundan sonra olabileceklere inanamadım. Az sonra Juli geri geldi. Şu ana kadar çaprazımdaki koltukta oturuyorken, şimdi benim oturduğum koltukta yanıma oturdu, yüzü bana dönük bi şekilde bağdaş kurdu. Bacakları bacaklarıma değiyordu, eliyle elimi tuttu ve devam etti;

“Peki, anlat bakalım bana, Mike’ı düşünerek mastürbasyon yapmak güzelmiydi, kendini sadece Mike’la sevişirken mi hayal ediyordun yoksa ben de var mıydım yanınızda, anlat bana” dedi. Sesi kısık, her kelimesinde yüzü bana biraz daha yaklaşarak konuşuyordu benimle. Eliyle tuttuğu elimi, kendi bacağının üzerine götürdü ve bacağının okşayacağım şekilde hareket ettirmeye başladı. Gözlerine bakmak için yüzümü ona döndüğümde, git gide bana yaklaşan dudakları benim dudaklarımla birleşti. Küçük küçük öpücükler konuduruyordu dudaklarıma ve bir yandan da eliyle onu okşamam için bacaklarının üzerinde gezdiriyordu elimi.

Hiçbirşey söylemedim. Onun hareketlerine karşılık vermeye çalışıyordum. Juli’nin nefes alışı gittikçe hızlanıyor, içinde bu bulunduğumuz bu durumdan ve az önceki konuşmalarımızdan onun da oldukça etkilendiğini fark ettiriyordu. Ben de en az onun kadar heycanlıydım aslında. İkimiz de gözlerimizi kapatmış, hafif nemli dudaklarımızı birbirimizin dudakları üzerinde gezdirip, sakin ve yavaşça öpüşüyorduk. Juli’nin ellerini belimde hissettim. Belimden kavramış, bütün vücuduyla kendini bana yaklaştırmaya çalışıyordu. Bir süre sonra, koltukta iyice yana ve aşağıya kaymış durumdaydım. Juli de neredeyse tamamen üstümde duruyor konumdaydı. Elleriyle önce göğüslerime doğru uzandı. Sütyen giymeden sadece üzerime geçirdiğim t-shirt’ün üstünden, sertleşmiş meme uçlarıma dokunuyor, göğüslerimin üzerinde elleriyle yuvarlak hareletler çizerek onlara doknuyor, okşuyordu.

Ben de artık iyice anın akışına bıraktım kendimi. Ellerimi Juli’nin boynuna dolayıp, tamamen üstüme çıkması için kendime doğru çektim. Sağ bacağımı koltuktan aşağıya indirip, sol bacağımı da koltuğun üst kısmına koyarak iyice bacaklarımın arasına girmesini sağladım. Masum ve yavaş öpüşmelerimiz yerini gittikçe sertleşen iştahlı öpüşmelere bıraktı. Birbirimizin dudaklarını emiyor, ısırıyorduk. Ben de ellerimi Juli’nin kalçalarına doğru kaydırdım. Üstündeki şortun içine elimi kaydırdım. İçinde iç çamaşırı yoktu ve avuçlarımla kalçalarını kavrıyordum. Kendime gittikçe daha fazla bastırarak, vücudunun tüm ağırlığını amımın üstünde hissetmek istiyordum. Juli de benim hareketlerime karşılık verip, üstümde ileri geri hareketler yapmaya başladı. Adeta beni sikiyormuş gibi, yavaş ve sakin bir şekilde hareket ediyordu üstümde.

Bir süre bu şekilde devam ettikten sonra, Juli birden doğruldu, tek hamlede üstündeki t-shirt’ü çıkarttı. Benimkine kıyasla oldukça büyük olan göğüsleri, gözlerimin önündeydi. Yine ani bir hareketle üzerime doğru eğildi ve göğüslerini yalayabileceğim şekilde ağzımın önüne getirdi. Gerçekten büyük göğüsleri vardı. Uçları, aynı benim göğüs uçlarım gibi sertleşmiş, her biri onları yalamam için bekliyor gibiydi. Sırayla önce birini, sonra diğerini dilimin ucuyla yalamaya başladım. Bu arada ellerim hala kalçasının üzerindeydi ve ellerimle uzanabildiğim kadar arkaya uzanıp, Juli’nin göt deliğine ve amına dokunmaya çalışıyordum ama elim yetişmiyordu. Ben göğüsleriyle ilgilendiğim esnada, Juli de elini benim şortuma götürüp, onu çıkarmaya çalışıyordu.

Kısa bir süre sonra, her ikimiz de çıplak kalmıştık. Juli, benden biraz daha uzun boylu, göğüsleri benimkinden kesinlikle daha büyük, yuvarlak kalçalı, benim kadar olmasa da ince belli sayılabilecek, beyaz tenli bir kadındı. Amının üstündeki tüyler kasıtlı olarak uzatılmış, ama üst kısımda kenarlarından çok düzgün bir şekilde traşlanmıştı. Amının dudaklarının kenarı ise pırıl pırıldı. Koltuğun üzerine oturdu ve bacaklarını yukarı çekip koltuğun kenarlarına dayadı. Gördüğüm manzara karşısında, hiç düşünmeden, yere, halının üzerine diz çöktüm. Bacaklarının iç kısımlarını yalayarak ve öperek, amına doğru yaklaşmaya başladım. Kendi amımı göremiyordum ama hissedebildiğim kadarıyla fazlasıyla ıslaktı. Juli’nin de benden bir farkı yoktu. Amının ıslaklığı, odanın tavanında yanan ışığın etkisiyle parlıyordu. Yüzümü amının üstüne kadar getirip, dilimle önce amının çevresini yalamaya başladım. Juli, inlemeye başlamıştı altımda. Daha henüz amına değmemiştim bile ama fazlasıyla tahrik olduğu ve zevk aldığı her halinde belli oluyordu.

Ona daha fazla işkence etmek istemediğim için, amını yalamaya başladım. Uzun zamandır bir kadınla birlikte olmuyordum ve bu tadı, bu kokuyu özlemiş olduğumu farkettim. Dilimle amının her tarafını, eksiksiz bir şekilde yalamaya çalışıyordum. Bir yandan da ellerimi Juli’nin vücuduna doğru kaldırmış, ellerimle kavrayamadığım kadar büyük olan göğüslerini okşuyor, onları sıkıyordum. Juli, her iki elini kafasının arkasında birleştirmiş, her anın, dilimin her dokunuşunun tadını çıkarmaya çalışıyordu. Bir süre sonra biraz daha hızlı hareketlerle Juli’nin amını yalamaya hatta dilimi amının içine sokmaya başladım. İşte o anda, Juli’den gelen sesler de yükselmeye başladı. Bu kadar kısa sürede, sadece onu yalamamla orgazm olabilir miydi acaba diye düşündüm kendi kendime.

Derken, Juli bacaklarını kapatarak doğruldu koltuktan, ellerimden tutup beni ayağa kaldırdı ve koltuğun üstünde domalttı. Elleriyle sırtımı, belimi ve kalçalarımı okşayarak arkama geçti. Bu sefer, aynı benim az önce dizlerimin üstünde durduğum gibi, o arkdamda diz çöktü. “Harika bir amın var, Mike bunu çok sevecek” diyerek yüzünü amıma yasladı. Diliyle, zaten sırıl sıklam olmuş amımı yalarken, burnu da zaman zaman göt deliğime değiyordu. O kadar iştahla yalıyordu ki beni, domalmış halde kıvranmaya başladım koltuğun üstünde. Elleriyle her iki kalçamı tutmuş, onları ayırarak yalıyordu ve arada sırada yukarı çıkıp götümün üstünde gezdiriyordu dilini.

Birden durdu Juli, elleriyle kalçamı ayırmış durumda, götüme baktığını farkettim. Göz göze geldiğimizde, “söylesene, anal seksten hoşlanır mısın” diye sordu. “Evet, çok severim” dedim kendisine. Bana Mike’ın göt sikmeyi çok istediğini, ama Juli’nin bunu yapamadığını, normalde daha önce göt siktirmek konusunda deneyimleri olmasına rağmen, Mike’ın sikinin boyutları yüzünden bunun mümkün olmadığını anlattı bana. İşte o anda bir kez daha anladım ki, Mike gerçekten iri bir sike sahipti. Bana “ben bugüne kadar onu arka deliğimden içeri sokamadım, ama eğer yarın gece bunu sen başarabilirsen, Mike sana tapacaktır. Yine de çok ümitlenme, onu bu küçük götüne alabileceğine çok ihtimal vermiyorum” dedi ve gülümseyerek yalamaya devam etti göt deliğimi.

O anda aklıma odamdaki dildo geldi. Dildom oldukça büyüktü bana kalırsa ama Mike’ın ondan bile büyük olma ihtimali var mıydı acaba? Banyoda, henüz kalkmamış sikini gördüğümde, kalkmış halinin büyük olacağı hissine kapılmıştım ama ne kadar büyük olabilirdi ki? Eğer öyle değilse, ve o dildoyu da başından taşaklarına kadar götüme sokabildiğime göre, yarın gece Mike’ın bana tapmasını sağlayabilirdim gerçekten. Bunları sadece kafamdan geçirdim ama Juli’ye de bişey söylemedim.

O gece bir süre daha Juli’yle sevişmeye devam ettik. Her ikimiz de, sadece birbirimizi yalayarak ve parmaklarımızla defalarca boşaldık. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum ama, ikimiz de tamamen çıplak vaziyette, vücudumuz birbirine karışmış bir pozisyonda, uyuya kalmışız. Gece bir ara uyandığımda, Juli’nin altından usulca kayarak kalktım ve mutfağa gittim. Bir bardak su içtikten sonra odamda yatmaya karar verdim. Juli’yi de uyandırmak istedim ama her ne kadar seslendiysem de uyanmak istemedi. Üzerine bir örtü örterek odama gittim.

Juli’nin bu kadar rahat bir kadın olması, erkek arkadaşını bile benimle paylaşabileceğini bilmek ve onunla uzun süre ev arkadaşı olarak birlikte olacağımı bilmek beni çok mutlu etmişti. Yarın gece olacaklar içinse, şimdiden heyecanlanmaya başlamıştım. Bir an önce yeni güne uyanmak ve Mike’ın geleceği saati beklemek için can atıyordum. Aklımın ucundan geçen türlü düşüncelerle uykuya daldım…

Üçüncü bölüm de burada son buluyor. Devamı gelicek. Takip edin 😉

BBC-Tiryakisi

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Benim Hikayem 7

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Benim Hikayem 7
7
Bana mı iltifat ediyordu Fatmaya mı bilmiyorum ama içim gidiyordu. O kadar güzel öpüp okşuyordu ki kendimi ona teslim ediverdim. Çok zevk alıyordum. Geçen hafta sikildikten sonra üç dört gün çektiğim acılar umurumda değildi. Öpe öpe kasıklarıma kadar gelmiş diğer eliyle de taşaklarımı kavramıştı. Ben sırtüstü uzanmış gözlerim kapalı aldığım zevki ve Fatmayı düşünüyordum. Zevkten kendimden geçmiş bir biçimde kuduruyordum. Sikime dokunsa boşalacaktım. Israrla taşaklarıma dokunan eli yavaş yavaş göt deliğimin etrafında belirdi. Şimdi orta parmağı göt deliğimin etrafında daireler çizerek beni azdırıyordu. Kasıklarımı öpen dudakları bir anda sikimi ağzına alıverdi. O sıcaklığın, o harika ateşin bedenimi sarması tam o anda oldu işte. Orta kalınlıkta bir parmağın götme girmesi ile sikimin sıcacık yuvaya girmesi bir oldu. Aynı anda da ben kendimi tutamayıp defalarca kasılarak boşaldım. Hiç acele etmedi Metin. Ağzından çıkartmadı bile sikimi. O emmeye devam etti ben de kasılmaya… aldığım zevk bitmek bilmiyordu.
Boşaldığım halde Metin hala emiyordu. Parmağı da arkamda içimde bir noktaya temas ediyor inanılmaz zevk vermeye devam ediyordu. Sikim önce orta sertlikten yumuşayacak gibi oldu ardından tekrar sertleşmeye başladı. Daha önce defalarca 31 çekmişliğimden biliyordum aslında, boşalınca yumuşar inerdi hemen. Ama bugün aldığım zevk bitmek bilmiyordu… özellikle parmağı arkamda bir noktaya o kadar hoş baskı yapıyor ki sanki zevkten sikim tam sertleşmeden, boşalıyorken aldığım zevki her giriş çıkışında her temasında veriyordu.
-Fatmacığım hadi aşkım şimdi sıra sende…
-ıı-ıh olmaz… naz yapmaya devam ediyordum. Boşalmanın rehavetiyle yataktan kalkmaya üşeniyordum. Olduğum yerde sırtımı döndüm. Kalçama bir şaplak attı.
-Orospu bayılıyorum senin bu güzel götüne… hiçbir şey demedim. Popomu azıcık yukarıya doğru kaldırdım. Sırtıma bel çukuruma minicik öpücükler konduruyor, inanılmaz zevk veriyordu.
-Aşkım, güzelim, tatlım… daha neler neler… bildiğim bilmediğim bir sürü güzel sözcükle iltifatlar ediyordu. Bana Fatmaymışım gibi davranması beni zevkten zevke uçuruyordu. Altında resmen kıvranıyordum. Bütün vücudunu vücuduma yapıştırdığında sikinin harika sertliğini popomun üzerinde hissettim.
-Oooh istemeden küçük küçük inlemelerim oluyordu ama bu ses benden nasıl çıktı ben de şaşırdım. Sikinin göt deliğime teması beni kendimden geçirircesine etkilemişti. Popomu az daha yukarıya doğru kaldırdım. Artık neredeyse domalma pozisyonuna gelmiştim. Resmen beni bir an önce sikmesini istiyordum. Çok uzatmadı bu sefer sevişme faslını. Sanırım o da çok azmış durumdaydı. Okulun kapısının önünden beri seks konuşuyorduk. Ski de sertliğinden zonkluyormuş gibiydi. Bir eliyle kalçamı tuttu. Diğer eliyle sikini göt deliğime nişanlayıp aşağı yukarı sürtmeye başladı.
-Ohh çok güzel… devam et diye inledim. Resmen sikilmek istiyordum. Kendim bile şaşırıyordum kendime. Zevkin esiri olmuştum. Keyiften kendimden geçiyordum. Avucuna tükürükledi. Sikine sürdü. Sonra da sikinin başını tam da göt deliğimin üzerine getirdi. Yavaş yavaş ileriye doğru ittirmeye başladığında ucu giriverdi kıçımdan içeri. Durdu önce. Sonra iki eliyle kalçalarımdan belime doğru uzandı. Belimden yakalamış kaçmama imkan vermeyecek bir pozisyona gelmişti. Sonra arkamda baskıyı gittikçe arttırarak içime girmeye başladığında keskin bir acıyla birlikte çığlığı basmıştım.
-Ah… Çıkaaart. Amına koduğumun çocuğu acıyoo…
kendimi ileriye atmaya çalıştım ama faydası yoktu. Belimden kavramış kaçmama izin vermiyordu. O koca sikin milim milim içime girişini hiç unutamıyorum. Zevk ve acının birleşimi karışık ve muhteşem bir duygu seli. Aslında acısı geçen haftakiyle kıyaslanamazdı ama gene de acıyordu işte. Uzun sikin köküne kadar içime girişi tamamlandığında Metin öylece durdu. Beni bırakmıyordu. Sıkı sıkı tutmaya devam ediyor ama hareket de etmiyordu. Ben de hareket etmeye korkuyordum. Yavaşça sırtıma doğru eğilerek sırtımı boynumu öpmeye başladı. Arkamdaki hiç hareket etmiyor, girip çıkmıyordu. Kimse kıpırdamadığı zaman acı da durmuştu. Ben hala kıpırdamaya korkuyordum
-Sakın kıpırdama dedim. Neredeyse ağlayacaktım
-Tamam aşkım, tamam bir tanem şimdi geçecek merak etme, gibi sözler söylüyor, beni yatıştırmaya çalışıyor, arada sırtımı öpüyor ama belimi bırakmıyordu. Bir dakika kadar kıpırdamadan durunca acısı dindi. Metinin bir eli kalçalarımı okşamaya yavaş yavaş oradan da sikime ulaşmaya çalışıyordu. Sikim sanki içime kaçmış kadar küçülmüş haldeydi. Biraz oynayınca canlanır gibi oldu. Şimdi küçük bir hareket geldi arkamdan. Sikini azıcık dışarıya doğru çıkarıp tekrar yerine oturttu. Acı yoktu. Sonra bir daha. Gene acı yoktu.
Artık milim milim içeri dışarı hareketi, santim santim içeri dışarı olmaya, bana da acı vermek yerine zevk vermeye başlamıştı. Belimi çukurlaştırarak kalçalarımı biraz daha yukarıya doğru kaldırdığımda sanırım mesajımı almıştı. Şimdi tam bir sikiş makinası gibi, bir piston gibi götüme girip çıkmaya, üstelik bana da müthiş keyif vermeye başlamıştı. Artık elimde olmadan
-Ohh, oh ıııh devam et, sik beni kocacığım, gibi sesler çıkarıyordum ama bu sesleri isteyerek çıkmıyordu ağzımdan. Metin de onay almanın coşkusuyla belimi tutan elini de bırakmış, kalçalarımı okşayarak bana daha fazla zevk vermeye çalışıyordu.
-Ben sana demedim mi çok güzel olacak diye orospu… diyerek kalçama bir şaplak attı. Şimdi giriş çıkışları çok daha tempolu olmaya başlamış içimdeki aletin sanki kalınlığı iyice artmış gibi göt deliğimi zorlayarak girip çıkıyor, Metinin nefes alışlarından boşalmaya yakın olduğunu anlıyordum.
-İçime boşalma… dedim.
-Olur aşkım…
Tekrar elini benim sikime götürdü. Orta sertlikteki sikimi sıvazlamaya başladığında nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde sertleşmemiş sikim bir kere daha boşalmaya başladı… ben kesik kesik zevk çığlıkları atıyordum ki sert bir hareketle içimden çıktı ufacık bir itmeyle beni yüzüstü çevirerek kafasını sıktığı sikin ucunu serbest bırakınca spermleri ta yüzüme saçlarıma kadar fışkırdı. Birkaç salvodan sonra sikinde kalan dölleri de eliyle sıvazlayarak pipimin üstüne boşaltıp yanıma yığıldı.
O koca siki içimden çıkınca sanki soğuk hava götüme girmiş gibi ürperdim. Elim göt deliğime gitti. Göt deliğim kocaman açılmış gibiydi. Metin beni kendine doğru çekerek bana sımsıkı sarıldı. Gülümsüyordu.
-İyi ki varsın, iyi ki seni tanımışım,
-Aşkımsın dedi.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

çok sıcak

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

çok sıcak
selam adım hakan 3 gün önce yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum evdeydim havalar malum sıcak geçiyor saat 2.30 sıralarıydı evde yanlızlıktan canım sıkılmış nette gezmek geldi aklıma oturdum can sıkıntısından porno film mi seyrdiyordum big ass kendimle oynamaya başlamıştım ki zil sesiin le irkildim pc monütoru kapattım kapıyı açtım karşım komşum olan tülin geldi 34 yaşında balık etti gözleri kocan ve ela gözlü çok sexsi gerçekten kalçaları vardı herneyse evet dedim tülin ya hakan evdeyim canım sıkıldı biraz dertleşmeye geldim dedim ne alaka dedim kendimce o kadar kadın varken ben neden dedim kendime içeriye buyurdum oturdu tülin bir şey alırmısın dedim soğuk bir şeyler alırım dedi buz gibi akşamdan hazırladığım vitamin kendime özel hazırladım meyve karşımı içeceğimi o getirdim bir rengi garip geldi bu da ne dedi ya iç sen dedim içtiğinde çok hoşuna gitti ben anlattım ona ne olduğunu öleyse sennde enerji şıfkırır dedi evet dedim gülerek anlatmaya başladık benim kadınlarla aramı sordu tabi ki laf olsun gayet anlaşılır bir şekilde iyi deyip geçiştirdim dikkatimi çeken kafanda halen yanan ampull bana neden geldi :)tabi başta söledim gibi ben saddece monütörü kapattım çok azda olsa ses geliyor ama sonradan ben farkettim acaba dedim oda- fark etti ? anlamış olcak ki ya dedi senin pc bir şeylere bakabilirmiyim deyince film koptu bende ben eyvah yakalanırım derdindeyken onun ise aklı beni yakalamak ta anladım ben gayet normal bir şekilde tabi dedim sen git ben içeceklerimizi doldurup geliyorum mutfaktan odama doğru yöneldiğim de sesin çoğaldını fark ettim hiç bozontuya vermeden içeri girdim bu çok sexsi bir şekilde güldü ne oldu dedim bu ya dedi bende ne varmış normal dır sence tabi ki ya canım de bende zaten şimdi bitirdim dedi neyi dedim film mi evet sonra yavaş ça yanına oturdum seyretmeye devam ettik birden bana soru sence nasıl çok isteklimisn sende böyle dedi benden denemen lazım dedim ve yumuldum dudaklarına dilimi ağızıma alıp emmeye başladığım bir elimde amınınla oynamaya başladım gögüslerini ileri iterek derin bir nefes aldı tüm nefesini içime çektim deli öpümeye devam ettim amın suları elimde yer etmişti bızırı çok büyük tü dudaklarını bırakıp boynunu oradan yavaşça gögüslerine geldim uçlarını emmeye başladım ısırıyorum m şap diye sesler beni ve tülini deli ediyordu yavaşça sırtını kendime çevirdim arkasından bir elim le gögüslerinde diğer elimde amında iyice kalkan yarağım damarlarımın kalsılmasına sebep oluyordu yavaşça ayağında ki capriyi çıkarttım tanga giymişti sırtından yavaçşa öperek aşağıya indim götü mükemmeldi ellerimle götünü ayırdığımda deliğine hemen yapıştım deli emiyordum 5 dk kadar emdim ve amında ki bütün sular yere akıyordu deliği açılıp kapan maya başladı anladım ki boşalıyor bende deliğinin tamammını ağızıma alıp emmeye başladım adi atık sok diye inşeye başladı hakan lütfen hemen kalktım benim kini eline aldınla ağızına alıp emmesi bir oldu deli emeiyor ağızından çıkardığında beni göt ten sik diyordu ben daha fazla dayanamadım m hemen çevirip göt deliğine soktum şimdilik bu kadar devamı yarın

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj bursa escort escort escort escort travestileri travestileri sincan escort beşiktaş escort ankara escort Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort muğla escort muş escort nevşehir escort niğde escort ordu escort osmaniye escort rize escort sakarya escort samsun escort siirt escort beylikdüzü escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort adana escort ankara escort adıyaman escort afyon escort aydın escort ağrı escort aksaray escort amasya escort antalya escort ardahan escort artvin escort bodrum escort balıkesir escort bartın escort batman escort bayburt escort bilecik escort bingöl escort bitlis escort bolu escort burdur escort bursa escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort denizli escort düzce escort diyarbakır escort edirne escort elazığ escort erzincan escort erzurum escort gaziantep escort giresun escort hatay escort ığdır escort ısparta escort kahramanmaraş escort kastamonu escort