Kocamın Patronu

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kocamın Patronu

Adım Gül. 25 Yaşında iki senelik evli genç bir kadınım. Düz ve uzun sarı saçlara, ince bir bele, dolgun kalçalara sahibim. Pembe ve geniş meme uçlarıyla göğüslerim büyük ve şekillidir. Bembeyaz vücudum, uzun bacaklarım ve küçük bakımlı ayaklarımla yolda erkeklerin dönüp tekrar tekrar baktığı güzellerden birisiyim.

Benden on yaş büyük olan eşimin iyi bir işi var ve iyi kazanıyor. Oldukça konforlu bir evde lüks içerisinde yaşıyoruz. Ancak tam bir işkolik kocam… Ve çok çalıştığı için kocalık görevlerini yerine getiremiyor ve akşamları yorgunluktan sızıp kalıyor.

Kocamın beni zar zor becerdiği en son gecenin üzerinden haftalar geçmiş, vücudum alev alev yanmaya başlamıştı. Evde çırılçıplak dolaşıyor, internette yüzümü gizleyerek erkeklere çıplak şovlar düzenliyordum. Kameranın karşısındaki irili ufaklı penislerin benim için boşalmasını büyülenerek izliyordum.

Bazen çok azdığımda dayanamayıp gizli numaradan tanımadığım adamlarla konuşup telefonda bellerini getiriyordum. Hemen hepsi de buluşmak için yalvarıyor. Bazıları yüksek ücretler teklif ediyor, bazıları beni bekar evlerinde grup olarak becermek istiyor ama hepsi de ekranda gördüklerine sahip olmak için yarışıyorlardı.

Bense dayanamayacak kadar azıyor ama bütün vücudumun yanmasına ve bacaklarımın titremesine rağmen evli bir kadın olduğum için kendimi tutuyordum. Ancak ekranda izlediğim koca koca erkeklik organlarının geceleri rüyama girmesine engel olamıyordum.
Yine böyle bir günde bacaklarımı ayırmış, ıslanmış bacak aramı karşımdaki adam için parmaklıyordum. Herifin öyle büyük, öyle güzel ve sert bir aleti vardı ki büyülenmiş bir şekilde ne isterse yapıyordum. Azgınlıktan karşımda sıvazlanan büyük aletin kölesi olmuştum.

Herifin istediği şekilde domalıyor, arka deliğimle ya da amımla oynuyor, büyük göğüslerimi dimdik olmuş meme uçlarımı sıkarak yoğuruyordum. Aniden çalan cep telefonumun sesiyle irkildim. Arayan kocamdı. Merhabalaştıktan sonra sesimdeki titremeyi fark etti.

“Hayrola aşkım? Sesin tuhaf geliyor hasta mısın yoksa?“ diye sordu.

“Hayır hayatım temizlik yapıyordum da nefes nefese kalmışım…” diye cevapladım. Bu arada iki parmağımla pembe amımı dudaklarından ayırmış karşımdaki adama ıslak amcığımın içini göstermeye çalışıyordum.

“Aşkım sana zahmet olacak ama akşam yemeğe patronumuz Mahmut Bey gelecek. Biliyorsun bu benim, bizim için çok önemli… Şöyle içkili, güzel bir sofra hazırlamamız mümkün mü?“ diye sordu.

Sesinden oldukça heyecanlandığı belli oluyordu. Eşim patronundan çok çekinir, ona çok saygı duyardı.

“Tabi aşkım ne demek… Hemen şimdi mutfağa girip bir şeyler hazırlarım… Sen hiç merak etme aşkım… Mahmut Bey bu akşamdan çok memnun kalacak.” dedim.

Canım sıkılmıştı. Kendi kendime “durduk yerde iş çıkarıyorsun başıma vallahi” dedim. Karşımdaki adamı boşalttıktan sonra bilgisayardan ayrılırken kameradaki herif telefonumu ya da adresimi öğrenmek için yalvarıyordu.

Böyle durumlarda her zaman yaptığım gibi kocamın kredi kartıyla yakındaki pahalı restorandan yemekler ve mezeler ısmarladım. Ayrıca rakı ve bira da sipariş ettim. Bu restoran siparişleri sayesinde eşim benim çok iyi yemek yaptığımı zannediyor.

Banyoya girdim ve sıcak suyla uzun bir banyo yaptım. Koltuk altlarımı, bacak aramı iyice temizledim. Azgınlıktan yanan vücuduma dokunmaya doyamıyordum. Banyodan sonra düz saçlarımı kurutarak uzun uzun taradım.

Küçük ve bakımlı ayaklarımın tırnaklarına sadece cila sürmeye karar verdim. Yüksek topuklu bir terlik giyeceğim için ayaklarımın çok güzel görünmesini istiyordum. Bundan önce bütün vücuduma, göğüslerime, bacaklarıma ve ayaklarıma uzun uzun güzel kokulu kremlerle masaj yaptım.

Gece koyu kırmızı elbisemi giymeye karar verdiğim için kırmızı küçücük tangamı giymiştim. Üzerimde sadece tangamla; tırnaklarımı cilalamış, kurumaları için ayaklarıma üflerken aniden kapı çaldı.

Aceleyle üzerime kocamın ortalıkta bıraktığı gömleği giydim ve ortadan bir iki düğmesini ilikleyerek aceleyle kapıya doğru seğirttim. Tırnaklarımın cilası bozulmasın diye sekerken dolgun ve beyaz kalçalarım gömleğin altında sağa sola sallanıyordu.

Kapıyı açtığımda siparişleri getiren çocuğu karşımda buldum. Onsekizinde filan olmalıydı. “Bu da azgının teki herhalde” diye düşündüm. Genç olmasına rağmen iri yarı kıllı ayı gibi bi şeydi. “Bileğim kadar siki vardır bunun” diye düşünmeye başlamıştım ki çocuğun,

“Siparişleri getirdim abla” diyen sesini duydum. Sesi heyecandan titiriyor, gözlerini ince beyaz gömleğin altında belli belirsiz seçilen pembe meme uçlarımdan alamıyordu. Meme uçlarım dimdik olmuş, göğüslerimin büyük bölümü önü açık gömlekten rahatça seyredilebiliyordu.

“Ay canım siparişleri mutfağa bırakıver… Kusura bakma böyle ev haliyle…” diyerek cilveli kıkırdadım.

Mutfağın kapısına arkamı dönerek bahşiş arama bahanesiyle çantamı karıştırıyor, eğilip doğrularak arkamdaki çocuğun küçücük tangamdan taşan kalçalarımı izlemesini sağlıyordum. Bembeyaz ve uzun bacaklarımı bazen ayırıyor bazen birleştiriyordum.

Parayı vermek için arkamı döndüğümde terlemiş gözleri faltaşı gibi açılmış çocuk, gözlerini kalçalarımdan zorla ayırarak şaşkın bana baktı.

“Birazcık cesaretin olsa beni yere yatırır burada çatır çatır sikerdin” diye düşündüm. “Hiç itiraz etmeden bacaklarımı açardım sana”.

“Al aşkım bu da senin için” diyerek çocuğa parayı ve kredi kartını verdim. Ağzımdan yanlışlıkla “aşkım” kelimesi çıkmıştı. Pos makinasına şifreyi girerken yüzüm biraz kızardı utancımdan… Çocuk kekeleyerek teşekkür etti ve gitti.

“Bu akşam sikini yara yapmasa bari” diyerek kıkırdadım.Yatak odasına geçerek sırıksıklam olmuş tangamı bir diğeriyle değiştirdim. Masayı hazırladıktan sonra aynanın karşısına geçerek hafif bir makyaj yapmaya koyuldum. Büyük ve yeşil gözlerimi öne çıkaracak bir far sürdüm. Hokka gibi küçücük burnumun altında yarı açık duran etli kalın dudaklarımı koyu kırmızıya boyadım. Hafif bir allık sürdükten sonra kırmızı elbisemi giydim. Uzun topuklu ve bir tek ince kırmızı bant ile ayaklarımda duran terliklerimi de giydikten sonra aynanın karşısına geçtim.

Omuzlarımdan dökülen düz sarı saçlarım, geniş dekolte ile yarısı dışarıda dimdik duran sütyensiz büyük göğüslerim, bacak aramın hemen bir karış altına uzanan ve ince belime yapışmış ama aşağı doğru genişleyen mini etekli elbisem ile düzülmeye hazır bir fahişe gibi duruyordum.

Odayı gerektiği gibi ışıklandırdıktan ve masayı son bir kez gözden geçirdikten hemen sonra kapı çalındı. Gelen kocama sarılarak öperken bir yandan da arkasında duran iri yarı adamı inceliyordum.

Kocamın patronu Mahmut Bey neredeyse kocamın iki katı, kırklı yaşlarda, iri yarı, hafif kel, kıllı bir adamdı. Sonradan görme biri olduğu her halinden belliydi. Ben kocamı öperken arsızca gözlerimin içine bakıyordu. Daha tanışmadan beni ayaküstü gözleriyle sikmeye başlamıştı. Elimi Mahmut Beye uzattım ve ben de gözlerinin içine bakarak,

“Aa, sizin bu kadar genç olduğunuzu bilmiyordum vallahi Mahmut Bey…“ dedim. Yaptığım komplimandan memnun kalan adam sırıtarak her yerimi inceliyordu.

“Siparişleri getiren çocuğun yerinde bu olsaydı, beni çoktan çatır çatır sikmişti” diye düşündüm. Kocam çok heyecanlı, patronunu memnun etmek için etrafında dört dönüyordu. Halbuki herifin neşesi beni gördükten sonra yerine gelmiş görünüyordu. Geniş geniş sırıtarak,

“Böyle güzel bir karın vardı da bizi daha önce niye tanıştırmadın Berk Bey” diyerek küstahça güldü. Kocamın ağzı kulaklarına varıyordu.

“Çok teşekkür ederim Mahmut Bey! Eşim ve ben sizi ağırlamaktan mutluluk duyarız” gibi laflar sarf ediyordu.

Kocam yağın her türlüsünü adama sıvarken, ben de kıvıra kıvıra masaya servis yapıyor, eğilerek herife bembeyaz göğüslerimi uzun uzun seyrettiriyor, adamın yapışkan ve sikici bakışları altında iyice orospulaşıyordum.

Bir kaç kadeh içtikten sonra yanaklarım kıpkırmızı olmuş, bütün vücudum yanmaya başlamıştı. Mahmut Bey yemek boyunca masanın altından ayaklarıyla bacaklarıma dokunmuş hatta bir kaç kere bacak aramı denk getirmeye çalışmıştı.Bense herife hiç bakmadan, ortamdan gayet memnun gülümsüyordum. Kocam heyecandan hiç bir şey görmüyor, sürekli kendinden bahsederek kendini patronuna sevdirmeye çalışıyordu.

Bir ara adam kravatını gevşetince ister istemez radarlarım adamın kıllı ve erkeksi göğsüne yöneldi. Oraya dikkatle bakmaktan kendimi alamadım. Bakışlarımdaki açlığı hemen anlayan Mahmut Bey,

“Gül Hanım, ayıp olmazsa biraz gömleğimi gevşetecem, çok sıcak oldu içerisi… Malum, rakı…” diyerek arsızca gözlerimin içine baktı. Nasıl olsa kocamın yanında bir şey olmaz diye düşünerek yeşil gözlerimi şehvetle adama dikip,

“Aaa… Lütfen Mahmut Bey! Kendinizi evinizde hissedin, rahat olun canım…“ diyerek cilveyle kıkırdadım. Kocamsa ikimizden de neşeli,

“Burası sizin de eviniz olur Mahmut Bey, lütfen rahatınıza bakınız” diyordu.

Küçük sikli, beceriksiz kocamın yanında bu herife karşı inanılmaz, kadınsı bir istek, şehvet duyuyordum. Kravatını çıkarıp gömleğinin üstten 5-6 düğmesini çözen adamın geniş ve kıllı göğsüne bakmaktan bir türlü kendimi alamıyordum. Alkolün etkisiyle iyice azmış, adama sürekli cilveli bakışlar atıyor, şişkin bacak arasına ve kıllı göğsüne bakarak herifi iyice tahrik ediyordum.

“Nasıl olsa kocam var” diye düşünerek herifi iyice azdırmaya karar verdim. Kocamın lavaboya gittiği anı fırsat bilerek bacaklarımı ayırdım ve umursamazca adamın karşısında rakımdan bir yudum aldım.

Herif sırıtarak kırmızı tangamı izliyor ve eliyle sikini düzeltiyordu. Adamı cilveli bakışlarla azdırmaya devam ediyordum ki kocam içeriye girdi. Patron gözlerini benden ayırmadan kocama,

“Tühh… Yahu Berk Bey” dedi patron. “Bugün çok önemli evrakları Kartal’daki ofiste unuttum… Naapsak yahu” diye sordu. “Yarın da lazımdı evraklar, bu gece incelemem gerekirdi. Nasıl yapacaz bilmem ki…“ diye ekledi. Kocam hemen heyecanlandı,

“Dilerseniz ben hemen alıp geleyim Mahmut Bey…” dedi.

“Yahu sana da ayıp olacak Berk Bey bu saatte… Üzülüyorum vallahi…“ diye ekledi patron.

Herifin niyetini anlamıştım. Karşımdaki ayı gibi görünen bu herif aynı zamanda çok da zekiydi. İşte o anda kararımı verdim. Beni sikmeyi o anda hak etmişti. Amcığım sırılsıklam olmuştu. Eşime ofisin anahtarlarını verirken,

“Eh ben de kalkayım o zaman…” dedi Mahmut Bey “Sen ofise giderken ben burada Gül Hanımı rahatsız etmeyeyim Berk… Sen benim eve getiriver evrakları…” dedi. Gözlerime bakarak adeta beni sikmek için onay almak istiyordu. Hiç düşünmeden onayı verdim kart zamparaya,

“Aaa… Vallahi darılırım Mahmut Bey… Daha size ikram edeceklerim var, onların tadına bakmadan giderseniz çok üzülürüm…“ diye cilveyle kırıttım. Kocam ikimizden de hevesli,

“Lütfen Mahmut Bey…” dedi. “Ben hemen ofise gider gelirim. Eşim sizi en iyi şekilde ağırlayacaktır. Hem burası sizin eviniz sayılır.” dedi. Aceleyle, heyecandan kendini kaybetmiş bir şekilde arabanın anahtarlarını aramaya koyuldu. Patron arsızca yerine yerleşerek,

“Eh, madem öyle… Gül Hanımın ikramının tadına bakmadan gitmek ayıp olur gerçekten…“ diyerek sırıttı.

Herif gözlerini yeşil gözlerimden bir an olsun ayırmıyordu. Mahmut Beye kendimi siktireceğimi iyice anlamıştım. Hafif çakırkeyif, yanaklarım kıpkırmızı, çok azmış durumdaydım, adama bacaklarımı ayırmak için sabırsızlanıyordum. Kocam hiç bir şey anlamadan sevinerek çıktı.

Arabanın sesini dinleyerek, uzaklaştığından emin olana kadar sessizce bakıştık. Bacak bacak üstüne atmış, kıçıma kadar sıyrılmış eteğimle, ayağımın ucunda topuklu terliğimi hızlı hızlı sallıyordum. Herif benim sikilmek için sabırsızlandığımı anlamıştı. Yarım ağız sırıtarak,”Korkma Gül Hanım… Kocana yanlış anahtarları verdim… Kapıyı açamayıp beni arayınca gece yarısı ona çilingir arattıracam… Daha epey bi vaktimiz var yani…” deyip, rakısından bir yudum daha aldı…

“Ah, siz en iyisini bilirsiniz Mahmut bey… Sizin yanınızdayken hiç korkmam.“ dedim. Gözlerinin içine bakarken gülümseyerek… ”Kale gibi erkeksiniz…Size sırtımı dayamaktan hiç çekinmem.“ diye de ilave ettim. Normalde evli bir kadın olarak herife sinirlenmem gerekirken, elimde olmadan cilvelenip kırıtıyordum… Patron da oyunuma katıldı,

“Tabi canım… Madem yabancı değiliz. Sen bana sırtını dayayacaksın, ben sana dayanacağım… Böyle olur bu işler…”

Lastikli cümleler havada uçuşuyordu. İma ettiği sahne gözümün önüne geldi ister istemez… Arkamdan bana dayanmış, geçiriyor bu kıllı ayı… Offf… Ürperdim.

“Gül Hanım, şöyle oynak bi müzik yok mu sizde gülüm? Rakı böyle eğlencesiz kuru kuru gitmez biliyo musun?“ dedi.

Kalçalarımı sallayarak müzik setine gittim. Radyo kanalı ararken siparişleri getiren çocuğa yaptığım gibi hafif eğilerek adama bembeyaz bacaklarımı ve tangamdan taşan kalçalarımı sergiliyordum.

Oryantal müziği bulunca doğal refleksle kıçımı adama karşı sallamaya başlamıştım. Arkamı döndüğümde herifin gömleğini tamamen çözdüğünü gördüm. Bacaklarını ayırmış karşımda kıllı göğsü ve göbeğiyle yayılmış bir halde şehvetle beni izliyordu.

Mahmut Bey’in karşısında göbek atmaya başlamıştım. Saçlarımı sallıyor, memelerimi öne eğilerek çalkalıyor, kendi etrafımda dönerek açılan eteğimden bembeyaz kalçalarımın tombul ve gergin yanaklarını herife sergiliyordum. Kadınsı bir içgüdüyle kendimi daha iyi siktirmek için adama her türlü orospuluğu yapıyordum.

Neden sonra patron eline kadehi ve meze tabağını alarak kanepeye geçti. Elindekileri sehpaya koyarken,

“Hadi bakalım gülüm, hazırlan da yanıma gel artık… Müziği de kapatma… Biraz sonra bas bas bağıracaksın, komşulara ayıp olmasın di mi?” diyerek sırıttı.

Biraz sonra bağıracak mıyım? Ohhh.. Deli mi ne bu adam? Kimbilir beni nasıl sikmeyi planlıyor. Sikilme fikri aklımı başımdan aldığı için ne denirse yerine getiriyordum.

“Hemen Mahmut Beyciim…“ diyerek kırıta kırıta banyoya seğirttim.

Suları bacaklarıma kadar akan amcığımı iyice temizledim. Yatak odasına geçerek kasıklarıma, boynuma, göbeğime bacaklarıma parfüm sürdüm. İnce askılı pembe kombinezonumla, pembe tangamı giyerek sabırsızca kocamın patronunun yanına koştum.

Biraz sonra herifin dizinin dibinde oturmuş, patrona elimle meze yediriyordum. Bazen elimle kıllı göğsünü okşuyor, öpüyor ama sürekli olarak kumaş pantolonun üzerinden sikini sıvazlıyordum.

Oldukça kalın olduğunu hissettiğim yarak elimin altında zonkluyordu. Çok erkeksi bir kokusu vardı. Patron kalçalarımı, memelerimi yoğuruyor, her yerimi hoyratça sıkıp acıtıyordu.

Önünde diz çöküp pantolonunu ve iç çamaşırını çıkarttım. Bileğim gibi bir yarak yüzümün dibinde dikilmişti. Her yeri kıllı olan bu adam taşaklarını ve sikini traşlamış pırıl pırıl yapmıştı. Belli ki bütün zamanını orospularla alem yaparak geçiriyordu bu namussuz…

Elimle sikini sıvazlarken bir yandan da taşaklarını emiyor, kokluyordum. Çok garip ama dayanılmaz erkeksi bir kokusu vardı.Bacak aram sırılsıklam olmuştu. Diğer elimle bacak aramı kurcalıyordum. Patronun taşaklarına tükürdüm ve yalamaya devam ettim. Arada sikinin gövdesini ve başını ağzıma sığdırmaya çalışıyordum. Herifin yarağı dimdik ve parıl parıl parlıyordu. Mahmut Bey zevkten ayı gibi homurdanıyordu.

Bu sırada telefonu çaldı. Arayan kocamdı. Kapıyı açamamış olmalıydı. Patron önce sehpadaki kumandayla müziğin sesini kıstı.

“Alo! Berk Bey, anahtar girmiyor mu? Tüh, yanlış anahtar vermişim sana… Valla bu saatte zor ama bi çilingir bulursan çok iyi olur ya! Yani bu saatte sana da zahmet veriyoruz ama hakikaten şirketimizin çok değerli bi çalışanısınız yani… Siz de olmasanız…”

Mahmut Bey kocamla konuşurken bir yandan saçımdan tutmuş yüzümü sikine ve taşaklarına sürtüyordu.

Kocam telefonda patrona eğilip bükülürken, ben de adamın sikini yalayıp duruyordum. Karı koca olarak iki taraflı yıkama yağlama yapıyorduk yani… Telefonda konuşan kocamın “hiç önemli değil beyefendi” “önemli olan işimiz” gibi sözlerini duyuyordum.

“Tabi Berk bey… Yav, ne kadar memnunum sizden bilemezsin. Sen ta oralara gittin bana yardımcı olmak için… Karın burada bana bir ikramda bulunuyor ki… Ne kadar becerikliymiş, ne kadar tatlı dili varmış karının yav…“

Gülmemek için kendimi zor tuttum. Patronun sikini ağzımdan çıkarıp dilimi ona gösterdim, ne kadar tatlı olduğunu görsün diye… Mahmut Bey telefonu kapattıktan sonra beni kucaklayıp dudaklarıma yumuluverdi…

“Gel ulan buraya namussuz orospu… Bitirdin ulan beni… Çok orospu gördüm ama, senin gibi işvelisini, cilvelisini görmedim. Hadi bakalım. Yatak odanı göster bana da, seni kocanın yatağında sikeyim bir güzel…”

Ayağa kalkıp beni de kuş gibi kucağına almıştı. Göğsüne vurup ayaklarımı salladım cilveli cilveli, tam adamın dediği gibi… Kesik kesik, şuh kahkahalar atarken,

“Ayy… Mahmut beyy… Çok terbiyesizsiniz siz…“ dedim.

“Terbiye mi bıraktın bende gülüm? Deminden beri yarrağımı yalayıp yutuyon yavru kuşum…” diyerek beni doğru yatak odasına götürdü.

Üstümdekileri çabucak çıkardı. Bacaklarımı ayırmış, sırtüstü yatmış dimdik duran göğüslerimle adama bakıyordum. Herif kafasını ıslak amıma gömerek yemeye başladı…

Evet, oral yapmıyor, yalamıyor sanki yiyip yutuyordu amcığımı… Ağzını kocaman açıp yumruk gibi şişmiş amımı ağzına alıyor, yalıyor, ısırıyordu. Canımı acıtıyordu ama yaptıkları da çok hoşuma gidiyordu.

Sonunda ayak bileklerimden tutarak bacaklarımı kaldırdı ve kalın sikini kutuma dayadı. Biraz sonra “şak şuk” sesleri içinde beni güzelce sikiyordu. Sikiyle içimi dolduruyor, kalın aletini çok güzel yerlere değdiriyordu.

Zevkten gözlerim kaymış inliyor, bağırıyordum. Herif bir yandan beni sikerken, bir yandan da yukarıya kaldırdığı ayak tabanlarıma başparmağıyla masaj yapıyor, bembeyaz bakımlı ayaklarımı ısırıyor yalıyordu.

Patronu yatağa yatırıp tekrar sikini emmeye başladım. Eliyle kıçımdan hoyratça çekerek beni 69 pozisyonuna getirdi. Amımı yalaktan su içen bir köpek gibi koca diliyle yalıyor, yalarken de bir yandan ıslattığı orta parmağıyla göt deliğime masaj yapıyordu.Ben de zevkten kendimden geçmiştim. Herifin sikini, taşaklarını somuruyordum deli gibi… Mahmut Bey orta parmağını, sıkılınca başparmağını arka deliğime sokup çıkarıyordu.

“Kocan seni hiç götten sikmiyor mu lan orospu? Götünün deliği hiç dokunulmamış sanki, daracık…“ diye sordu. Artık iyice kabalaşmıştı ama ağzımdaki siki bırakmamak için alttan alıyordum. Zaten kocam beni önden bile sikemiyordu… Nasıl arkadan sikecekti ki?

“Hayır Mahmut Beyciim… Arkamdan hiç almadım daha önce…” dedim “Ayy ayyy” diye de çığlık atmak zorunda kaldım çünkü arka deliğimi iki üç parmağıyla birden zorluyor olmalıydı. “Kocam böyle şeyleri beceremez pek…” diye itiraf ettim.

“Seni götünden sikeyim öyleyse bu gece…“ dedi… “Git krem mrem bi şey getir bakalım” dedi.

Ağzımdaki siki bırakmak istemiyordum, aceleyle çekmeceden bebek yağını getirdim. Beni domaltıp kafamı yatağa bastırdı. Kalçalarımı iyice havaya dikmiş erkeğimin işini kolaylaştırmaya çalışıyordum. Sikine ve arka deliğime bebek yağı sürdükten sonra yavaş yavaş zorlamaya başladı.

“Şimdi deliğini serbest bırak bakalım” “Hah şöyle rahat bırak göt deliğini…” diyerek alıştıra alıştıra kocaman yarağını arka deliğime ittirmeye çalışıyordu.

Bir elimle amımı parmaklıyor, bir elimle arka deliğime girmeye çalışan siki tutuyordum. Herifin siki dimdikti. Yavaş yavaş içine kaydıkça garip bir zevk alıyordum.

“Ayy, Mahmut Bey yavaş…“ “Ohh… biraz bekleyin lütfen…” “Mımmm… Devam et Mahmuuut…” gibi şözler ağzımdan ister istemez dökülüyordu.

Biraz sonra kocamın patronu arka deliğimi alıştırmış, hoyratça götümü sikiyordu. Kalçalarımı sıkıyor, tokatlıyor, her yerimi morartıyordu. Taşakları ıslak amcığıma çarptıkça garip bir zevk alıyordum.

“Mahmut Beyciim çok güzel…” “Aaaay… ,Ayy… Çok acıdı…” “Ohh… Aaaaah… Daha hızlı…” gibi çığlıklar atıyordum. Herif dakikalarca götümü siktikten sonra böğürerek götüme boşaldı. Boşalmasına rağmen hala gidip geliyor, belli ki götümü sikmeye doyamıyordu.Duş alıp temizlendikten sonra patronun sikini tekrar kaldırmış, adamı sırtüstü yatırmış kucağında hopluyordum ki, yine telefonu çaldı. Patronun bir eli telefonda bir eliyle de sertleşmiş pespembe meme uçlarımı sıkıyordu.

Zevkten kilitlenmiş hiç bir şey anlamıyordum. Karşıdaki kocamdı. Kapıyı açtırmış, dosyaları almış geliyordu. Gururlu bir şekilde anlatışını telefondan duyuyordum.

“Aferin Berk Bey” dedi patron “Şu saatte bu işi de hallettin ya! Sana itimadım sonsuz artık bilesin. Ben de eşinizin ikramlarının tadına doyamıyorum, hala evinizdeyim valla…” diye ekleyerek bir yandan da küstahça sırıtıyordu.

Kocamı ve beni aşağılıyordu ama ben kalçalarımı sağa sola oynatarak içimdeki harika sikin tadını çıkartmaktan başka hiç bir şey yapamıyordum.

Kocamın teşekkürlerini, saygılarını, bilmukabelelerini dinlerken, patron telefonu kapattı ve aniden sertçe pompalamaya başladı. Koca kafalı yarak içimde gidip geldikçe çığlığı basıyordum.

“Hadi bakalım Gül Hanım “ “Kocan gelmeden bitirelim senin işini…” diyerek beni yeniden domalttı.

Hoyratça hem kutumu, hem arka deliğimi sikiyordu. Zevkten bacaklarım titriyor, kaç kere boşaldığımın hesabını yapamıyordum.Mahmut Bey gözlerimden yaş getirene kadar beni sertçe becerdikten sonra sarsılarak boşalmaya başladı. Hemen herifin sikini ağzıma dayayarak bütün tohumlarını yalayıp yuttum. Sonra sikine ağzımla ve dilimle masaj yaparak erkeğimi hem temizledim hem de sakinleştirdim.

Mahmut Bey giyinirken ben bacaklarım tamamen ayrılmış, her yerim yapış yapış, çırılçıplak zevk içinde uzanıyordum. Öyle güzel sikilmiştim ki yerimden kıpırdayamıyordum.”Kocan da sikiyor mu seni böyle Gül Hanım” diye arsızca sordu patron. Zevkten gözlerim kaymıştı.

“Nerdeee Mahmut Bey, keşke sizin gibi sikebilseee…” diye herife cilvelendim. Herif küstahça bir kahkaha attı,

“Hadi kalk giyin, senin boynuzlu gelir biraz sonra…” dedi. İstemeyerek temizlenip giyindim. Biraz sonra biz içeride kahvelerimizi içerken eşim geldi.

“Hala buradasınız demek Mahmut Bey… Sizi evimizde gördüğüme çok memnun oldum gerçekten…” dedi.

“Valla eşiniz öyle tatlı ki, ona doyamadım Berk Bey” dedi patron. Bana arsız arsız bakarak sırıttı “Bu akşamdan çok memnun kaldım. Seni de yorduk vallahi… Ama Gül Hanıma da söyledim, bir maaş ikramiyeyi hak ettin, yarın ikramiyeni muhasebeden al” diyerek evden ayrıldı.

Kocam çok heyecanlanmış, çok sevinmişti. Hemen eşime sarıldım,

“Kocacığım istediğimiz plazma TV yi alabiliriz artık, değil mi?“ diye sordum.

“Tabi aşkım hemen yarın ikramiyeyi alınca televizyonu evde bil” dedi.

Gece sevinçle beni sikmeye çalıştı. Yarım saate yakın emmeme rağmen küçücük sikini kaldıramayınca vazgeçti, derin bir uykuya daldı.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Müşterimle yaşadığım lezbiyen sex hikayem

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Müşterimle yaşadığım lezbiyen sex hikayem
Lezbiyenlere ne kadar değer veriliyor hikayemobil sitesinde bilmiyorumda sex hikayeleri okurları, ben de bugün başımdan geçen ve lezbiyenlik ile ilgili deneyimlerimi yazdığım bir hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum benim için ilkdi diyebilirim bakalım siz beğenecekmisiniz tüm detayları ile yazıyorum buyrunAdana’da bayan kuaförü işleten birisiyim adım Arzu. Ayrı bir evim olmadığı için dükanımın arka tarafındaki bir odada kalıyorum. Aslında hiç hemcinslerime ilgi duymamışımdır, Leylayı görene kadar. Leyla 18 yaşında, siyah saçlı, zeytin gözlü, minyon tipli, çıtı pıtı birisi ve aynı zamanda müşterim. Ayda en az 2 kere kaşlarını aldırmaya, saç kestirmeye falan gelir. Bir gün yine kaş aldırmaya geldiğinde, bana, “Abla ben hiç ön tarafımı ağdayla almadım, küçüklükten beri jiletle traş ederim, bunun için tüylerim çok sık ve siyah renkli. Ağdayla aldırmak istiyorum, kendim alamıyorum, başkasına da utanıyorum.” dedi. Ben de, “Canım olur mu öyle şey, ben alırım, kaymak gibi olur amcığın!” dedim. Utandı, gülümsedi. “Ama şimdi yoğunum, akşam saat 20:00 gibi gel, o saate kimse kalmıyor, rahat rahat alayım!” dedim. “Tamam abla!” dedi…Ogün akşam saat 20:05’te Leyla geldi sayın hikayemobil.com okurları. Sabahki kıyafetini değiştirmiş, eşofman giymişti. Dar bir eşofman, üzerinde de dekolteli tişört vardı. Çok güzel görünüyordu, bayan olmama rağmen etkilenmiştim. “Hoşgeldin hayatım, arka tarafa geçelim!” dedim, geçtik. “Ben ağdayı hazırlarken sen alt tarafını komple çıkar, uzan ağda koltuğuna! Üstünü çıkarmana gerek yok, fakat leke olmasın diye çıkarabilsin!” dedim. O da, “Tamam abla!” dedi, sadece sütyenle kaldı ve sırt üstü uzandı koltuğa. Bacaklarını ayırdım, amı gerçekten çok kıllıydı ve kılları sıktı, “Tatlım ne yapmışsın jiletle böyle?” dedim. O da, “Abla nolur zaten utanıyorum, bundan sonra hep ağdayla aldıracam, seyrekleşsin diye!” dedi. Ben de güldüm ve elimle kontrol etmek için amına dokundum ve amının dudaklarını ayırdım. Am dudaklarının içine bile sürmüş jileti…Ben elleyip kontrol ederken irkildi. Gülerek, “Ne oldu kız?” dedim. O da, “İlk defa başka birinin eli değiyor!” dedi. “Hımmmm!” dedim ve ağdayı sürdüm, komple heryerine yapıştırıp çektim. Leyla çığlık attı, gözlerinden yaşlar geldi. “Tamam canım, geçti! Daha önce jiletle kestiğinden böyle acıdı!” dedim. Birkaç kere daha yapıştırdım çektim. Baktım göt deliğine doğru da kıllar var, “Kalkıp eğilmen lazım, orayı da alayım!” dedim. Leyla kalktı önümde domaldı. Orayı da aldım, o kıllı görünüş gitti, ortaya kaymak gibi am çıktı. Aynayı tuttum gösterdim. “Abla süpersin, çok sağol!” dedi ve boynuma sarıldı. Ben de güldüm, “Hadi yat ta yağlayım!” dedim. “Tamam abla!” dedi geri uzandı. Ben de ilkin elimle kontrol ettim, amını okşayarak, “Baya temiz almışım!” dedim. Leyla biraz kıpırdandı. Sonra yağı aldım elime, sürdüm amına, güzelce yedirdim. Am dudaklarını ayırdığımda amından sular akmıştı. “Canım etkilendin mi? Orgazm mı oldun?” dedim. Leyla utandı, evet anlamında kafasını salladı…“Kız sürtük, sen birde bana sor!” dedim ve çıktım koltuğa, “Çok güzelsin Leyla, çok sexysin! Bakiremisin?” dedim. “Evet abla!” dedi. “Hiç öpüştün mü biriyle?” dedim. “Öpüştüm, ama sadece orda kaldı, ilerisi olmadı!” dedi. “Hımmm!” dedim. Leyla da, “Aslında çok istiyorum abla, kendi kendime boşalmaktan bıktım!” dedi. Güldüm ve Leylanın dudaklarına yumuldum öptüm. Leyla, “Ne yapıyorsun Abla?” diyerek beni itti ve kalktı kaçtı. Leylayı hemen yakaladım, “Yok öyle azdırıp kaçmak orospu!” dedim ve Leylayı duvara yapıştırdığım gibi başladım dudaklarını somurmaya. Leyla ilkin istemiyordu, fakat sonra kendisi de karşılık verdi ve debelenmeyi bıraktı. Öpüşe öpüşe onu kendi yattığım yere götürdüm, attım yatağa. Uzun süre öpüştükten sonra memelerine indim. Memelerini emdim ısıra ısıra, tüm vücudunu öperek bacak arasına yumuldum. İlk önce bacaklarının iç tarafını öptüm, sonra amına öpücükler kondurdum, klitorisini emdim. Leyla, “Ohhh abla!” diyerek inlemeye başladı. Leylayı dilimle orgazm ettim ve 10 dakika daha yaladım Leylanın o suyu akan amcığını. Leyla altımda inleyerek kafamı resmen amına bastırıyordu…Leylayı rahatlattıktan sonra, “Hadi şimdi de sen beni yala bakayım küçük orospu!” diyerek hemen soyundum ve 69 pozisyonuna geçtik ve amımı Leylanın ağzına verdim. O benim amımı yalarken ben de onun amını yaladım ve birbirmizin ağzına boşladık, birbirimizin am sularını yuttuk. Sonra içerden en kalın fırça tarağı kaptım geldim, tarağın sapına biraz da vazelin sürdüm. Leyla biraz korkmuş gibiydi, “Ney yapacaksın onunla abla?” dedi. “Gerçek zevki yaşatacağım sana!” dedim. Leyla, “Abla ben kızım!” dedi. “Biliyorum canım, arkadan yaparım!” dedim. “Fakat acıtma!” dedi. “Merak etme acıtmam!” deyip Leylayı önümde domalttım, göt deliğini de vazelinledim. Götü çok dardı, ilkin parmağımla büzüğünü az genişlettim. Sonra tarağın sapını biraz sürttüm ve yavaşça götüne soktum. Leyla, “Acıyor abla, yapma!” diyerek kendini ileri kaçırmaya çalıştı. “Sus, kımıldama, geçer şimdi!” diyerek tarağın sapını birden köküne kadar soktum. Leyla çok kötü bir çığlık attı, gözlerinden yaşlar geldi, “Abla valla çok acıyor, dur biraz, oynatma!” dedi…Tarağın sapı götünde az bekledikten sonra, kendiliğinden götünü oynatmaya başladı. Götü alışınca tarağı hızlı hızlı soktum çıkardım. Leyla bu sefer zevkten inlemeye başladı. Tarağın sapını götüne sokup çıkarırken aynı zamanda da amını okşuyordum ve Leyla zevkten ölmek üzereydi. Leyla birkez de böyle orgazm olduktan sonra, tarağı eline verdim, o da bana yaptı aynısını, götüme soktu. Götümü tarakla biraz siktikten sonra amıma sokmasını istedim. Leyla tarağı amıma sokup çıkarırken aldığım zevki görünce, “Abla ben de amıma istiyorum!” dedi. “Bunu istediğinden eminmisin? Kızlığın ne olacak?” dedim. “Evet abla, eminim! Boz kızlığımı, senin kadının olayım!” dedi…Leylayı sırtüstü yatırıp bacaklarını araladım ve tarağın sapına biraz daha vazelin sürerek amına yavaş yavaş sokmaya başladım. Leyla fena bağırıyordu, bağırmasını engellemek için dudaklarına yumuldum ve öpmeye başladım. Sesi kesilince tarağın sapını sonuna kadar soktum amına ve içinde sağa sola biraz çevirdim. Amından çıkardığımda tarağın sapı kan içindeydi. Çarşafım batmış, ellerim kan olmuştu ve kanı durmuyordu. İşin kötüsü Leyladan hiç ses seda çıkmıyordu. Bayılmıştı. Tokat attım, Kolanyayla ayılttım, kendine geldi. “İyimisin canım?” dedim. Önce, “İyiyim abla!” dedi, fakat kanı gördü korktu, telaşlandı. “Korkma canım, kızlığın gitti sadece!” dedim, biraz da olsa sakinleşti. Kanı zor durdurduk, sonra Leylaya duş aldırdım. Banyoya gidip gelirken zor yürüyordu, “Yat biraz dinlen canım!” dedim. Az yattı, dinlendi. Kanı da kesilmişti, “Abla ben bundan birşey anlamadım!” dedi ve bacaklarını tekrar ayırdı. Amını yalayarak tekrar tarağın sapıyla sikmeye başladım Leylanın amını. Götünü de parmaklayınca orgazm oldu ve amından çeşme gibi suları aktı. Dudaklarımı öperek, “İşte bu çok güzeldi abla!” dedi.O günden sonra artık Leyla ile (muayyen günlerimiz hariç) hergün seks yapıyoruz. Şimdi birde Vibratörümüz var, tarağa gerek kalmadı Leylayı Vibratörle hergün saatlerce sikiyorum, o da beni tabi. Artık Leyladan kuaför işlemlerinden para almıyorum. Leylayı çok seviyorum, kadınım o benim!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

Oldukça Masum

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Ben oldukça deneyimli biriyimdir. Çok fazla erkek arkadaşım olmuşdur ve sex dahil her türlü deneyimim de olmuşdur. Bir gün en ii arkadaşım bana geldi. O çok güzel bir kız değildir yani erkeklerle arası pek iyi değildir. Bu yüzden öpüşmeyi bilmediğinden bahsediyordu ve üzülüyordu. Bende dedim okadar da kötü olamassın dedim. Hadi deneyelim bir göreyim dedim. Berbat öpüşüyordu sonra ben ona öğretmeye karar verdim. Gittikçe iyiye gidiyordu. Hızlanmışdık ve bir birimizi soymaya başladık. Ve yatağa yatıp okşamaya başladık. İyice azdik yani. Sonra birbirimizin amını yalamaya başladık.. Zevkden dört köşe olmuşduk. Bu sırada kapımı abim çaldı. İki saat kapıyı açmayınca biraz rezil olduk . =)) Artık sürekli öpüşüyoruz.. Çok ii öpüşmeye başladı…Gönderen: çekici

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

YENGEM(ALINTI)

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

YENGEM(ALINTI)

Slm. Adım Osman, benim yaşadığım bu olay başımdan geçtiğinde daha 16 yaşındaydım. Okula Düsseldorfta gittiğim için yengemlerde kalıyordum. Abim şöför olduğu için genelde yurtdışına gidip gelirdi, ayda bir 3-4 günlüğüne de eve ugrardı. Yengem çok güzel bir bayandır, alımlı, hoş ve çekicidir. Ozmanlar yengem 24 yaşında idi. Tam 3 çocuk doğurmuştu, ama banamısın dememişti. Yengemin çok güzel vucut hatları var. Gören her erkeğin arzulayacağı bir kadın yani. Yengem sayesinde okuldan eve evden de okula giden birisi olmuştum. Ozamanlar neyin ne olduğu tam bilmiyordum, ama yengeme olan tutkum ve ilgim beni eve hapsediyordu, evden çıkmaz olmuştum. Yengemin evin içindeki rahat giyinmeleri, konuşmaları ise benim gün geçtikçe yengeme daha da ilgi duymama sebep oluyordu.

Bir gün yengem evde halı yıkayacaktı, bana “biraz geç gel.” demişti. Bense aksine erken gittim. Eve geldiğimde yengem halıları yıkıyordu. Üfff be gözlerime inanamadım, üzerinde askılı bir tisort, altında da yarım tayt vardı. Yengem normalde kapalı bir bayandır, ilk defa yengemi bu şekilde görmüştüm ve çok hoşuma gitmişti. Oanda hisettiğim birşey daha vardı, benim yarak buna sessiz kalmamıştı. Yengem, “Sana geç gel demedim mi?” dedi, ben ses çıkarmadım. “Neyse, bana yardım et ozaman.” dedi. Başladık yengemle birlikte halı yıkamaya. Yengem her eğildiğinde, arka tarafında isem kalçasına, önde isem göğüslerine bakıyordum. Yengem bunu farketti ve gülerek “Fazla bakma olmadık yerlere!” dedi. O an çok utanmış ve kızarmıştım…

Ertesi gün Cumartesiydi ve ben yine evdeydim. Yengem, “Osman ben banyoya giriyorum, yıkanacam, yeğenini de yıkayacam.” dedi. “Tamam yenge.” dedim. Yengem yeğenimle birlikte banyoya girdi. Aradan 15 dakika geçmeden yengem bana “Osman…” diye seslendi. “Buyur yenge?” dedim. Yengem, “Ordan bir bez getir.” dedi. Bezi aldım gittim, “Getirdim Yenge.” dedim, kapıda bekliyordum. Yengem, “İçeri gir, yeğenin ortalığı batırdı, bezle sil ve çöpe koy.” dedi. Ben şaşırdım, gireyim mi, girmeyim mi, diye öyle 2 saniye falan bekleyip açtım banyonun kapısını. Yengem çırıl çıplaktı, yan dönmüş, eliye “Bak köşede…” diye işaret ediyordu. Gözlerimi yengemin meme uçlarından alamamıştım. Yengem beyaz tenli, sarışın bir bayan olmasına rağmen göğüs uçları bir zetin tanesi kadar siyahtı. Çok etkilenmiştim o an. Yengem, “Orayı temizle…” dedi. Ben temizlemek için eğildiğimde bile gözlerimi yengemden alamıyordum. Yengemin kalçaları, baldırları mükemmeldi…

Ben yerleri temizlerken, yengem, “Senin bu yeğenin her yere kaka yapıyor…” diyerek tebessüm etti. Ben dediği yeri temizledim ve çıktım, salonda televizyon seyretmeye başladım. Ama aklım yengemde kalmıştı, yengemin çıplak hali birtürlü gözlerimin önünden gitmiyordu. Derken yengem tekrar seslendi, bu sefer yeğenimi almamı istedi. Banyoya girdiğimde yengemin yüzü bana dönüktü. Gözlerim yengemin amına takılmıştı. Yengem amına baktığımı farketti ve “Hiç görmedin mi?” dedi. Ben sersemleşerek, “Neyi yenge?” deyince, parmağıyla (amını) işaret etti, ve gülerek, “Bunu!” dedi. “Hayır görmedim yenge…” dedim. “Bak gördün işte, şimdi al yeğenini de çık!” dedi. Yine çok utanmıştım. Yeğenimi alıp çıktım banyodan…

Akşam oldu yatma zamanı gelmişti. Ben de yengemle çocuklarla aynı odada yatıyorduk. Herkes yatağına geçti. Ben kanepede, yengemle çocuklar yerde yatıyorlardı. Ben yatakta kıvranıp duruyordum. Bunu farkeden yengem, “Osman neyin var, deminden beri bir oyana bir buyana dönüp duruyorsun?” dedi. Dışarda feci bir yağmur yağıyordu, gök gürlüyordu, şaka değil harbi korkuyordum. “Korkuyorum yenge.” dedim. Yengem, “Gel ozaman, sen de çocuklarla birlikte yanımızda yat.” dedi. Ben, “Tamam.” deyip indim, ama halen korkuyordum. Yengem halime bakıp, “Gel lan yanıma, bir de erkek olacaksın!” diye azarlayınca, yengemin yanına, yani kucağına girmiş oldum. Çok tuhaf bir duyguydu, hem korku, hemde yengemin banyodaki halleri aklıma geldikçe azmaya başlıyordum. Yengemin üstünde bir badi ile altında eşofman vardı. Yengem bana sırtını dönmüş, ben ise ona dokunamıyordum, yengemin tepkisinden korkuyordum.

Bir müddet geçtikten sonra yengem tam uyumaya başlamıştı ki, gök tekrar gürlemeye başladı. O an bir refleksle yengeme arkadan sarıldım. Yengem, “Ne oldu yine?” dedi. “Korktum yenge.” dedim. Yengem güldü, “Korkacak birşey yok, yat uyu.” dedi. “Tamam.” dedim ama öylece yengeme sarılı kaldım. Az sonra tuhaf bir şekilde yarağımın kaltığını hisettim. Yarağım her saniye gittikçe sertleşmeye başlıyordu, sertleştikçe de ben yengeme daha sıkı sarılıyordum. Kesin yengem bunu fark etmişti, ama nedense ses çıkarmıyordu. Ben de dahada bastırmaya başlamıştım. Yengemden yine ses gelmeyince, sarılı olduğum için, elimi ilk olarak göğüslerine attım. Hafiften elimi oynatmaya, memelerini okşamaya başlamıştım ki, yengem “Hoop, ne yapıyorsun?” dedi. Hemen elimi çektim…

Yengem dönerek, “Ne yaptığını sanıyorsun sen?” diye bağırdı. Çok korkmuştum o an, kafamı yastığa gömdüm, ses çıkartamadım. Yengem azarlamaya devam etti. “Böyle şeyler günah, ben senin yengenim…” gibi lafları dizdikçe, ben kafamı yastığa dahada gömüyordum. Yengem benim cevap vermediğimi görünce, içi cız etti herhalde, elini kafama koyarak, yumuşak bir tonda, “Neden yaptın bunu?” dedi. Ben de, “Banyoda gördüm, hoşuma gitti, merak ettim.” dedim. Yengem, “Ya? çok mu hoşuna gitti?” diye sordu. “Evet çok!” dedim. “Madem çok hoşuna gitti, dokun istiyorsan. Ama bak sadece bir kere olcak, başkada olmaycak, tamam mı?” dedi. “Tamam yenge!” dedim. “Hadi dokun!” dedi. Dokunduğumda yarağım bir taş kadar sertleşmişti. Yengemin memelerine dokunuyordum, okşuyordum. 3 tane doğurmasına rağmen, yengemin çok güzel göğüsleri vardı. Yengemin memelerini okşadıkça, benim yarak dahada sertleşiyordu…

Derken elimi badisinin içinden soktum, elim göğüslerindeydi, çok güzellerdi. “Yeğeninin yaptığı gibi onları ağzına almak, emmek istermisin?” dedi. Ben hemen badisinin altından memelerini öpmeye, emmeye başladım. Yengemin de hoşuna gittiğini düşünüyordum. Öyle 5 dakika öpüp emdikten sonra, yengem, “Yeter bu kadar, hadi yat uyu!” dedi. Ama ben delirmiştim ve bu kadar azmışken duramazdım. Yengem sırtını dönmüştü bile. Elimi birden yengemin amına attım. Yengem irkildi, “Ne yapıyorsun? Bak döverim busefer seni!” dedi. Ben de, “Yenge göğüslerin gibi bir kerede orana dokunayım?” dedim. Yengem, “Orası olmaz!” dedi. Ben, “Ne olursun yenge, bir defa…” diye ısrar edince, yengem, “Tamam, ama bak birdaha birşey istersen şamarı yersin!” dedi. Hemen elimi yengemin amına attım. Gariptir, elimi yengemin amına atalı daha 1 dakika olmamıştı ki, boşaldım…

Boşaldığımda sarsıldığım için, yengem, “Ne oldu?” diye sordu. Ben ses edemedim. Yengem, “Azgın sapık! Boşaldın demi?” dedi ve elini şortumun içinden soktu ve akan menilerle birlikte yarağımı avuçladı. “Oooo ne lan bu? Bu yaşta bu kadar olur mu?” dedi. “Ne?” dedim. “Oğlum yaşına göre seninki çok büyük!” dedi. Yengem elini çekmemişti, halen yarağım avucundaydı. Boşalmama rağmen yarağım halen dimdikti, hiç inmemişti ve inanın yengem dokundukça dahada irileşiyordu. Yengem yarağımla oynamaya, yarağımı sıvazlamaya devam ediyordu. Birden ne olduysa, yengem pijamamdan tutup, “Çıkar üstünü!” dedi. Hemen çıkardım. “Ulan sen çok azmışsın, dur seni adam gibi boşaltayım!” dedi ve yarağımı güzelce ovmaya başladı. Ben elimi yengemin amından çekmemiştim, hem amını hemde göğüslerini ovuyordum…

Ben de yavaşça yengemin üstündekileri çıkarttım. Yengem artık itiraz etmiyordu, belliydi yengem de artık azmıştı. Yengemin amını öpmek istediğimde, yengem, “Hayır, orayı öpmek yok, ama başka birşey yapabilirsin!” dedi. Dizlerini kendine çekip, bacaklarını aralamasıyla, ben de hemen bana açtığı yerde, yani bacaklarının arasında yerimi aldım. Ben seks konusunda birşey bilmediğim için, emir komuta, hatta yarağım bile yengemdeydi, yani elinde. Ben yengeme yanaştıkca, yengem de yarağımı amına sürtüyordu. Ben iyice deli oluyordum. Yengem, “Bak buraya sokacaksın, yengeni burdan sikeceksin!” diyordu. Yengem aynı zamanda zevkten inliyor, ağlar gibi sesler çıkarıyordu. Yengem sonunda yarağımı kendi eliyle amına soktu. Yengemin amının içi sımsıcaktı. Bacaklarını belime dolayarak beni kendine doğru yapıştırdı. Artık yengemin amında gidip geliyordum. Çok geçmeden ikimizde aynı anda boşaldık…

O gece sabaha kadar yengemi siktim. Daha sonraları yengem bana bildiği bütün sikiş pozisyonlarını öğretti ve beni tam bir erkek yaptı…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized

aile dostları ve swing

No Comments

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

aile dostları ve swing
Barış ve Merve’de samimi olduğumuz aile dostlarımız. Barış, benim çocukluk arkadaşımdır. Merve ile üniversitede okuduğu zamanlarda tanışıp evlenme kararı almışlardı. Mezun olunca Merve’de bizim şehrimize gelin olarak geldi. Arzu ile Merve’de iyi anlaşınca üstüne çocuklarda yaşıt olduğundan çok sık vakit geçiririz

Her neyse ayrıntıları geçiyorum, olayların ilk başladığı geceye dönmek istiyorum. Derbi maçını seyretmek için erkek erkeğe birkaç tek atıp yemeğe gitmiştik. Sohbet sırasında laf bir şekilde mano tonluğa geldi. Barış aramızda kalmasını rica ederek anlatmaya başladı. Cinsel yaşantılarına hareket getirmek için sürpriz yaparak, vibratör aldığını ama eşinin bunu gördüğünde verdiği tepkiyi kızarak bahsetti. Barış’la bekarken beraber yaptığımız çok çapkınlığımız olmuştur ama eşlerimiz hakkında bugüne kadar konuşmadığımızdan başta tuhaf gelmişti doğrusu. Çok samimi olduğumuz için bir kötülük görmedim ve üstü kapalı bizden de örnekler vererek tavsiyelerde bulundum. Anlattıklarından kötü bir cinsel hayatlarının olmadığını sadece Merve’nin yeniliklere karşı biraz çekimser olmasından şikayet etti. Daha sonraki görüşmelerimizde de Barış’la baş başa iken benzer konular açılıyor, zamanla artık sıradan bir konu gibi bahsedebiliyorduk. Tabi tüm bunları saygı çerçevesinde, fikir alışverişi gibi görüyorduk. İş öyle bir noktaya gelmişti ki artık Merve’nin iç çamaşır seçimlerinden, renklerine, doğum kontrol yöntemi olarak spiralini, yaptıkları fantezileri gibi bir çok şeyi biliyordum. Haliyle Barış’ta bize ait bir çok şeyi öğrenmişti. Aslında bize nazaran daha renkli fantezi dünyaları vardı ve ilk duyduğumda gülmeme neden olan fantezilerini unutamıyorum. Merve’nin üniforma merakı varmış ve Barış’ın kendi işi olmasına rağmen dolabında denizci subay üniforması bulunduruyormuş.

İtiraf etmem gerekirse arkadaşımız olarak gördüğüm Merve artık erotik bir objeye dönüşüyordu. Hele hele onun hiçbir şey den haberi yokken en mahrem yanlarını bilmek tuhaf bir durum haline geldi. Öyle ki Merve ile sohbet sırasında beynimin arka planında Barış’la yaşadıkları geliyor ve müthiş etkileniyordum. Halbuki zamanında Merve’nin tatillerdeki bikinili halleri dahi etkilenmeme sebep olmamıştı. Bu arada bir yanlış anlaşılma olmasını istemem. Barış için de benim için de yaşadıklarımız sadece hayatımızı renklendirmek adına şölen niteliğinde idi. Asla birbirimizin eşine sarkma benzeri terbiyesizlik içinde değildik, olamazdık da… Barış ile bunu hiç konuşmamış olsak da ikimizin de bildiği gizli bir saygı kuralı idi.

Gene de bazen kendi başıma kaldığımda küçük pişmanlıklar yaşamıyor değildim. Eşimle en mahrem bilgileri arkadaşımla paylaşmak ne derece doğruydu ? Veya şu ya da bu olayı da anlatmasaydım diye düşünsem de heyecan verici tarafı sanırım her zaman daha ağır basıyor ve sonunda iyi taraflarını görerek aklımdan uzaklaştırıyordum.

İlerleyen günlerde Arzu’nun akrabası evleniyordu, eşlerimizi kına eğlencesine bırakıp felekten bir gün çalalım diyerek Barış’la yemeğe çıktık. Barış vibratörden bahsediyordu; bir süredir eşini bir şekilde ikna etmeyi başarmış olduğunu zaten biliyordum. Fantezilerinde gittikleri tatil köyünde Merve’nin masaj yaptırdığını ve azarak masörle beraber olduğu bu sırada Barış’ında aralarına katıldığı üzerine kuruluydu. Dolaba vakumla yapıştırdıkları vibratörle Merve domalmış içine alırken Barış’a oral seks yaptığını tarif ediyordu. Merve 3.kişi kurgusuna kızmadı mı peki ? diye sordum. “Tam tersine “ diyerek konuyu açıkladı. Merve yapı olarak kıskanç olduğundan 3.kişinin kadın olmasına tahammül etmediğini ama erkek olunca sorun yok dedi. Bahsi geçen kişilerin kesinlikle hayali olmasını, uzak dahi olsa tanıdık kişilerden olmamasını istiyormuş. Barış finalde bana izahat verme gereksinimi hissetmiş olacak ki ; tüm bunların yatak odalarında oynadıkları oyun olarak gördüklerini, gerçekte asla böyle bir şeyi ne Merve’nin ne de kendisinin istemediklerini söyledi. Merak etme seni gayet net anlıyorum açıklamana gerek yok hayalini kurmak demek ille realiteye dökmek anlamına gelmediğini belirtip, benzerini Arzu ile yaptığımızı anlattım. Arzu ile porno seyrederken sahnelerdeki kişileri seçeriz ve sanki bizmişçesine seyrederiz. Tabii şansımıza, arada anlattığın gibi 3lü veya 4 lü sahneler çıktığında mecburen olaya devam etmek zorunda kalıyoruz ve bir kadın bir erkekten daha fazla heyecanlandırdığını söyledim. İşin benzer tarafı Arzu’da tanıdık kişileri katmaz rahatsız olur diye ekledim.

H.sonu akrabanın düğününe gittik. Barışlarla ve tanıdığımız arkadaşlarımız; üç çift ile eğleniyorduk. Keyfimiz gıcırdı ve içk**e hafif çakır keyif kıvamına erdirmişti. Düğündeki hatunları, eşimi ve tabi ki Merve’nin dekoltelerini ve oynayışlarını gördükçe içim kıpırdanmaya başladı. Arzu siyah tek parça mini bir elbise giymişti, Merve’de kırmızı bileklerinde biten elbisenin içinde tam iki dişi afet idi. Slow dans ederken Arzu’nun kulağına tangasını çıkartıp bana vermesini fısıldadım. Sen delisin diye gülümsedi ve dans bitini kadınlar tuvaletinden döndükten sonra çantasından çıkartıp çaktırmadan masa örtüsünü kamuflaj gibi kullanıp elime tutuşturdu. Tanıdıklar gelip tekrar piste kaldırmaya ısrar ediyordu. Yorulduğum için oyun havası sırasında kalkmayıp, eşimi dans ederken izlemeyi tercih ettim. Barış’ta yanıma gelip oturdu. Barış’a şu an Arzu’nun altında iç çamaşırı yok biliyor musun diye çaktırmadan cebimden tangasını göreceği şekilde yandakilere fark ettirmeden çıkarttım. Belli etmese de eminim ki Arzu’nun iç çamaşırının olmadığını bilmesi onu da gece boyunca tahrik etmiştir.

Barış’ta tam bir film fanatiğidir. Tavsiye ettiği filmler ve bir iki dizi vardı. Onlarda olduğumuz bir gece eşlerimiz salonda sohbet ederken, kopyalama sırasında sigara da içmek için balkona çıktık. Arka planda kopyalarken son gittikleri tatil köyündeki resimleri göstermeye başladı. Havuzda, akşam yemeğinde gibi pozları ardı ardına akarken Merve’nin bikinili pozları beni hafif hafif azdırmaya başlamıştı ki bir tanesinde Merve yüzüstü güneşleniyordu. Barış başka bir poza geçerken dur ya ne çabuk geçtin göremedim diyerek geri gelmesini istedim. Merve yüzüstü yatmış ve bikinisinin üstünün iplerini çözerek güneşleniyordu. Göğüsleri yandan hafif taşmış, güneş altında parlayan bir vücut… Kısaca harika bir pozdu. Güzel çıkmış hala genç kız gibi diye iltifat edince Barış’da gaza gelmiş olacak ki daha erotik olanları da var diye muzipçe sırıttı ve resimleri göstermeye devam etti. Açıkçası Barış benle oynuyordu ve malesef yenilip “Ee oğlum göstermeyecek misin peki “ diye sordum. Bekle az diyerek hafif doğrulup içerdekilerin ve çocukların gelmeyeceğinden emin olunca şifreli bir klasörü açıp göstermeye başladı. Şok olmuştum çünkü Merve üstsüz şekilde güneşleniyordu. Pantolonumda kazık gibi olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Riskli bir ortam olduğu için fazla uzatmadan kapattık. Benimse aklım hala resimlerde kalmıştı. Daha rahat bir zamanda gösteririm dedi ardından toplanıp içeri geçtik. Merve’ye bakarken elbisesinin altındaki göğüslerini görmüş olmak beni o kadar etkilemişti ki anlatamam. Adeta Merve’yi karşımda çıplak görüyordum. Tanıdığınız, samimi olduğunuz birinin göğüslerini görmek bir resimde veya filmde gördüğünüz mankenler gibi olmuyor. Tarifini yapamayacağım kadar haz verici etkisi oluyor. Gördüklerimin heyecanı ile Arzu ile o gece çılgınlar gibi seviştim.

Ertesi gün Barış’a telefon ettim. Arzu’nun özledikleri için çocuğu da alıp annelerinin yazlığına gideceğinden bahsettim. Asıl niyetim gece kalacakları için evin boşluğundan faydalanıp Barış’ı bize çağırıp resimlerin tamamına rahat rahat bakmaktı. Barış’a hem bir şeyler atıştırır sonra geçen günkü yarım kalan olayı tamamlarız diye ima ettim. Akşam sabırsızlıkla beklerken, Barış’ın laptopsuz geldiğini görünce hayal kırıklığı yaşasam da belli etmedim. Karnımızı doyurduktan sonra bira içmeye başladık. Laflarken bir ara Barış “hadi merak etmiyor musun?“ diye lafa girdi. Neyi ima ettiğini sonradan anladım, meğer harici hard diskinle gelmiş bizimki. Beni uyuz etmek için mi yoksa evden çıkarken dikkat çekmesin diye mi böyle yaptı pek anlamış değilim açıkçası pek umurumda da değildi. Heyecan içinde benim bilgisayarın başına geçtik. Bilgisayarın açılması benim için sanki dakikalar sürdü. Nihayet resimler ekranda idi. Merve’nin gördüğüm üstsüz güneşlenenlerden başladık. Görmediğim üstsüz pozlarından sonra odalarında çektikleri erotik tarzda sadece göğüslerinin gözüktüğü resimlerden oluşuyordu. Tamamen çırılçıplak resmi yoktu ama aşırı tahrik olmama yetmişti. Barış “Beğendin mi “ diye sorduğunda Belli olmuyor mu diye gülerek önümü gösterdim. Meğer esas bombasını sona saklamış; Merve ile sevişmesini video olarak çekmiş ama göstermesi için bir şartı olduğunu ve düğündeki o tangayı görmek istediğini söyledi. İstediğin bu olsun diyerek yatak odasına çağırdım ve Arzu’nun iç çamaşır çekmecesini açtım. Düğündeki tangayı ve diğer takımlarını gösterdikten sonra tekrar içeri geçtik. Barış bilgisayarda filmi açmadan evvel biralardan dolayı beklemesini söyledim. Çiş faslını bitirince gözüme kirli sepeti ilişti. Arzu’nun sepete atmış olduğu kilotunu alıp Barışın yanına gittim. Arzunun kokusunu duymak istersin diye düşündüm diyerek verdim. Barış koklarken filmi de başlattık. Merve transparan mor geceliği ile yatakta uzanmış yatarken başlıyordu. Ön sevişmelerin ardından Merve üstündekini çıkartıyor ve nihayet Merve’yi karşımda çırılçıplakken görüyorum. En yakın arkadaşım ve eşi ekranda sevişiyorlar ve görüntüler aktıkça kalbimin ritmide deli gibi atıyordu. Barış’ın içine girişi çıkışı, Merve’nin zevk anlarında kaşlarını çatarak yaptığı mimikleri beni deli etmeye yetmişti. Barış ile ergenlik zamanlarında beraber çok porno seyredip 31 çekmemize rağmen ilk başta çekindim ama artık dayanacak halim kalmamıştı. Banyoya gitsem mi diye düşünürken Barış fermuarını indirip başlayınca gereksiz bir detaya takıldığımı anlayıp ben de aynını yaptım. Aşırı tahrik olduğumdan zaten fazla dayanamayıp boşalmaya başladım. Barış ise bir taraftan asılırken bir taraftan da kokmaya devam ediyordu. Bu sırada aklıma çılgınca bir fikir geldi ve Barış’a boşalırken kilotun üstüne boşalmasını söyledim ve severek yaptı ve üstünü onla temizledi.

Sanıyorum bir iki hafta sonra idi Barış akşamüstü işyerime uğradı. Bayanların kullandığı traş bıçağını koydu masama. Kullanılmış bir bıçaktı ve aralarında kıllar vardı. Merve’ye ait olduğunu tahmin etmiştim. Barış kadında şekilli bırakılmış kılı sevdiğimi de bildiği için böyle bir jest yapmış. Hoşuma gitmişti Merve’ye ait mahrem bir parçasına sahip olmak. Ayrıyetten yeni resimler çekmiş onları gösterdi, bakarken küçük cam bir şişeye boşalmamı istedi. Niye diye sorduğumda sen dediğimi yap sadece diyerek ısrarla tekrar edip duruyordu. İşkillenmiştim “ söylesene oğlum yapmayacağım yoksa !” dediğimde, yapmazsam anlatmayacağını ve bir daha da ne resim ne video ! diyerek tavır koyunca iyi bari diyerek getirdiği şişeye tüm spermlerimi patlattım. Kim bilir ne haltlar peşinde diye güldüm kendi kendime. Ertesi gün telefonda görüştüğümüzde anlattı. Gitmiş bir tane su fışkırtmalı olan vibratörlerden almış ardından da benim spermlerimi içine koyup gecesinde Merve’nin derinliklerine boşaltmış. Şaşkın biçimde anlattıklarını dinleyip sorular sorarken Barış kahkahasını patlattı ve şaka yaptığını söyledi. Kafaya almasına gıcık olmuştum ancak yalan dolan da olsa spermlerimi Merve’ye boşalttığı fikri etkileyici gelmişti. Altta kalmamak adına zaten başından beri inanmadım ki, ben de seni yiyorum dedim. İşyerimde tüm bunları düşünürken aklıma birden traş bıçağı geldi. Çekmecenin dibine sakladığım yerden bularak Merve’nin kıllarına bakmak daha cazip geldi. Elimde evirip çevirirken paranoyam tuttu; Belki bu da Barış’ın bir mizanseliydi ? Barış’ın kılları olabilirdi, soğuyup traş bıçağını aynı yere koydum.

Pazar günü pineklerken telefonum çaldı, arayan Barış’tı. Piknik teklifinde bulundu. Değişiklik olur diyerek kabul edip buluştuk. Ateşi yakmak için çabalarken Merve yanıma gelip pişireceğim malzemeyi yanı başıma koydukça eğilirken verdiği göğüs çatalı frikiklerini kaçırmamaya da gayret ediyordum. Kayda değer bir şey yakalayamamıştım zaten Arzu’ya da sobelenmenin bir manası yoktu durduk yere. Mangal sonrası çok yediğimden üzerime ağırlık çökmüştü. Arzu ile Merve tanımadığım birinin dedikodusunu yaparken Barış’da az ileride çocuklarla top oynuyordu. Merve çaylarımızı tazelerken konuyu değiştirdi ve yaz tatili için plan nedir, ne yapıyoruz? diye sordu. Arzu ile muhtemel yerleri tartışıyorlardı. Bulunduğum yerden yurt dışını da ihtimallere koyun diye laf attım. Onlar orası burası anlatırken “çıplaklar kampına da uğrarız” diye şaka yaptım. Tekrar sessizliğime bürünürken kendi aralarında nudistlerin et yığını gibi göründüğünü, itici bulduklarını konuşmaya başladılar. Yorumları devam ediyordu üstsüz olarak güneşlenenlere değinip ardından da cesaret edemeyeceklerini birbirlerine anlatıyorlardı. İçimden dinle Arzu, Merve’nin masumiyet palavralarını diye geçirdim. Aklıma haliyle Merve’nin üstsüz verdiği pozlar geldi.

Akşam çocuğu uyutup Arzu ile baş başa kaldığımızda konuyu tekrar gündeme getirip “ Gerçekten üstsüz güneşlenmez miydin ? “ diye sordum. “ Peki sen kıskanmaz mıydın ? “ diye soruma soru ile karşılık verdi. Ortam müsaitse yani başkaları da üstsüz ise kıskanmayacağımı bilakis hoşuma dahi gideceğini söyledim. Aslında merak ettiğini ve benim gibi düşündüğünü yani tanınmadığımız kişilerin bulunduğu nezih bir ortamda cesaret edebileceğini konuştuk. Merve’nin bir keresinde üstsüz güneşlendiğini de Barış’la konuştuğumuzda öğrendiğimi çıtlattım. Ağzımdan kaçırmamıştım, Merve’nin ahlaki tavırlarına karşı bir nevi tepkiydi. Arzu pek şaşırmış görünmüyordu. Sigarasından bir nefes çektikten sonra biliyorum bana bahsetmişti ama senin yanında yaptım diyecek hali yok herhalde diye tebessüm etti.

Havalar ısınmıştı, Barış’lar o hafta sonu Merve’nin ailesini ziyarete gitmişlerdi. Biz de eşimle balkonda çilingir sofrası yapıp demleniyorduk. Alkol tesirini göstermiş, Arzu’nun karşımda sütyensiz, saten geceliği ile hem içip hem görsel ziyafet çekiyordum. Barış’lar hakkında konu açıldı bir süre öylesine konuştuk. Malum olmayanın arkasından konuşmak adettendir. Barış’ın koltuk altı fetişi olduğunu söyledim. Arzu merak edince devam ettim anlatmaya. Dediğine göre çocukluk sıralarında bir kızın bikini bölgesinde tüy çıkıp çıkmadığını merakla başlamış ilgisi. Tabii öğrenmenin en kolay yolu da çaktırmadan koltuk altına bakmak olduğunu keşfetmiş. Yani burada varsa orda da vardır mantığı. İleriki yaşlarında da kadınlar banyoya girdiğinde genelde hepsinden bir anda kurtulduklarından koltuk altı onun için bir ipucu oluyormuş. Kısaca koltuk altında kıl varsa orda da vardır veya yoktur şeklinde bir mantık yürütüyor dedim. Özellikle yeni çıkmaya başlamışsa Barış için tam bir afrodizyak etkisi olur diye ekledim.Arzu ilginçmiş dedi ve ardından o da liseden bir kız arkadaşının erkeklerin göğüs kılı takıntısından bahsetti.

Sonraki cumartesi öğleden sonra tatil rezervasyonu için alışveriş merkezine gittik. Barış’ın biraz işi olduğu için sonradan katılacaktı. Çocukları sinemaya sokup biz de mağazaları gezinmeye başladık. Arzu’ya bikini almak için bakınıyorduk. Arzu seçtiği iki bikiniyi denemek için kabine girdi. Merve ise hala bikinilerin orda arayış içinde iken Arzu’nun beni çağırdığını fark ettim. Yanına gittiğimde altının uyduğunu ama üstünün biraz dar olduğunu yanlardan taştığını söyleniyordu. Merve’de yanımıza gelmişti. Aynı şeyleri ona da söylerken Merve eliyle bikinin üstünü çekiştirip düzelttirmeye çalışıyordu. Arzu’nun göğüs uçları bikinin altında yerini belli edecek kadar belliydi. Yaptıkları normaldi ama bir an lezbiyenlermiş gibi düşününce etkilendim. Başka denemeler ile üstünü de uydurup mağazadan çıkana kadar Merve’de dener mi acaba diye umut etmeme rağmen sükutu hayal oldu. Terlik gibi şeyleri de hallettikten sonra Barış’la tur firmasında buluştuk. Kafamızı da dinleyeceğimiz bir tatil yaşamak istiyorduk. Bu nedenle çocuklara bakması için Arzu’nun teyze kızı da gelecekti. Rezervasyonu buna göre yapıp tatil programımızı hallettik. Bu hengamede yorulmuş olduğumuzdan bir kahve ve sigara molası verdik. Barış işyerindeki alelade bir şeylerden bahsediyordu. Arzu’da saçlarını yukarı toplayıp tokasını takarken bir şey fark ettim ki her zamankinden uzun sürmüştü saçlarını toplaması ve düzeltmesi. Kolsuz bluz giydiği için koltuk altını mı gösteriyor acaba? Bana öyle gelmiş olabilir. Kısacası emin değilim. Emin olduğum şey ise beni tahrik ettiğiydi. Acaba Arzu bilinçli olarak mı göstermişti ? Yoksa anlattığım şey çok taze diye mi dikkat etmiştim? Eve döndüğümüzde aklımda fikrimde devamlı bu dolanıp duruyordu. Arzu çocuğu yatırmış kendi de yıkanmaya girmişti. Rakı kadehi hazırlayıp balkona sigara içmeye çıktım. Akşamüstü ihtimal dahilindeki fikirlerim beni etkiliyordu. Arzu’nun Barış’ı deli etmek için yaptığını, sonrasında da ikisini yatakta hayal ettim. Açıkçası seçenek verilmiş olsa Merve ile ilişkiye girmek yerine birincisini yani Arzu ile Barış’ı yeğlerdim. O gece Arzu ile beraber olduğumuzda aklımda bu fikirler uçuşup durdu. Flaş gibi ardı ardına beynimde hayaller patlıyordu. Arzu, Barış’a kur yaparken, koltuk altını yalatırken, inlerken, onun üstünde iken, içine girerken, öpüşürlerken… Daha sonraki günlerde de onları bu şekilde düşünmekten vazgeçmedim. Söylemem sanmama rağmen Barış’a rüya şeklinde bahsettim. Dün gece rüyamda Arzu ile seni gördüm beni boynuzluyordunuz diye. Gülerek anlatmamı istedi ve tam hatırlamadığımı söyledim. Üstünkörü bir şeyler uydurdum. Sonra cep telefonu ile Arzu’yu banyoda gizlice çektiğim görüntüyü izlettim. Barış, Arzu’yu ilk kez tam olmasa da çıplak görüyordu. Buzlu duşakabinde yıkanan Arzu’yu görünce ağzından “ Vay orospuya bak “ kelimesi çıktı. Bu kelime biliyorum hoş bir hitap değil ama sevmiştim. Barış yaptığını anında da fark etti “ refleks olarak yanlışlıkla oldu kusura bakma” açıklaması yaparken, susturup hoşuma gittiğini söyledim. Barış bir eliyle telefonu tutarken ötekiyle de pantolonunu sıvazlıyordu. Kaydı ardı ardına başa alıp iştahla seyretmesi beni de coşturmuştu. “İster miydin Arzu’yu becermeyi ? “ diye sordum. “ Bu da soru mu? Banyoda Arzu’yu düşünüp çok 31 çekmişliğim var “ dedi. Ardından hayalinin ne kadar heyecan verici olsa da gerçekte bunun imkansızlığı üzerine konuştuk. Detaya girmek gerekirse Arkadaşlığımızın negatif etkilenmesi, sonradan duyulacak muhtemel pişmanlıklar, kendimizi ikna edebilsek dahi eşlerimizi ikna etmenin zorluğu gibi ayrıntılardı.

Tatil zamanı gelip çatmıştı, hepimizde tatlı bir heyecan vardı. Otelin lobbysinde oda işlemlerini bekliyorduk. Derken odalarımız ayarlandı. Bize aile odası verilmişti, yan odayı Arzu’nun akrabası İlknur’la çocuklara ayarladık. İlk gün yol yorgunluğunu hep beraber denizde atlatmaya çalıştık. Güneş gözlüklerimin arkasından Merve’yi doya doya izleme fırsatı yakalıyordum. Gün boyu gördüğüm en belirgin frikiği çocuklarla kumdan kale yaparken çömelmesi esnasındaydı. Alt bikinisi kasık bölgesinde gerilmiş, yanlarından daha fazlasını göremesem de açıklık oluşturmuştu. Tatilin her günü sürprizlerle dolu olmasa da bahsetmeye değmeyecek küçük heyecanları yakalıyordum. Nitekim Merve teşhirci değildi. Genelde günler birbirinin tekrarı olduğu için önemli enstantelere değineceğim. Ayrıca sırf biz ebeveynler yoktuk, arada çocuklarla da ilgilendiğimiz için sıradan bir tatil havasına da büründüğü oluyordu. Neyse ki İlknur, çocuklar konusunda epey yardımcı oluyordu. En azından geceleri odaya erken gitme sorunumuz yoktu. Akşamüstü havuzdan toparlanırken İlknur ve çocuklar k**s club’e uğrayıp, dondurma almak için yanımızdan ayrıldılar. Hanımlar önümüzden, biz arkalarından odaya doğru yürüyorduk. Odaya yaklaşırken Barış çaktırmadan az sonra onların kapısının önünde beklememi söyledi. Merak etmiştim ne cinlik peşinde diye ama fazla didikleyemeyecek kadar da eşlerimize yakın olduğundan göz kırparak okey işareti verdim sadece. Arzu’ya “sen banyoya gir, oda kartını aldım. Çocuklara bir bakayım “ bahanesi ile kendimi dışarı attım. Merdivenlerden inerek alt katımızdaki odanın kapısında aldım soluğumu. Beklerken içerden Merve çıksa niye beklediğimin bahanesini düşünürken, dışarıya bakan banyo penceresinden su sesleri gelmeye başladı. Yaklaşıp, birini bekliyor havasında dinlemeye başladım. Duş ile karışık, ıslak vücutların çarpışma sesini rahatlıkla ayırabiliyordum. Seslere Merve’nin hafif iniltileri karışmaya başladı. Yavaş a benzer bir şeyler fısıldadığını duymuştum. Mırıldanmalar kesildiğinde İlknur ve çocukların da artık gelme ihtimali olduğundan daha fazla riske girmeyip odaya döndüm.

Az evvel yaşadığım olayın etkisi ben de plan oluşturmuştu; Telefonumun wireless’ını yastığımın kenarına koyarak pekala sevişme seslerimizi Barış’a gizlice dinletebilirdim. Sevişme öncesinde eşimin banyoya girdiği esnada Barış’ı arayarak. Ancak bunu gerçekleştirirken geç bir saate denk geleceğinden, Merve’nin olmadığı bir günü tercih etmeliydik ve gecenin o sessizliğinde anlaşılmaması için Barış’ın mute tuşuna basması gerekiyordu. Üstünde biraz daha düşünmek gerektiğinden şimdilik askıya almaya karar verdim.

Banyomu yapıp çıktıktan sonra Arzu’nun çıplak resimlerini çekmek istedim. Sadece havlu sarılı iken veya erotik tarzda bir yerinin görünmediği şekilde müsaade etti. Birinin eline geçer gibi endişelerini daha önceden bildiğim için zorlamadım. Makyajını yaparken içine sütyen giymemesini teklif ettim. Arkadaşlarımızdan çekindiğini söyleyince “ Merve’de giymiyor farkında değil misin ? “ dedim. “ Merve’ninkiler benimki kadar büyük değil ama “ diye yanıt verdi. “ Rahatına bak, nasıl olsa bikinide de uçların anlaşılıyor “ diyerek ikna etmeyi başardım. Bir başka gecemizde her zamanki gibi çocuk animasyonunu seyredip masada sohbet daldık. Çocukların uykusu gelmeye başlamıştı. İlknur’la çocukları odaya bırakıp Arzu ile lobby’de gündüz ayırttığımız gümüş hediyelik parçaları almaya gittik. Barış’lar bizi iskelede bekliyordu. İskelenin sonundaki şezlonga oturmuş iki karanlık süliete doğru ilerledik. Merve bizi görünce ayağa kalkarak Arzu’nun kendisine eşlik etmesini isteyip havuzun oradaki lavaboya gittiler. Barış’ın karşısına geçip oturdum. Oturur oturmaz alkol kokteyli elime tutuşturdu. İskelede Merve’yi eteğinin altından kurcalayıp durmuş onu anlatırken bir taraftan da eline bulaşmış sıvıları koklamam için burnuma getirdi. Merve’nin kokusunu almıştım. “Bak şimdi ne yapacağım “ diyerek sehpadaki bir kokteylin pipetine parmaklarını gezdirdi. Çok geçmeden eşlerimiz de yanımıza geldi. Pipetini ellediği bardağı Arzu’ya uzattı. Karşılıklı oturmuş içiyorduk. Yudum alan eşimi görünce aklımdan Merve’nin sıvılarının dudaklarında olduğunu düşündüm. Nerden geliyor şeytanlıklar bu adamın aklına diye gülümsedim. Birkaç kadehle beraber çakır olmuştuk, eşlerimizin dikkatsiz oturuşları ile güzel bir geceydi diyebilirim. Ertesi gün idi sanıyorum eşlerimiz, çocuklarla kaydırakların olduğu bölümde iken Barış’la sahilde keyif çatıyorduk. Çektiği resimlere bakmam için fotoğraf makinesinin hafıza kartını değiştirip bana verdi. Merve’nin yeni resimleri idi. Büyük bir iştahla bakmaya başladım. Yandığı için göğüsleri beyaz kalmış, harika çıkmıştı. Kelimelerle ifade edemeyeceğim için resimlerin güzelliğini, üzerindeki ayrıntıları mecburen pas geçeceğim. Ardından makineyi gene Barış’a uzattım. Hafıza kartını tekrar değiştirip çantasına yerleştirdi. Bira alıp gelirken eşlerimizin de döndüğünü gördüm. Barış ve Merve denizde, biz oturmuş bakınırken Arzu az ilerimizdeki rus turistin mayosuna güldü. Adam dar slip mayo ile güneşleniyordu ve dalgası bariz belli oluyordu. “Merve’ler olmasaydı 3 lü yapmayı teklif ederdik “ diye şakalaştım. Arzu “ Çam yarması gibi üstelik antipatik bir tip istemezdim “ dedi. “ Peki kimi isterdin “ diye yokladığımda animasyon ekibindeki benim de hatırladığım genç birinden bahsetti. Konuyu Barış’lar geldiği için uzatamadık. Gecenin sonunda odada Arzu ile sevişmeye başladık. Üstüne çıkıp animasyoncu konusunu açtım ve daha gerçekçi hayal etmesini sağlamaya çalışıyordum.
“ Çok mu yakışıklı buldun animasyoncuyu ? “
“ Evet, ayrıca havuzun oralarda gördüm, çok fit vücudu, kolları kaslıydı… “
“Hımm demek bayağa dikkatinizi çekmiş hanımefendi ! Peki anlat bakalım madem ? “
“Sizi sahilde bırakıyorum bir şekilde kur yapıp onu ikna etmişim ve havuzun ordaki bayanlar tuvaletine giriyorum. Peşimden takip ediyor beni. Her an biri gelebilir endişesi ile ayakta yapıyoruz. Çılgınlar gibi öpüşüp sarılıyoruz ve bikinimin yanından içime giriyor “
“ Resepsiyondan telefonunu isteyim mi ? Gelsin istersen bu gece aramıza “ derken tempomu arttırmıştım Arzu hırıltılı ses tonu ile “Gelsin “derken aynı anda boşalmaya da başladı. Hemen ardından ben de üstüne yığıldım ve öylece kaldık. Kalbim güm güm atıyordu, müthiş bir orgazm yaşamıştık.

Her güzel şey gibi tatil de çabuk bitti ve yaşadığımız şehre döndük. Bir gece balkonda Arzu ile karşılıklı içerken “dersimiz seks “ diyerek konuyu açtım. Eşimle bir nevi paralomuzdur. Dersimiz seks ile başlayan cümleden sonra konu cinsel temalara ait olur.
Rahatlaması için animasyoncu hikayesi ile girişimi gerçekleştirdim. Böyle bir eşe sahip olduğum için şanslı olduğumu, çoğu çiftin cinsel anlamda birbirine samimi olmadığını söyledim. “Mesela tatilde yaptığımız animasyoncu fantezisi yatak odamıza renk getiriyor ama kimi bunu tabu olarak görür “ derken, “Fantazi olduğunu nereden biliyorsun “ diyerek beni kıskandırmaya çalıştı. “Demek öyle “ diyerek iyice havaya sokmaya çalışıyordum. Esas amacım fantezilerimize Merve ve Barış’ı dahil etmekti ama daha önce bahsettiğim gibi tanıdık kişilerde rahatsız oluyordu. Bundan dolayı fantezilerin aslında sadece oyun olduğunu tekrar üstünden geçtim. Kadehimin dibinde kalanı yudumlarken Arzu’ya küçük bir sırrım olduğunu söyledim;
“Hani Barış’tan filmler kopyalamıştım ya içinde onlara ait bir filmde çıktı “ dedim.
Şaşırmıştı Arzu. “ Nasıl bir film ? “ diye sorunca “sevişmelerini kayda almışlar, sanırım içinde unuttu işte “ diyerek kestirme bir cevap verdim. Silip silmediğimi öğrenmeye çalıştı. Bilerek oynuyordum Arzu ile. Tahmin ettiğim gibi seyretmek istiyordu. Daha fazla uzatmayıp “şu siyah transparan geceliğini giyip, gel madem” diyerek bilgisayarımı açmaya yöneldim. Komedi filmi seyrediyormuşçasına yüzündeki dinmeyen tebessüm ifadesi ile “Merve’ye bakar mısın az orospu değil “ gibi benzer espriler yapıp duruyordu. Barış’ın ön sevişmeyi bitirip boxerini çıkarttığı sırada elimi Arzu’nun kilotundan içeri sokarak klitorisini hafifçe okşamaya başladım. Artık esprileri kesilmiş, sadece pür dikkat filmi seyrediyordu. Çok geçmeden bileğimi kavrayıp kilotundan çıkarttı. “Yapma, yoksa dayanamayacağım “ diyerek izlemeye devam etti. Bilgisayarı kapatıp yatak odamıza geçtik. Onlardan bahsetsem tepki verir mi diye merak edeceğime, denemeye karar verdim. Arzu, oral seks yaparken “ Barış’ı yaladığını farzet “ dedim. Dinlerken bir an duraksayıp, bir şey demeden devam etti. Hazır olduğumda, içine sokmayacak şekilde arasına alıp tam üstüne oturdu. Gözleri kapalı, zevk alış sırasındaki mimiklerini seyrederken “Barış’ı hayal etsene” dedim. Temposunu bozmadan ağzından Barış ismi döküldü. İçinde Barış’ın geçtiği adlı adınca direktifler mırıldanması boşalana kadar sürdü. Yanımda soluklanırken “Abarttık, artık iyice saçmaladık “ dedi. Arzu’yu vicdan yapmaması için konuşarak rahatlatmaya çalıştım. Kıskançlık yaşamıyorsak ve keyif alıyorsak sorun yok diyerek konuyu bağladık. Nitekim bu geceden sonraki sevişmelerimizde artık Barış kanıksanmıştı. Hakimiyet genelde Barış’ta olsa da Merve taklidi yapıp beni gaza getirdiği de oluyordu. Tuhaf gelebilir ama nedense son gelişmelerden Barış’a bahsetmedim.

Havanın sıcaklığına nemde eklenmiş, bunaltıcı bir cumartesiydi. Akşamüstü Barış’ı aradım; Merve, sünnet düğünü için annelerine gitmiş. Bizimki de işlerini bahane ederek burada kalmayı yeğlemiş. Arabası Merve’de olduğundan işyerine uğrayıp, aldım. Yolda lamı cimi yok bize yemeğe geliyorsun dedim. Barış ikna olduktan sonra Merve’yi aradı. Sesi dışarı verip; yolculuğun nasıl geçtiğini öğrendikten sonra özledin mi beni diye başlayıp, sıkıştırmaya başladı. Merve annelerinin yanında rahat konuşamadığı için kısa sözlerle karşılık veriyordu. Durumu müsait olmadığı için kapattılar. Barış’la asansörde yukarı çıkarken aklıma Arzu’ya haber vermediğim geldi. İçimden umarım zılgıtı yemeyiz diye geçirdim. Çünkü eşimin en gıcık olduğu şeylerden biridir. Malum kadınlar misafire hele hele yemek için hazırlıksız yakalanmak istemez. Neyse ki kapıyı açtığında yüzündeki ifadeyle endişemin yersiz olduğunu gördüm. Arzu’nun Merve ile konuşup gideceğinden haberi olduğunu hatta Barış’ı davet et diyeceğini ama unuttuğunu ve iyi olmuş çağırdığın dediğinde tırstığım kadar olmadığını anladım. Arzu bunları anlatırken içinde sütyen olmadığını fark ettim. Ev hali olmasına rağmen askılı, mavi zeminli bluzu ve dizlerinin biraz üstünde biten, bacaklarını sarmalayan dar sarı taytı ile harika görünüyordu. Eşimin yemek servisleri sırasında ona yakalanmadan izleme fırsatı bulabiliyorduk. Yemeğin üstüne sigara içerken Arzu aniden geriye yaslanıp göğüs uçlarını iyice çıkartacak şekilde gerildi ve masayı toplayayım dedi. Masumane ama müthiş bir görüntüydü. Tuzluklar ve salatalık tabağı ile peşinden yardım etmek için gittim. Mutfağın içine girer girmez kalçasını sıkıp “Çok seksisin, delirtiyorsun beni “ dedim. “ Daha da delirteyim mi ?” diye sorduğunda dudağına bir öpücük koyup yerime döndüm. Bulaşıkları yerleştirdikten sonra Arzu’da balkonda yanımıza geldi. Barışla karşılıklı oturmuştuk. Arzu aramızda kalacak biçimde oturmuş, radyodaki şarkıya eşlik ediyordu. Ardı ardına kadehlerin üstüne nemin bunaltıcı etkisi rahatsız etmeye başlamıştı. Arzu serinlemek için saçları ile oynadıkça Barış’ın koltuk altına kaçamak bakışlarını görüyordum. Arzu yüzünü buruşturup “Burada yumru gibi bir şey mi var ? “ diye bana sol koltuk altını işaret etti. Bakayım diyerek dokunmaya başladım. Parmaklarımı 1-2mm uzunluğundaki tüylerinde dolaştırıyordum. “ Yok gibi, anlayamadım “ dedim. Arzu bu sefer Barış’a rica etti. Barış’ın arayıp da bulamadığı bir obje olduğu için hemen ilgilenmeye başladı. Bir doktor edasında parmak uçlarını gezdiriyordu. Şişlik var mı yok mu diye kıyaslamak için sağ koltuk altına da bakarken öyle bir görüntü vardı ki önümde sanki Barış göğüslerini elliyormuş gibi duruyordu. Bir şey bulamadığına karar verdikten sonra sohbetimize geri döndük. Barış’ın zayıf noktasını kullanmasından tahrik olmuştum. O kadar sertleşmiştim ki anlaşılmasın diye mutfaktan buz alması için Arzu’ya rica ettim. Buz ve meyve salatası ile geri gelip, atıştırırken bir taraftan da uzanıp, avucundaki buz parçasını boynunda dolaştırmaya başladı. “ Çok sıcak “ diye söyleniyordu. Rakı artık gitmediği için biraya döndük.

Barış eski kız arkadaşları ile ilgili komik anılarını sıralarken. Belden aşağı anlattığı bir fıkra sonrası konuyu filme getirdim. “Geçenlerde Arzu ile film seyrederken içlerinden sizinki çıktı “ dememle Barış şaşırdı. Arzu’nun bildiğini hesaba katmadığı için kem küm yaparken “ çekinilecek bir şey yok, ama daha dikkatli olmak lazım” ikazını yaparken Arzu lafa karıştı. Kafalarımız bayağa iyiydi Barış’ı makaraya almaya başlamıştık. Arzu “ Bize de ilham verdiniz “ diyerek gülüyordu. “Belki bizde soft tarzda çekeriz hem kameran da var” diyerek kahkahasını patlattı sonra çocuğu uykuya hazırlamak için ayağa kalktı ve gülerek içeri geçti. Gider gitmez, Barış “Oğlum, Arzu’ya filmi seyrettirdiğini niye söylemedin? “ diye sitem ederken açıklama yerine gülüyordum. Çok geçmeden Arzu yanımıza gelip “ Hadi balkonu toplamama yardım edin bakalım “ diye yardımcı olmamızı istedi. Ortalığı hallettikten sonra içkilerimizle salona geçtik. Hafif tıngırdasın diye televizyonda müzik kanalı açtım. Odada sadece televizyonun ışığı vardı. Film hakkında konuşuyorduk; Sürprizlerin, heyecanların evlilikte gerekli olduğu gibi cinselliği üstün körü yorumlarken Arzu “açık tarzda film veya fotoğraf çekme fikri başkasının eline geçer diye ürkütücü buluyorum ama itiraf etmeliyim ki softunu, mesela öpüşürken nasıl göründüğümüzü merak etmiyor da değilim “ dedi. Arzu sonrasında silmek koşuluyla sadece hararetli bir öpücük sahnesini görmek istiyordu. Sonrası zaten çok ani gelişti ve kamerayı Barış’a verirken buldum kendimi. Yanımızdaki abajuru yakıp, ikili koltukta eşimin yanına geçip dudaklarına kenetlendim. Barış’ın odadaki varlığı bizi ateşliyordu. Adeta nefes almadan çılgın gibi öpüşürken elimi, göğüslerine koyup okşamaya başladım. Ardından elimi bluzunun altından sokup içinden okşamaya başladım. Arzu’nun direnişi olmayınca sıyırıp tek göğsünü dışarı çıkarttım. Arzu kendini geriye çekerek öpüşmeyi bitirdi ve ayağa kalktı. Yüzü kameraya yani Barış’a dönük üstündeki bluzu çıkarttı ve ona doğru fırlattı. Ardından taytını kalçalarını sağa sola sallayarak aşağıya indirdi. Üstünde sadece kilotu kalmıştı. Biraz aşağıya inmiş olan kilotunu düzelttikten sonra yavaşça kucağıma oturdu. Omuzlarını öpüp, göğüslerini okşamaya başladım. Barış keyifle oturduğu yerden bizi çekmeye devam ediyordu. Devam ederken Arzu duraksayıp “ Şimdi kucak dansı sırası Barış’ta “ dedi. Zevkimin yarım kalmasına kızmamış bilakis Arzu’nun cesaretine hayran kalmıştım. Arzu kalkarak Barış’ın yanına gitti, ben de elindeki kamerayı alıp çekime devam ediyordum. Eşim pantolonunu çıkartıp üstünde bir şey kalmamasını istedi. Barış denileni yapıp hemen yerine geçti. Arzu usulca üstüne oturdu. Aralarındaki tek engel Arzu’nun kilotuydu. Öne doğru eğilmiş göğüslerini emdirirken Barışta kalçalarından kavrayıp kendine çektirip bırakıyordu. Yaklaşıp elimle kilotunu yana doğru açtırması için Barış’a yardım ettim. Yüzeysel gitgelleri devam ederken Arzu o kadar ıslanmıştı ki müdahalesiz içine almayı başardı. Tahmin ettiğim gibi Barış uzun sürdüremedi ve o kadar tahrik olmaya fazla dayanamadan içine boşaldı. Hareketsiz kalana değin bu şekilde kalırlarken aniden Barış’ın telefonu çaldı, arayan Merve’ydi. Arzu ayağa kalkıp telefonu Barış’a uzatırken spermler bacaklarına doğru süzülüyordu. Barış eşiyle konuşurken, Arzu, bacaklarının arasında ağzına almaya başladı. Barış’da bundan keyif almış olacak ki sohbeti uzattıkça uzatıyordu. Ben de artık dayanamayıp aynı anda eşime, arkasından yaklaşıp içine girdim. Hem kendi ıslaklığı hem de barışın spermlerinden çok kayganlaşmıştı. Mümkün mertebe uzatmak istediğim için çok ağırdan alıyordum. Barış “biz de misafirlikte olduğunu” söyleyip telefonu eşime verdi. Arzu’da bir taraftan Merve ile konuşup bir taraftan da eliyle sıvazlamaya devam ediyordu. Telefon kapandıktan sonra tempomu arttırıp bende boşaldım. Barış ile Arzu bensiz bir kez daha banyoda yaptıktan sonra geceyi bitirdik. Maalesef Merve’nin kıskanç mizacı olduğundan haberi olmadan bu sırrı sürdürmeye devam ediyoruz..

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Categories: Uncategorized
istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj bursa escort escort escort escort travestileri travestileri sincan escort beşiktaş escort ankara escort Hacklink Hacklink panel Hacklink panel bursa escort ankara escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort hurilerim.com Escort muğla escort muş escort nevşehir escort niğde escort ordu escort osmaniye escort rize escort sakarya escort samsun escort siirt escort beylikdüzü escort escort keçiören escort etlik escort çankaya escort mamasiki.com bucur.net hayvanca.net lazimlik.net cidden.net Escort bayan Escort bayan escortsme.com anadoluyakasikadin.com kadikoykadin.com atasehirkadin.com umraniyekadin.com bostancikadin.com maltepekadin.com pendikkadin.com kurtkoykadin.com kartalkadin.com istanbulspor.net şişli escort istanbul escort mecidiyeköy escort beşiktaş escort taksim escort fındıkzade escort çapa escort fatih escort topkapı escort escort şişli escort bayan bayrampaşa escort merter escort escort mecidiyeköy bursa escort ankara travesti By Casino bursa escort görükle escort bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort adana escort ankara escort adıyaman escort afyon escort aydın escort ağrı escort aksaray escort amasya escort antalya escort ardahan escort artvin escort bodrum escort balıkesir escort bartın escort batman escort bayburt escort bilecik escort bingöl escort bitlis escort bolu escort burdur escort bursa escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort denizli escort düzce escort diyarbakır escort edirne escort elazığ escort erzincan escort erzurum escort gaziantep escort giresun escort hatay escort ığdır escort ısparta escort kahramanmaraş escort kastamonu escort